Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1017 E. 2018/1240 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1017
KARAR NO : 2018/1240
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2017
NUMARASI : 2015/931 Esas, 2017/508 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan 15/11/2011 tarihli sözleşmeye göre davalı tarafın sözleşmede yazılı ürünleri üretip müvekkiline teslim etmeyi üstlendiğini, müvekkili şirketin ise sözleşmede belirtilen bedeli ödemeyi üstlendiğini, ancak davalı tarafın sözleşmeye aykırı olarak ürünleri imal edip müvekkili şirkete teslim etmesi ve bunun üzerine müvekkili şirketin de bu ürünleri davalı tarafa iade etmesine rağmen davacı şirket tarafından davalı tarafa ödenen 20,000,00-TL’nin iade edilmemesi nedeniyle Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla takip başlattıklarını, davalı tarafın itiraz ettiğini, 15/11/2011 tarihli sözleşmeye göre üretmesi gereken makine ve doğru ürünleri teslim etmeyen davalıya teslim ettiği ürünlerin müvekkili şirket tarafından iade edildiğini, iade faturası kesildiğini, buna karşı müvekkili şirket tarafından davalı tarafa ödenen 20.000,00-TL’nin müvekkili şirkete iade edilmediğini belirterek itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme dosyaya ibraz edilmiş olup, sözleşme ve davacı tarafından ödenen 20.000,00-TL her iki tarafın kabulündedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin dava ve sözleşme konusu makineyi sözleşme süresi içerisinde üreterek tamamladığını, davacı tarafa teslim ettiğini, davacı tarafın teslim aldığı makineyi iade etmediğini, akdedilen 15/11/2015 tarihli sözleşmeden dolayı müvekkilinin davacı firmaya yaparak teslim ettiği makinenin müvekkiline iade edildiği iddiasının ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin sözleşme konusu makineyi davalıya iade ettiğine ilişkin bir iddiası bulunmadığını, sözleşme konusu makinenin davacı şirkete hiçbir zaman teslim edilmediğini, davalı tarafın malı teslim etmediği gibi, yapılan ödemeyi de iade etmediğini beyan etmiştir.
Ayrıca davacı vekili 23/02/2016 tarihli ön inceleme duruşmasında; “Her ne kadar dava dilekçesinde taraflar arasında düzenlenen 15/11/2011 tarihli sözleşme kapsamında davalının sözleşmeye aykırı mal imal ettiğini, bize teslim ettiğini ve bizimde bu malı iade ettiğimizi ve davalıya ödenen avans bedeli olan 20.000 TL nin bize iade edilmemesi nedeni ile icra takibine giriştiğimizi karışık olarak ifade etmiş isek de; cevaba cevap dilekçesinde açıkladığımız üzere sözleşme kapsamında bize davalı tarafça teslim edilmiş herhangi bir mal yoktur, sözleşmenin öncesinde bir makina satın alınmış, bu makina bize teslim edilmiş, ayıplı olduğundan davalı tarafa iade edilmiştir bu nedenle davanın tüm özelliklerini gösteren yazılı sözleşme yapılmış ve bu sözleşmeye göre makinanın üretimi istenmiştir ve sözleşme kapsamında davalı tarafa avans verilmiştir, ancak davalı tarafça bize bir mal teslimi yapılmamıştır, bu nedenle ödediğimiz bedelin iadesi için icra takibine giriştik haksız olarak itiraz edildi, itirazın iptali talebimiz vardır, süresinde verilmeyen cevap dilekçesini de kabul etmiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili ise “biz de cevap dilekçemizi tekrar ederiz hak düşürücü ve zaman aşımına ilişkin itirazlarımız vardır, sözleşmeye uygun olarak süresinde mal davacı tarafa teslim edilmiştir, mal halen davacı taraftadır, bize iade edilmiş herhangi bir ürün yoktur, sözleşme kapsamında aldığımız çekte tarafımızdan tahsil edilmişti, davacı tarafın iddiaları yerinde değildir dayandıkları faturalar ile sözleşmenin tarihi birbirini tutmamaktadır, davacı tarafın dayandığı fatura sözleşmeye konu mal ile ilgili değildir, biz edimimizi yerine getirdik, davanın reddini talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine davacı vekili 27/09/2016 tarihli celsede, sözleşme kapsamında teslim edilmiş bir makine olmadığını, iade edilen makinenin sözleşmeden önce alınan başka bir makine olduğunu, onun da iade edildiğini beyan etmiştir.
Aynı tarihli duruşmada davalı vekili beyanında, davacı tarafın malı teslim aldığını ihtarnamede kabul ettiğini ve kendilerinin bu mala karşılık sadece 20.000,00-TL’lik çeki tahsil ettiklerini belirtmiştir.
Yerel mahkeme istinaf incelemesine konu kararında; “Davanın kısmen kabulü ile, Küçükçekmece … İcra Müd.’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun itirazının iptaline, Takibin 20.000,00 TL asıl alacak, 165,42 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 20.165,42 TL üzerinden devamına, asıl alacağı 23/02/2015 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,” dair hüküm vermiştir.
Bu karara karşı davalı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf dilekçesinde, davacı tarafın 15/11/2011 tarihli sözleşmeye konu makineyi müvekkilinden teslim aldığını, gerek dava öncesi ihtarname ile gerekse de dava aşamasındaki beyanı ile kabul ettiğini, davacının bu ikrarına rağmen davanın kabul edildiğini, davacı tarafın makineyi müvekkiline teslim ettiği iddiasını ispatlayamadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında makina imaline ilişkin eser sözleşmesi olduğu ihtilafsız olup, davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Kural olarak ve yasa gereği yüklenici edimini ifa edip teslim ettiğini, iş sahibi de bedeli ödediğini ispatla yükümlüdür.
Somut olayda taraflar arasında davalı tarafça 10/11/2011 tarihinde teslim edilen sonrasında davacı tarafça iade edilen bir makinanın olduğu ihtilafsızdır. Ancak dosyaya sunulan taraflar arasındaki yazılı sözleşmenin tarihi, davalı tarafından imal edilip 10/11/2011 tarihinde davacıya teslim edildiği anlaşılan makinenin teslim tarihinden sonraki tarih olan 15/11/2011 tarihi olmakla davacı tarafça davadan önce göndermiş olduğu Beyoğlu … Noterliği’nin 09/02/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarda ve dava dilekçesinde açıkça 15/11/2011 tarihli sözleşme kapsamında imal edilecek makinayı teslim aldığını, ancak ayıplı olması sonrasında iade ettiğini kabul ve ikrar etmiş olmakla eser sözleşmesindeki temel kural değil, eseri teslim almasına rağmen iade ettiğini beyan eden iş sahibinin iade iddiasını ispatlaması gerekir. İkrar ve kabul, dilekçeler teatisi aşamasında değiştirilemeyeceği, dönülemeyeceği gibi, ikrar, ıslah ile (HMK 179/2.madde) de geçersiz kılınamaz.
Bu nedenlerle davacının dava öncesi gönderdiği noter ihtarı ve dava dilekçesindeki ikrarı değerlendirildiğinde 15/11/2011 tarihli sözleşme kapsamında teslim aldığını iddia ettiği makineyi iade ettiğini ispat yükü davacıda iken ve buna ilişkin de sunduğu herhangi bir delil bulunmadığı, açıkça yemin deliline dayanmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken ispat yükünü terse çevirerek (iradeyi sakatlayan nedenlerden biri ile bu beyanının geçersiz olduğunu iddia etmediği gibi) davalı yüklenicinin ispat yükü olmadığı halde yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, yemin teklif etmediği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine dair HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
A)1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarih ve 2015/931 Esas, 2017/508 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davanın REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 499,13-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 463,23-TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan 11,00-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.507,25-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-Davalı tarafından yapılan 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 41,80-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 127,50-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 09/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.