Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/99
KARAR NO: 2023/257
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2022 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2022/1227 D.İ – 2022/1233 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati hacze karşı borçlu vekili tarafından yapılan itirazın reddine dair verilen ek kararın borçlu vekili tarafından istinafedilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; GKS ye dayanarak 6.786.487,51-TL alacağın temini için İİK 257 vd. Maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 12.09.2022 tarihli değişik iş kararında; “Talep ve ekleri incelendiğinde talep dayanağı GKS nin TTK nda gösterilen unsurları taşıdığı, usulüne uygun olarak düzenlendiği ve vadesinde ödenmediği anlaşılmakla yerinde görülen talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği ” gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin kabülune karar vermiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden … İnş.A.Ş vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … İnş.A.Ş vekili itiraz dilekçesinde özetle; genel yetki kuralları gereğince ihtiyati haciz başvurularında yetkili mahkeme aleyhine haciz istenilen tarafın bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, ekte sunulmuş olan Ticaret Sicil Gazetesi ve Mersis kayıtlarından da görüleceği üzere müvekkili şirketin merkezinin açık adresinin … Mah. … Cad. … Sitesi .. Blok No: … Maltepe/İSTANBUL olması sebebiyle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle mahkememizin 12/09/2022 tarih ve 2022/1227 Değişik İş – 2022/1233 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkemede verilmesinden dolayı yetki itirazında bulunduklarını, davacı banka tarafından ihtiyati hacze dayanak olan gösterilen belgelerin mahkeme ilamı olmadığı gibi, kesin borç ikrarı içeren bir kambiyo evrakı da olmadığını, İİK 257 mad. göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için borcun vadesinin gelmiş olması gerektiğini, ancak, haciz isteyenin sunmuş olduğu evraklarda bu şartın sağlanamadığını, sunulan evrakların GKS’ye ilişkin evraklar olduğunu, bu borcun vadesinin gelmesi çin müvekkiline usulüne uygun kat ihtarının tebliğ edilmesi gerektiğini, usulüne uygun tebliğ edilmiş bir kat ihtarı da bulunmadığını, kanunun aradığı şekilde vadesi gelmiş bir borçtan söz etmenin mümkün olmadığını, aleyhine haciz kararı verilen müvekkili şirketin, haciz isteyen … bank’a bir den fazla ve borç miktarı rahatça karşılayacak miktarda ipotekli taşınmazı bulunduğunu, bu hususta İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılmış olup dosyanın halen derdest olduğunu, borçtan fazla malının bankaya ipotekli olması sebebiyle müvekkilinin mal kaçırma gibi bir ihtimalide söz konusu olmadığını, itirazlarının kabulü ile İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.09.2022 tarih ve 2022/1227 Değişik İş – 2022/1233 Karar sayılı ihtiyati haciz kararın iptaline, yargılama harç giderleri ile vekalet ücretinin ihtiyati haciz isteyen tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili 11.10.2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; karşı tarafça ileri sürülen yetki itirazının kabulünün mümkün olmadığını, ihtiyatî hacizde yetki, İİK 258/1. maddesi doğrultusunda – İİK 50 hükmüyle düzenlendiğini, müvekkili banka ile muteriz borçlu … İnşaat A.Ş.’nin asıl borçlu sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinin 6.2. maddesine göre “sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıkta, anlaşmazlıkları çözümlemeye istanbul mahkeme ve icra daireleri yetkili olacaktır…” şeklinde olup, borçluya kullandırılan kredi ticari nitelikte ve taraflar tacir olduğundan düzenlenen yetki anlaşması hmk m. 17 gereğince geçerli olduğunu, muteriz borçlunun itirazlarının aksine ihtiyati haczin talep edildiği tarihte alacağın muaccel olduğunu, ipotek limiti müvekkili banka alacağını karşılamaya yetmediğinden kalan bakiye için ihtiyati haciz talebinde bulunmaya ve İİK. 45. maddesi hükmü uyarınca ilamsız takip talebinde bulunmaya engel bir düzenleme bulunmadığını, müvekkili bankanın muaccel hale gelmiş ve ipotekle temin edilmiş alacağının tahsili amacıyla maliki muteriz borçlu … İnşaat olan taşınmazlar hakkında istanbul … İcra Müdürlüğü … e. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığını, kefiller hakkında da tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla İİK 45. maddesi uyarınca İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. sayılı dosyasından ilamsız takip açılmış olup söz konusu takiplerin kesinleştiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. sayılı dosyasının uyap sisteminde yer alan dosya hesabı bölümünde 11/10/2022 tarihi itibariyle alacaklarının yaklaşık 12.462.526,14 TL olduğunu, alacakları 4.800.000,00 TL bedelli limit ipoteği ile temin edilmiş olup ipotek müvekkil banka alacağının tamamını karşılamadığını, borçlunun mal kaçırma kastı ile hareket ettiği yönünde ciddi istihbaratlar alındığını, teminattaki taşınmazlardan ipotek limiti olan 4.800.000,00 TL kadar tahsilat sağlanabileceğini, taşınmazların değeri daha yüksek dahi olsa ipotek limitinden daha fazla tutarda tahsilat yapılabilmesi mümkün olmadığından müvekkili banka teminattaki ipotek limiti ile tahsil edilmesi imkanı bulunmayan ihtiyati haciz talep tarihindeki 6.786.487,51 TL bakiye alacağı için ihtiyati haciz talep etmesinde yasaya aykırılık bulunmadığını, ihtiyati hacze itirazlar yasal dayanaktan yoksun olduğundan reddi gerektiğini, İİK m. 258/1’ de; ihtiyati hacze karar verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının” yeterli olduğunun düzenlendiğini, İhtiyati hacze itiraz sebeplerinin İİK m. 265’ te sınırlı olarak sayıldığını, bu sebeplerin dışında bir sebep ileri sürülerek ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesinin kanunen mümkün olmadığını, muteriz borçlunun haksız itirazlarının reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 04.11.2022 tarihli ek kararında; “…Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesinde, İhtiyati haciz talep eden banka ile, hakkında ihtiyati haciz kararı verilen ve karara itiraz eden borçlu şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmeye istinaden krediler kullandırıldığı, kredi borçlarının vadesinde ödenmemesi nedeniyle Gebze … Noterliği’nin 30.05.2019 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, kat ihtarının borçluya tebliğ edildiği, alacağın bu haliyle muaccel olduğu, itiraz eden tarafından ipotek nedeniyle İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında takip yapıldığı belirtilmiş ise de; İstanbul …İcra Dairesi’nin … sayılı takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olduğu, alacağın limit ipoteği ile temin edilip banka alacağının tamamı karşılanmadığından bakiye kısım yönünden ihtiyati haciz talebinde bulunmaya engel bir düzenleme olmadığı anlaşıldığından bu husustaki itiraz da yerinde görülmemiş, itiraz edenin yetkiye yapmış olduğu itirazın ise taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 6.2.maddesi gereği yetki sözleşmesi yapıldığından yetki itirazı da yerinde görülmeyerek ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili şirketin açık adresinin Maltepe/İstanbul olması nedeniyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması gerektiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibindeki ihalelerin kesinleşmediğini, ihalenin feshine ilişkin yargılamanın halen devam ettiğini, rehin açığı belgesi alınmadan ihtiyati haciz kararı alınamayacağını ve takip yapılamayacağını iddia ederek, ilk derece mahkemesinin ek kararının kaldırılmasını ve itirazın kabul edilerek ihtiyati haciz kararının da kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca verilen ihtiyati haciz kararına karşı itiraz üzerine itirazın verile ret kararının İİK’nın 265. maddesi gereğince istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazının reddine dair verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, alacaklı ve borçlu arasında imzalanan kredi sözleşmeleri karşılığında borçlu şirkete ait taşınmazlar üzerine alacaklı banka lehine ipotekler tesis edildiği, ipoteklere ilişkin resmi senetler düzenlendiği, banka tarafından alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, yine kefiller hakkında ayrı bir dosyada takip başlatıldığı, banka tarafından ipoteğin limit ipoteği olup banka alacağının tamamının limit ile karşılanamadığı gerekçesiyle İİK’nın 257. maddesi kapsamında bakiye alacak için ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, mahkemece 12.09.2022 tarihli değişik iş kararı ile teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği davalı borçlu şirket adresinin Maltepe/İstanbul olduğu, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 6.2.maddesine göre sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıkta İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olacağının kabul edildiği anlaşılmıştır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme İİK’nın 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir. İİK’nın 258. maddesi hükmünde; ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında yetkili icra dairesi ve mahkemelerin İstanbul İcra Dairesi ve mahkemeleri olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. HMK 17.maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiştir. Yasada tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecekleri taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerden açılacağına yer verilmiştir. Bu durumda, talep eden alacaklı tarafça genel kredi sözleşmesi içinde yer alan yetki sözleşmesiyle ilgili olarak yetkili yer mahkemesinde ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu anlaşıldığından itiraz edenin vekili tarafından buna yönelik yapılan itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır. Yine İİK’nın 265/1 hükmü uyarınca, borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Bu bilgilere göre somut olayda, ipotek haricindeki alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinde, yaklaşık kanaat getirecek delillerinde mevcut olması nedeniyle, bir isabetsizlik görülmemiştir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze karşı itiraz nedenleri sınırlı olarak belirtilmiştir. İtiraz eden şirket tarafından ileri sürülen itiraz nedenlerinden yetki haricindeki nedenler itiraz sebepleri arasında yer almamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz kararına itiraz eden tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 99,20 TL harcın itiraz eden borçludan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına 4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.02.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.