Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/916 E. 2023/826 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/916
KARAR NO: 2023/826
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02.03.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2022/970 E.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasında, davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince reddine dair verilen ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 09.01.2004 tarihinde kurulduğunu, müvekkilinin 1.360.000 paya karşılık 1.360.000,00 TL tutarında pay sahibi olduğunu, müvekkilinin 20.04.2022 tarihli genel kurul kararı ile 20.04.2025 tarihine kadar yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, şirketin 30.09.2022 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurul toplantısında davacının itirazına rağmen vekilinin yönetim kurulu üyesi sıfatı ile toplantıya katılımının engellendiğini ve yönetimden azledildiğini, diğer yönetim kurulu üyelerine ise 01.10.2022 tarihinden itibaren diğer katıldıkları her toplantı için net 40.000 TL huzur hakkı ödenmesine, yönetim kurulu üyelerinden ikisine 2022 yılı sonuna kadar aylık net 120.000 TL maaş ödenmesine, müvekkiline ortak sıfatı ile tahsis edilen araç, telefon ve bilgisayarın iadesine karar verildiğini, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla toplantıya katılımının engellenmesinin iptal nedeni olduğunu, davacının temsil için verdiği vekaletin usulüne uygun olduğunu, toplantıda alınan azil kararının haksız olması nedeniyle batıl veya iptale tabi olduğunu, müvekkilinin şirket ve ortaklarının hukukunu korumaya yönelik dava ve işlemlerinin diğer yöneticileri rahatsız ettiğini, yönetim kurulu üyelerine takdir edilen huzur hakkı ve ücretin örtülü kar dağıtımı anlamına geldiğini, aynı şekilde müvekkilinin kullanımında olan eşyaların iadesinin istenilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek, 30.09.2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların icrasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ve 3, 4 ile 5 no’lu kararların butlan ve/veya iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davalının toplantıya katılarak muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırmaması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin dava açıldığından genel kurulun iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacının haklı nedenle yönetim kurulu üyeliğinden azledildiğini, şirket yönetimi için yapılan rutin faaliyetlerin dava dilekçesinde farklı anlatıldığını, genel kurulda alınan ücret kararının emsallerine uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, tedbir talebini değerlendirdiği 02.03.2023 tarihli ara kararında; “.. davalı şirketin 30.09.2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların icrasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması, hepsinin butlanına 3, 4 ve 5 nolu kararların butlan ve/veya iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de; ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı, davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği, taraflar arasında davalaşma sayısının fazlalığı da dikkate alınarak… ” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde; İptali talep edilen 30.09.2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına müvekkilinin katılımının engellenmesinin hukuka aykırılığının tespiti ile toplantıda alınan azil kararı ve ilgili diğer kararların hükümsüz olduğunun, bu kararların eşit işlem ilkesine ve dürüstlük kurallarına aykırı olması sebebiyle batıl olduğunun tespiti veya iptali talep edildiğini, dava içinde talep edilen tedbirin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, ancak tedbir kararı verilmemesi halinde telafisi güç veya imkansız zararların oluşacağını, talep konusunda haklılığın yaklaşık olarak ispatı edildiğini, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinden azledilerek şirketin menfaatlerine aykırı kararlar alındığını, şirketi zarara uğratan yöneticiler hakkında Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/868 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, şirketin önemli değerdeki bir taşınmazın müvekkilin bilgisi olmadan şirket yöneticilerinden birine satıldığını ve genel kurulda bu konuda bir karar alınmadığını, müvekkilinin Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/795 Esas sayılı dosyasında tapu iptali davası açtığını, buna ilişkin yönetim kurulu kararının butlanı için ise Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/775 Esas sayılı dosyasında talep edildiğini, müvekkilinin bir kısım davalar açmasının azil için neden olmadığını, yürütmenin durdurulması davalarında yöneticilerin şahsen görüş bildirmesi gerekirken bu görüşün avukatı tarafından bildirilmesinin usulsüz olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇEDava, davalı şirketin 30.09.2022 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 3, 4 ve 5 nolu kararların yasa, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle batıl olduklarının tespitine, aksi hâlde TTK’nın 445 ve devamı maddeleri uyarınca iptalleri istemine; istinaf başvurusu ise TTK’nın 449. maddesi gereğince dava konusu genel kurul kararının yürütülmesinin dava sonuna kadar durdurulması talebinin reddine dair verilen ara karara ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince, TTK’nın 449. maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerine görüşlerini bildirmek üzere tebligat çıkarıldığı, yönetim kurulu üyeleri adına avukatları aracılığıyla beyanda bulunulduğu görülmüştür. Ayrıca davalı şirket tarafından açılan davaya karşı cevap verilmiştir. Mahkemece maddede belirtilen ön şartın yerine getirildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 449. maddesine göre genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkemenin bu konudaki takdir hakkını nasıl kullanacağı konusunda, tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde yer verilen ihtiyati tedbirlere ilişkin hükümlerinden yararlanılmalıdır. HMK’nın 389.maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.” hükmünü, aynı Kanun’un 390/3.maddesi ise “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Buna göre genel kurul kararlarının iptali davalarında TTK’nın 445. maddesi gereğince, alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun da yaklaşık olarak ispat edilmesi gerekmektedir. Dava dilekçesinde, 30.09.2022 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararların butlanla malûl olduklarının tespiti, aksi halde ise iptallerine ve bu kararların icrasının geri bırakılması talep edilmiş, bu taleplere ilişkin iddialar ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesi tarafından somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Derdest davada ön inceleme duruşmasının yapıldığı ve dosyanın bilirkişi raporu alınması aşamasında olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yapılacak yargılamada mevcut ve toplanacak deliller toplandıktan sonra esas yönünden tüm deliller serbestçe değerlendirilerek sonuca gidilecektir. Dosyanın ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı tarihi itibariyle mevcut durumu, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların esaslı yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada gerçekleşmediği, tedbir kararı verilmemesi halinde davacının haklarının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hâle geleceği konusunda bu aşamada bir kanaat oluşmadığından ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine dair verilen ara kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Kaldı ki değişen delil durumunda talep halinde ilk derce mahkemesince her zaman geçici korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilme olanağı da mevcuttur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.05.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.