Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/928 E. 2023/1358 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/928
KARAR NO: 2023/1358
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19.12.2022
NUMARASI: 2022/624 Esas – 2022/1074 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın davanın kabulüne dair verilen karara karşı, tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin tasfiye halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nde hizmet sözleşmesi gereği uzun yıllar çalıştıklarını, iş akitlerinin haksız feshedilmesi sonucu işçilik alacaklarını almak amacıyla her iki müvekkilinin de bahse konu ihyası talep olunan şirkete karşı dava açtıklarını ve ilgili davalar sonucunda işçilik alacaklarının ilgili şirketten tahsiline hak kazandıklarını, işçilik alacakları bakımından açmış oldukları ilamlı icra takibi sonrasında bahse konu şirketin tasfiye sürecini tamamlayarak sicilden terkin olunduğunu ve tüzel kişiliğinin sona erdiğini ilamlı icra takibine yapılan itiraz neticesinde öğrendiklerini, ilgili tasfiye sürecinin tamamlanması hukuka aykırı olarak gerçekleştiğini, müvekkillerinin işilik alacaklarına yönelik ilgili davaların kesinleşmediği, icra emri terkinden önce şirkete tebliğ olunduğu halde şirket tarafından işbu alacaklar göz önünde bulundurulmadan ve müvekkillerin alacakları ödenmeden tasfiye sürecinin tamamlandığı ve şirketin sicilden terkin edildiğini belirterek davanın kabulüne, sicilden terkin olunan tasfiye halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ihyasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin kötü niyetli olarak müvekkillerinin alacağını göz önünde bulundurmadan hareket eden münferiden yetkili tasfiye memuru davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Kurum vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün TTK m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket “tasfiye memurunda” olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek müvekkili yönünden açılan davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava niteliği itibari ile tasfiye sonrası sicilden terkin edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numara ile sicilde kayıtlı bulunan … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … ve … esas sayılı dosyalarının yürütülmesi için ihya davasıdır. İhya davalarında husumet eğer şirket tasfiye olmuş ise tasfiye memuruna ve sicile karşı yöneltilmesi gerektiğinden ve davacı tarafça sicile ve tasfiye memuruna karşı dava açılmış olduğu, zira ihyası istenenin tasfiye ile terkin edildiği, buna göre de husumetin doğru yöneltildiğine kanaat getirilmiştir. İhya davasının dinlenebilmesi için yasa koyucunun aradığı şart olan hukuki menfaatinin bulunması şartının dosyamız davacısı yönünden gerçekleşmiş olduğu, zira davacı tarafça istenilen hususlarda davacının hukuki yararının bulunduğu anlaşılmış ve talep olunan hususlarda işlemlerin yapılmasını sağlamak…” gerektiği gerekçesiyle, Davanın kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numara ile sicilde kayıtlı Tasfiye Halinde … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin davacının alacaklı olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı dosyasının neticelendirilmesi için ihyasına, tasfiye Memuru olarak daha önceki Tasfiye Memuru olan davalı …’nün atanmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Şirketin tümüyle ihyasının mümkün olmadığı gibi, davacıların bunda hukuki yararları da bulunmadığını, şirketin fiilen faaliyetleri bittiğinde bile tüm işçilerin alacaklarının ödendiğini, müvekkilinin tüm işçileri ile helalleştiklerini, ancak davacıların kötü niyetli olarak müvekkili firmanın tam karşısına tekstil firması açtıklarını, firma faaliyetleri olmamasına rağmen, münfesih firma aleyhine bile bile tazminat davası açtıklarını, Davacıların alacak iddiaları muaccel olmadan şirket tasfiyesinin tamamlandığını, bu durumun davacıların bilgisi dahilinde olduğunu, İstanbul 25. İş Mahkemesi içeriğinin bunu ispatladığını, Artık var olmayan, hiç bir mal varlığı olmayan bir şirketin tümüyle ihyasının istenilmesinin usule aykırı olup, reddi gerekirken, davacı yerine geçerek, talepten başkasına hükmedilmesi usule aykırı olduğunu, zira davacıların bunda hiç bir menfaatleri bulunmadığını, şirket tasfiye olduktan 4 yıl sonra, icra takip dosyalarını tamamen işlemsiz bırakıp, icra dosyalarını takipsiz bıraktıktan sonra, münfesih şirketin tamamen ihyasının istenilmesinde ve mahkemenin de talebe aykırı olarak alacakla sınırlı olmak kaydıyla ihya kararı vermesinde hukuki menfaat bulunmadığını, zira davacıların şirketin tamamen ihyasını istediklerini, taleple bağlılık ilkesinin göz ardı edildiğini, Şirketin usulsüz tasfiye edildiğini beyan eden davacıların, buna ilişkin hiç bir delil sunamadıkları gibi, kendi işçilik davaları derdest iken, tasfiyeye girişe ilişkin davalı tarafından beyan sunulmasına rağmen, yine iş mahkemesi tarafından tedbir kararı reddedilmişken, şirketin ihyası istenilmediğini, mahkemece tedbir kararı verilmemişken, mahkemenin davalı aleyhine vekalet ücretine hükmetmesinin de yersiz olduğunu, neden 4 yıl bekleyip ihya talebinde bulunduklarının belirsiz olduğunu, kendi icra takip dosyasını takip etmeyip, işlemsiz bıraktıktan 4 yıl sonra şirketin tamamen ihyasının istenilmesinde davacıların hukuki menfaati bulunmadığını, dolayısıyla hukuki menfaat şartı oluşmadığı gibi, davalıya atfedilecek bir kusur olmadığından davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usulsüz olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri için şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 18.06.2019 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir. Davacı, ihyası istenen şirket aleyhine müvekkillerinin işçilik alacakları için İstanbul 25. İş Mahkemesinin 2017/122 ve 2017/123 esas sayılı dosyalarında dava açıp, yine İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas ve … Esas sayılı dosyalarında icra takibi başlatmıştır. Davacıların iş bu davayı açmasında, terkin olan şirketle ilgili devam eden icra takiplerinde şirketin temsili için yeniden tescilini talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemece de kurulan hüküm de söz konusu icra takipleri kapsamında ihya kararı verilmiş olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin davacıların iş bu davada hukuki yararı bulunmadığı, ayrıca mahkemenin davacı talepleri dışında karar verdiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Ticaret sicili müdürlükleri ihya davalarında yasal hasım konumunda olduğundan, sicilden terkin işlemlerini yasa ve tüzük hükümlerine uygun yapmış olan sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2005/13309 E.2007/837 K. sayılı emsal nitelikli kararında da Ticaret Sicili Müdürlüğünün yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’ nin 2016 / 2926 Esas 2016 / 3585 Karar ve 04.04.2016 tarihli kararı da bu doğrultudadır. Davalı … Memurluğu bu davada yasal hasım olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamaz. Ancak davalı tasfiye memuru yargılama giderlerinden sorumludur. Bu nedenle davalı tasfiye memuru vekilinin, son tasfiye memuru olan müvekkilinin tasfiye işlemlerinde kusurlu bulunmaması nedeniyle verilen ihya kararı kapsamında yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu görülemeyeceği yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Ayrıca davalı tasfiye memuru vekilinin ileri sürmüş olduğu şirketin tasfiyesine ve iş mahkemesindeki davalara dair iddiaları iş bu davanın konusu olmadığından inceleme konusu yapılmamıştır. Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 89,95 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14.09.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.