Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1070 E. 2018/1443 K. 06.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1070
KARAR NO : 2018/1443
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2017
NUMARASI : 2015/426 Esas, 2017/476 Karar,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 06/11/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalıya ait İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı ve İzmir Adnan Menderes Havaalanı’ndaki bilet satış ofisi dekorasyon- uygulama- işçilik- proje takip ve kontrol işlerini yaptığını ve 08/12/2014 tarihli 34.172,80 TL ve 10/12/2014 tarihli 34.172,80 TL bedelli faturaları düzenleyerek davalıya gönderdiğini, davalının fatura tutarlarını ödemediği gibi TTK 21/2 md de yazılı 8 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 06/02/2015 tarihli ihtar ekinde iade ettiğini, süresinde iade edilmeyen fatura içeğinin kabul edilmiş sayılacağını, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında anılan işle ilgili yazılı bir anlaşma bulunmadığını, davacının icra takibiyle istediği alacağa ilişkin yazılı belge sunmadığını, tanık dinlenmesine muvafakatlarının olmadığını, icra takibine dayanak yapılmayan faturaların davada delil olmayacağını, davalı defterlerinde borç kaydı bulunmadığını, fatura içeriğinin doğru olduğunun davacı tarafça ispatı gerektiğini, faturanın global olarak tek rakam üzerinden düzenlendiğini, dava dışı Favori Rekam’dan alınan faturada belirtilen işler ile davacının ilgisinin anlaşılamadığını savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalı/borçlunun Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişilen 68.601,19 TL’lik borcun 62.650,87 TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin 62.453,24 TL asıl alacağa -davacının talebi aşılmamak üzere- 3095 sayılı kanun gereğince taleple bağlı kalınarak % 10 ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmak suretiyle devamına, likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın (62.453,24 TL ‘nin) % 20 ‘si oranında (12.490,64 TL) icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, fazlaya ilişkin istemin reddine, yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, davalının itirazında işin yapıldığı ancak miktarın fahiş olduğu yönünde bir itirazı bulunmadığını, faturalara 8 gün içinde itiraz edilmediğini ve iade edilmediğini, bu nedenlerle TTK’nın 21. Maddesine göre süresinde itiraz edilmeyen faturaların muhteviyatının kabul edilmiş sayılması gerektiğinden mahkemece talebin tamamı üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken kısmen iptale karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak takibin 68.345,60 TL üzerinden devamına ve bu tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde, taraflar arasında sözleşme bulunmamasına rağmen davacının sözlü beyanlarına itibar edildiğini, her bir havaalanı için istenen 34.172,80 TL hakkında davacının delil dahi sunmadığını, söz konusu iki havaalanındaki bilet satış yerlerinin büyüklükleri, ihtiyaçları, kullanılan malzemeler ve diğer hususlarda büyüklüklerin farklı olmasına rağmen iki ofis için de aynı miktarın istenmesinin şüphe doğurucu olduğunu, nitekim mahkemenin de davayı kısmen kabul ettiğini, davacının yazılı delil sunmayıp sadece kendi düzenlediği faturaları sunduğunu, bu faturalar takibe dayanak yapılmadığından dosyaya delil olarak sunulamayacağını, içerik olarak doğru olmayan bu faturaların davacıya iade edildiğini, salt faturaların tebliği ve ticari defterlere işlenmiş olmasının alacağın varlığını kanıtlamayacağını, müvekkilinin defterlerinde söz konusu borca rastlanılmadığını, davacının hem sunduğu hizmet hem de faizin vadesi açısından kötüniyetle hareket ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte urban bar stool talepleri hakkında fazladan talepte bulunulduğunu, işleyecek faizin de fazla talep edildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunmamakla birlikte, akdi ilişkinin varlığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir.
Somut olayda, davacı tarafça davalıya ait iki havaalanında bulunan bilet satış ofislerinin dekorasyon işlerinin davacı tarafından yapıldığı ileri sürülerek, iki adet faturaya dayalı olarak icra takibi yapıldığı, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal süresi içinde itirazın iptali istemli davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece mali müşavir ve iç mimar bilirkişiden 13/12/2016 tarihli rapor alınmış, bilirkişiler taraf defterlerini incelemek ve dosyaya sunulan fotoğraflar ve faturalar üzerinde inceleme yapmak suretiyle rapor düzenlemiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından işin bedelinde uyuşmazlık vardır. TBK’nın 481. Maddesinde “Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir” hükmü düzenlenmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte, eser sözleşmesiyle ilgili akdi ilişkinin varlığı sabittir. Taraflar bedelde mutabık olmadıklarından, bu halde TBK’nın 481. maddesi gereğince her bir işin yapıldığı yerde keşif yapılıp uzman bilirkişiye işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre, davacının gerçekleştirdiği imalât bedeli hesaplattırıldıktan sonra, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan yasal düzenlemeye göre inceleme yapılarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde hiç durulmaksızın, fotoğraflar ve davacı ile dava dışı üçüncü kişilerce düzenlenen faturalar üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf taleplerinin usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle ortaya çıkacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,
2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/06/2017 tarih, 2015/426 Esas, 2017/476 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa kendisine iadesine,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.