Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1053 E. 2018/1290 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1053
KARAR NO : 2018/1290
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2017
NUMARASI : 2016/480 Esas, 2017/299 Karar,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin davalı firmanın Gölcük ihsaniye çiftlik mahallesinde bulunan fabrikasına “Yangın söndürme, mekanik tesisat ve montaj işini, malzemeli olarak yapım işini” üstlendiğini, bu sistem ve projenin davalı şirkete 09/12/2015 tarihinde eksiksiz olarak teslim edilerek sistemin devreye sokulduğunu, müvekkili şirketin davalı borçlu şirkete yapılan iş için 09/12/2015 tarihli 005577 sıra nolu KDV dahil 50.000,00-TL bedelli fatura düzenlediğini, davalı şirketin fatura düzenlenmesinden sonra müvekkili firmaya her hangi bir ödemede bulunmadığını ve alacağın tahsili amacıyla Gölcük İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasında takip yaptıklarını, borçlu tarafın itiraz dilekçesi ekinde .. . tarafından keşide edilmiş 18/02/2016 tarihli… Bankası A.Ş. Gölcük şubesine ait 50.000,00-TL bedelli çek ile dava konusu alacağın ortadan kalktığını savunduğunu, ayrıca çek örneğinin altında yer alan “Elden teslim aldım .. .” imzası bulunduğunu, çekin keşidecisi ile hamilleri ve keşide tarihi itibariyle müvekkili firmanın alacağının tahsil edilmiş olması gibi bir durumun olmadığını, şirket yetkilisi olduğunu iddia edilen …’in müvekkili şirket ile bağı bulunmadığını, bahse konu çekte davalı tarafın herhangi bir şekilde adı geçmediğini ve ayrıca herhangi bir şekilde tahsilat makbuzu ve ödeme makbuzu ibraz etmediklerini belirterek itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Dava dilekçesine ekli takibin ve davanın dayanağı fatura incelendiğinde, açıklama olarak “Yangın söndürme, mekanik tesisat ve montaj işinin, malzemeli olarak yapım işi” olduğu görülmüştür.
Davalı borçlunun takip dosyasında itiraz dilekçesinde eklediği 50.000,00-TL bedelli 18/02/2016 tarihli çek incelendiğinde keşidecinin …, lehtarın davacı şirket olduğu, çekin ön yüzünde alt bölümde “elden teslim aldım” şeklinde …in isim ve imzasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya ibraz edilen … Bankası A.Ş. Gölcük şubesine ait 50.000,00-TL bedelli 18/02/2016 keşide tarihli çek fotokopisi incelendiğinde, karşılıksız çıktığı, ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.
Dosyaya davalı tarafça ibraz edilen ödeme belgeleri incelendiğinde, banka dekontları üzerinde belirtilen çekin ödeme için verildiği iddia olunan çek bilgileriyle örtüşmediği, yine 18/11/2015 tarihli tahsilat makbuzunun da çekin keşide tarihinden önce olduğu görülmüştür.
Yargılama aşamasında dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, davacının defterleri incelenmiş, mali müşavir bilirkişi raporunda; davacının 2016 yevmiye defterinde davalının 2015 yılında verdiği çekin ödenmemesi sonucu iade çek olarak kayıtlara alındığı için davalının borçlu olarak göründüğünü, ibraz edilen çekin önce ciro ile dava dışı Makine Hırdavat firmasına verildiğini, ancak karşılığı çıkmayınca banka kaşesi vurulduğunu ve raporun sonuç bölümünde davacının davalıdan 2016 yılı kayıtlarında 50.000,00-TL alacak bakiyesi olduğunun görüldüğünü belirtmiştir.
Yerel mahkeme istinaf incelemesine konu kararında; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu borcun her ne kadar çek ile ödendiği savunmasında bulunulmuş ise de, davalının ödeme savunmasında bulunduğu çek karşılıksız işlemi görmüş olup, çek bedeli davacı tarafından tahsil edilmemiştir. Davalı, ödemeye dair banka dekontları da sunmuş ise de, banka dekontları ile yapılan ödemenin, dava konusu çeke mahsuben yapıldığının anlaşılamadığı, dekont üzerindeki çek numarasının ödeme için verildiği iddia edilen çek numaraı ile örtüşmediği görülmüş ödeme savunması karşısında ispat yükü üzerinde olan davalı tarafça ödeme olgusu ıspat edilemediğinden, açılan davanın kabulüne, alacak likit olmakla, itirazında hasız olan davalının asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine dair karar vermek” gerektiği belirtilmiştir.
Yerel mahkeme kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf dilekçesinde önceki beyanlarını tekrar etmiştir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin olduğu, işin yapılıp teslim edildiği, bedelin 50.000,00-TL olduğu ihtihafsızdır.
Davalı tarafça iş bedeli olarak 18/02/2016 keşide tarihli 50.000,00-TL bedelli çekin, 18/11/2015 tarihli tahsilat makbuzu ile davacıya teslim ettiği anlaşılıyor ise de, çekin 18/02/2016’da bankaya ibrazı ile karşılıksız olduğunun şerh edilmiş olmasına, davalı tarafça çek bedelinin ödendiğinin yasal delillerle ispatlanamamış bulunmasına göre, davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/05/2017 tarih ve 2016/480 Esas, 2017/299 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.415,50-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.055,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.360,50-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 11/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.