Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/954 E. 2023/887 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/954
KARAR NO: 2023/887
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/01/2023 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2022/302 D.İş – 2022/301 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda yazılı nedenlerle ihtiyati haczin kabulüne dair verilen karara karşı itiraz üzerine verilen 03.01.2023 tarihli ek karara, itiraz eden borçlu … Ltd. Şti.vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili, talep dilekçesinde özetle; 10.10.2022 keşide tarihli, … seri numaralı, 147.000,00 TL bedelli çekin bankaya ibraz edildiğini, çekin karşılıksız çıktığını, borçluların borcu ödemediğini, piyasa şartları ve çek bedeline ilişkin verilecek olan teminat tutarını karşılama olanağı olmadığını, bu nedenle şimdilik 50.000,00 TL yönünden talepte bulunduklarını ileri sürerek, ihtiyati haciz talebinin kabulü ile alacağı karşılayacak miktarda borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 26.10.2022 tarihli değişik iş kararında; “…Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257/1.maddesinde ‘Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.’ denilmiştir. Muaccel olmuş bir alacak için ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın rehinle temin edilmemiş olması gereklidir. İİK.nun 45 nci maddesi uyarınca, bir alacak rehinle temin edilmiş ise, alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Alacağın rehinle temin edilmemiş bölümü için ihtiyati haciz kararı istenmesi ve genel haciz yolu ile takip yapılabilmesi mümkündür. Talep incelenmekle; talep dayanağı çekin TTK da öngörülen unsurları taşıdığı dolayısıylada çek vasfında olduğu, çekin vadesinin geldiği, dolayısıyla alacağın muaccel hale geldiği, talepte bulunanın çek alacaklısı, borçlularında çek borçlusu olduğu anlaşılmış olup, beliren durum karşısında, İİK.md.257 de öngörülen ihtiyati haciz şartlarının oluştuğu anlaşıldığı kanaati ile talebin kabulüne karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin 50.000,00 TL bedel üzerinden % 15 (7.500,00TL) oranındaki teminatla kabulü ile borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarından borcu karşılayacak miktarı üzerine ihtiyati haciz konulmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, karşı taraf/borçlu … Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … Tic.Ltd.Şti vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının ödenmesi akabinde çeki iade ettiğini, iade ederken sehven iptal edilmesi unutulduğu için müvekkilinin ciro silsilesinde yer aldığını, kendinden sonraki kişilerle herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, çekin ödendiğini, bu nedenle alacaklının mağduriyeti yada alacağı temin edememenin söz konusu olmadığını, çekte tahrifat yapıldığını, ihtiyati haciz talep edeninin müvekkilinden bir alacağı olmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece duruşma açılarak itiraz değerlendirilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 03.01.2023 tarihli ek kararıyla; “…Talep İİK 265 md ne dayalı ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İcra iflâs hukukundaki ihtiyati haciz müessesi, medenî usul hukukundaki ihtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi bir geçici hukuki koruma önlemidir. İhtiyati haciz isteyen vekilinin ileri sürdüğü vakıalar, dilekçesine eklediği deliller ve ihtiyati haciz istemi dilekçesindeki ifadeleri değerlendirildiğinde; söz konusu talebin, İcra ve İflâs Kanunu’nun ihtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257’nci maddesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu hükümde ihtiyati haciz talebine ilişkin iki hukukî sebep yer almaktadır. Birincisi, vadesi gelmiş (muaccel) bir para borcunun ödenmemesi hâlinde uygulanması gereken İİK’nın 257/I hükmüdür. İkincisi ise vadesi gelmemiş (müeccel) bir alacak için öngörülen İİK’nın 257/II’deki kuraldır. Bu iki kuralın yanı sıra ispat yüküne ilişkin İİK’nın 258’inci maddesi de somut olay açısından önemlidir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 257’nci maddesinin 1’nci fıkrası uyarınca ‘Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.’ Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 257’nci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca ‘Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa’. Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.İcra ve İflâs Kanunu’nun 258’inci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, ‘…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…’ Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiği veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK’nın 257/II hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır. Daha açık bir anlatımla sadece alacağın varlığı, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli veya tek şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir.(Yüksek Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 12/06/2008 gün ve 2008/4717 esas,2008/6504 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi) Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;İİK 265’e göre borçlunun ihtiyati haczin dayanağı sebeplere, yetkiye ve teminata itiraz edebileceğinden ve borçlu vekilinin itirazının İİK’da sayılan sınırlı sebepler içerisinde olmaması sebebiyle itirazın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, itiraz eden/borçlu … Tic.Ltd.Şti.vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden/borçlu … Tic.Ltd.Şti. vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece itiraz dilekçeleri ile sundukları itirazlarının incelenmediğini, çekin müvekkil şirket tarafından … Ltd.Şti.’ye keşide edilmiş bir çek olmadığını, müvekkilinin alacaklıya veya diğer cirantalara hiçbir şirkete borcu bulunmadığını, müvekkilinin borçlu … Ltd. Şti.ile arasında yapılan ticari satış işlemleri (tükenmez kalem satışı) nedeniyle cari hesap ilişkisi olduğunu, cari hesap dökümü incelendiğinde borçlar ve alacakların ödenme tarihi ve miktarları ile birlikte … şirketinin ödemelerden sonra kalan bakiyelerinin açıkça gösterildiğini, 01.01.2019 tarihli cari hesap ekstresinde görüleceği üzere müvekkilinin … şirketinden kalan bakiyede müvekkilinin 1.588,68 TL alacakl olduğunu, satışa ilişkin faturaların sunulduğunu, 29/03/2019 tarihinde birim fiyatı 2,250,00 TL’den 13.000 adet metal tükenmez kalem teslimatı yapıldığını, ticari faaliyete ilişkin 29/03/2019 tarihli irsaliye faturası bulunduğunu, bu satışlarla … şirketinin müvekkiline bakiye borcunun 134.105,36 TL olduğunu, … şirketin borcunu ödemek için müvekkiline, lehdarı olduğu, … İnş. Tic. AŞ’nin keşide ettiği 147.000,00 TL bedelli çeki 26/04/2019 tarihinde müvekkil lehine ciro ettiğini, bu 147.000,00 TL bedelli çekin karşılıksız çıkması üzerine … şirketinin işbu bedeli 05/07/2019 tarihinde bir kısmını nakit olarak bir kısmını da çek vererek müvekkiline ödediğini, buna ilişkin verilen çek ve tahsilata ilişkin makbuzun dosyaya sunulduğunu, borcuna karşılık verilen 147.000,00 TL bedelindeki çekin de müvekkilince … şirketine iade edildiğini, müvekkilinin muhasebe personeli çeki iade ederken müvekkilinin cirosunu iptal etmeyi unuttuğunu, bu nedenle takibe konu çekin arka yüzünde cirosu bulunduğunu, müvekkilinin ilgili takibe konu çekle ilişkisinin çekin iade edilmesi ve tutarının nakden tahsil edilmesi ile sona erdiğini, müvekkilinin kendinden sonra cirosu bulunan firma da dahil olmak üzere hiçbir firma ile ticari ilişkisi olmadığını, işbu çekin müvekkili tarafından ciro edilmesinin söz konusu olmadığını, çekin kötü niyetli bir şekilde müvekkilinden habersiz bir şekilde müvekkili şirket hesabına borçlu şirketler tarafından ciro edilmiş olduğunu, alacaklının … şirketine gönderdiği 2019 mutabakat e-postası da dikkate alındığında dava ve takip konusu yapılan çekten dolayı herhangi bir sorumluluğunun ya da borcunun olmadığının açık olduğunu, çekin vade tarihi 27/06/2019 iken çekin üzeri çizilerek vade tarihi kötü niyetli bir şekilde uzatılarak 10/10/2022 tarihi yazıldığını, keşide tarihi geçmiş bir çekin çek kabiliyeti bulunmayacağını, ihtiyati hacze dayanak yapılamayacağını, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, ciro silsilesinin kopuk olması gerek ise zamanaşımına uğramış çekin tahrifatı yapılarak tekrar ciro edilmesi göz önüne alındığında müvekkili şirketin karşı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılama giderleri ile avukatlık ücrtelerinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 ve devamı hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine; istinaf ise ihtiyati hacze borçlu … Ltd. Şti. tarafından yapılan itirazın reddi ek kararına ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin kabulü kararına borçlu … Ltd. Şti.vekilince yapılan itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu … Ltd. Şti. vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, itirazın reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme İİK’nın 257 ile 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir. Öte yandan, İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve miktarı hakkında kanaate varılması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulmasıdır.Eldeki dosyada, ihtiyati haciz talep eden alacaklı, talep konusu 10.10.2022 tarihli, 147.000,00 TL bedelli çekin 50.000,00 TL’lik kısmına ilişkin ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. Söz konusu çekin fotokopisi incelendiğinde; keşidecisinin … İnş.Tic. AŞ, lehdarının … Ltd. Şti.olduğu, çekin lehdar tarafından itiraz eden/borçlu … Ltd. Şti.’ne ciro edildiği, daha sonra yeniden keşideciye cirolandığı, keşideci şirket tarafından da alacaklı şirkete ciro edildiği, alacaklının çek fotokopisi üzerinde ciranta olarak yer aldığı, çekin alacaklı tarafından 10.10.2022 tarihinde bankaya ibraz edildiği ve çekin karşılıksız çıktığı anlaşılmaktadır. Buna göre çekin süresinde bankaya ibraz edildiği, muaccel bir alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat düzeyinde kanaat oluştuğu, ihtiyati haczin şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İİK’nın 265/1.maddesi hükmü uyarınca ise borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.Somut olayda, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlu … Ltd. Şti.tarafından ihtiyati haciz konusu çekin tahrif edildiğini, çekin kendisine … Ltd. Şti.tarafından aralarındaki ticari ilişki sebebiyle verildiğini, bedelinin kendisine ödendiğini, alacağı ve sonraki cirantalara borcu olmadığını, çekin iade edilirken cirosunun sehven iptal edilmediğini itiraz olarak ileri sürmüş ve bu ilişkiye dair faturalar ile makbuzları sunmuştur. Gerek Yasada ve gerekse Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 06.07.2006 tarihli, 2006/6982 Esas, 2016/8051 Karar, 31.03.2008 tarihli 2008/3612 Esas, 2008/4190 Karar sayılı ilamlarda belirtildiği üzere, tahrifat iddiaları ile itiraz eden tarafından ileri sürülen diğer iddiaların açılacak bir menfi tespit davasının konusu olabilecek nitelikte olduğu ve ihtiyati haciz bakımından somut olayda yaklaşık ispatın sağlandığı nazara alındığında, mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi ve bu karara yapılan itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmuştur. Bu sebeple itiraz eden vekilinin istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair verilen ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, itiraz eden/borçlu … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz eden borçlu tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-İtiraz eden borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18.05.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.