Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/902 E. 2023/1701 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/902
KARAR NO: 2023/1701
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
EK KARAR TARİHİ: 08/03/2023
NUMARASI: 2021/462 E. – 2022/853 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ek kararda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirket olan … Ltd.Şti firmasının, davacı … AŞ’den 08/05/2013 tarihinde 2012 model … plakalı çift kabin … 3,5 beyaz renk kamyonet aldığını, aracın rutin servis bakımlarının düzenli olarak yaptırıldığını, aracın 60.000 km bakımı için … AŞ’ne servise getirildiğinde ilgili servisce kullanıcı hatasından kaynaklanan motor arızasının bulunduğunu, aracın motorunun değişmesi gerektiğinin beyan edildiğini, hasarın tüketici kullanımından kaynaklı sorun olmadığını ve hasarın üretimden kaynaklandığını, söz konusu aracın halen … A.Ş servisinde bulunduğunu, Çorlu 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/372 D.İş dosyası ile tespit yapıldığını, bilirkişinin tespit raporunda; hasar tespitinin yapıldığını ve ilgili hasarın garanti kapsamında olduğunu, meydana gelen hasarın davacının kullanma hatası ve kusurundan kaynaklanmadığını, motor kısmında meydana gelen hasarın motorun iç kısmının işleyişinden, işçilik malzeme veya sistemin aksamasından kaynaklanabileceğini ve söz konusu hasarın garanti kapsamında değerlendirileceğinin bildirildiğini, davacı şirket tarafından … ve … AŞ’ye yükümlülüklerini yerine getirmeleri istemi ile ihtarname gönderildiğini, aksi takdirde aracın satış bedelinin faizi ile ödenmesinin talep edildiğini, ancak bu isteklere bir yanıt alınamadığını ve tarafların uzlaşma ihtimali olmaması nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve daha sonra ıslah edilmek üzere 10.000,00TL’nin satış tarihi olan 08/05/2013 tarihinden başlayarak yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesini, aracın aylardır çalışmamasından kaynaklanan kazanç kaybının bilirkişice hesaplanarak davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … AŞ vekili, savunmasında özetle; dava dilekçesinde bulunan deliller kısmında belirtilen delillere hangi sebeple dayanıldığını, hangi olgunun hangi delille ispat edileceğinin net olarak bildirilmediğini, 15/10/2014 tarihli ihtarname müvekkil şirkete tebliğ edilene kadar müvekkil şirkete yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, servis kayıtları tetkik edildiğinde aracın servise giriş tarihinin 22.05.2014 olduğunun görüldüğünü ve şayet bu durumda bir ayıp ihbarında bulunulacaksa bunun son tarihinin 22.06.2014 olduğunu, ihtar tebliğinin ise 22/10/2014 tarihi olduğunu, müvekkil firmanın söz konusu aracın imalatçısı ve üreticisi olmadığını, iddia edilen arızanın imalat hatası olup olmadığını, bunun garanti kapsamında olup olmadığının ve bu hususta karar vermeye yetkili kurumun … firmasına ait olduğunu, HMK 115.maddesi çerçevesinde haksız ve mesnetsiz davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden ve zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafa dava dilekçesinde bulunan eksiklikleri ikmal etmesi için kesin süre verilmesini savunarak, davanın reddini istemiştir Davalı … AŞ vekili, savunmasında özetle; davaya konu aracın üreticisi ve satıcısının müvekkili olmadığını, davacının ihbar ve muayene yükümlülüğünü yerine getirmediğini, terditli taleple açılan davanın usulden reddinin gerektiğini, dava konusu aracın şirket mühendislerince incelenmiş olduğunu ve teknik raporun hazırlandığını, satıcı tarafından davacıya araç teslim edilirken davacı tarafın, aracı muayene ettirdiğini, aracın eksiksiz ve hasarsız olarak teslim alındığını, üretim hatasının bulunmadığı kullanımdan kaynaklandığının açıkça belli olan bir sorun olduğunu, davacı tarafın araç değişimi/bedel iadesi/değer kaybı talebinde bulunması, davalı açısından haksız bir bedel kaybına ve davacının haksız zenginleşmesine neden olacağından kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 30/06/2022 tarihli karar ile “…Dava, tazminat davasına ilişkindir. … 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu ifade edilmiştir. Kesin yetkinin öngörüldüğü hallerin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmektedir. HMK’nın 114. maddesinin birinci fıkrasının c ve ç bentleri uyarınca mahkemenin görevli olması, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartı olarak öngörülmüştür. Bu hususların dava şartı olması nedeniyle mahkemece yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmese bile re’sen dikkate alınması gerekir. … Yargıtay 11. Hukuk Dairesi bölge adliye mahkemelerinin hukuk daireleri arasındaki görev yönünden uyuşmazlığı gidermek üzere 25/03/2022 tarih 2022/509 Esas 2022/2410 Karar sayılı ilamında bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri arasındaki aynı nitelikteki uyuşmazlık yönünden uyuşmazlığın giderilmesi yönünde karar verilmiş, söz konusu kararda davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin ( asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğu ifade edilmiş ve içtihat farklılıkları giderilmiştir. Söz konusu Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin kararı gereği davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin ( asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğu ifade edilmiş ve içtihat farklılıkları giderilmiş olduğundan dava tarihi itibariyle devreden asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir:” gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. ve 115. maddeleri ile mahkemenin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine, görevli Mahkemenin Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, kararın kesinleşmesine mütakiben HMK’nın 20. maddesinde belirtilen iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … Mamülleri Paz. İm. San. Ve Tic. AŞ vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuş, Dairemizin 30/12/2022 tarihli ve 2022/2055 Esas, 2022/1830 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin 08/03/2023 tarihli ek kararı ile; “Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işbu davanın yapılan açık yargılaması sonucunda 30/06/2022 tarih ve 2021/462 esas, 2022/853 karar sayılı ilamı ile mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verildiği, kararın istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2022/2055 Esas, 2022/1830 karar sayılı ilamı ile, 30/12/2022 tarihinde kesinleştiği, karar kesinleştikten sonra iki haftalık süre içinde ve talep halinde dava dosyanın görevli Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, taraflarca yasal süresi içinde dosyanın yetkili, görevli mahkemeye gönderilmesine ilişkin talepte bulunulmadığı anlaşılmıştır. HMK 20. maddesinin 1. fıkrası gereği görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesinin gerektiği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir hükmüne göre, karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2022/2055 Esas, 2022/1830 karar sayılı ilamı ile, 30/12/2022 tarihinde kesinleşmesi ve süresinde de başvuru yapılmadığı … ” gerekçesiyle, taraflarca görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde dosyanın yetkili, görevli mahkemeye gönderilmesi için süresinde mahkemeye başvuru olmadığından, 6100 sayılı HMK’nın 20.maddesinin 1.fıkrası gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin 30/06/2022 tarihli kararının, yetki belgesi ile sadece bir duruşmaya giren Av….’a tebliğ edildiğini, Av….’ın şu an askerde olduğunu, bu nedenle de taraflarına ilgili tebligatlar ile ilgili bilgi veremediğini, kendilerine dosyada yapılan son beş tebligata bakıldığında; Av…. – Av…. – Av…. – Av…. ve son olarak da Av. …’e yapıldığını, dosyada vekaletname ile vekil olarak bulunan Av…. ve Av…. varken yetki belgesi ile tek bir duruşmaya giren avukata tebliğ yapılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira mahkemenin de bu yanlışı fark ederek ek kararı 13/03/2023 tarihinde Av….’a tebliğ ettikten sonra ise 14/03/2023 tarihinde Av….’e de tebliğ etiğini, Yargıtay 9.HD’nin 2021/11039 Esas ve 2021/15206 Karar sayılı kararı ile davayı takip eden vekile değil de yetki belgesiyle bir kez duruşmaya katılan avukata yapılan tebliğin hak arama özgürlüğünün ihlal edilmesi anlamına geleceği, hatta ve hatta dosyayı takip ettiği tespit edilen vekil yerine vekaletnamede ismi olsa bile dosyayı takip etmeyen vekile tebligat yapılmasının dahi usulüne uygun olmadığına hükmedildiğini, aynı Dairenin 2020/7176 Esas, 2020/19662 Karar sayılı dosyasının da aynı nitelikte olduğunu, bu sebeplerle ek karara katılmadıklarını, dosyada istinaf kararı sonrası yapılan tebligatı kabul etmediklerini, bu sebeplerle ilgili kararın kaldırılarak, 25/03/2023 tarihinde verdikleri dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebi doğrultusunda dosyanın görevli Çorlu 3.Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satın alınan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu ek karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamının incelenmesinde; davacının, davalılardan … Mamülleri Paz. İm. San. Ve Tic. AŞ’den satın aldığı aracın ayıplı olduğunu, üretim hatası bulunduğunu ileri sürerek, tazminat talep ettiği, Çorlu 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/09/2021 tarihli ve 2019/138 Esas, 2021/246 Karar sayılı kararı ile dosyanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, daha sonra dosyanın gönderildiği Çorlu Asliye Ticaret Mahkemesince 30/06/2022 tarihli ve 2021/462 Esas, 2022/853 Karar sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, bu karara karşı davalı … San. Ve Tic. AŞ vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 30/12/2022 tarihli ve 2022/2055 Esas, 2022/1830 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, mahkemece 08/03/2023 tarihli ek karar ile bu kez kararın 30/12/2022 tarihinde kesinleşmesinden iki hafta içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle HMK’nın 20.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu ek kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Mahkemenin 30/06/2022 tarihli görevsizlik kararı 14/08/2022 tarihinde davacı vekili ”…”a e tebligat yoluyla tebliğ edilmiş, Dairemizin 30/12/2022 tarihli ve 2022/2055 Esas, 2022/1830 Karar sayılı kararı ilamı ise 06/02/2023 tarihinde davacı vekili ”…”a e tebligat yoluyla tebliğ edilmiş, sonrasında mahkemece istinafa konu ek karar ile davanın açılmamış sayılması kararı verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11/2 maddesinde “vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, vekilin birden çok olması durumunda bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu, tebligatın birden fazla vekile yapılması durumunda, bunlardan ilkine yapılan tebliğin asıl tebliğ tarihi sayıldığı” öngörülmüştür. 1136 sayılı Avukatlık Kanununun (Ek fıkra: 2/5/2001 – 4667/36 md.) 56/5.maddesinde ise ” Avukatlar veya avukatlık ortaklığının başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekâletnamelerini kapsayacak şekilde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekâletname yerine geçen yetki belgesi verebilir. Bu yetki belgesi vekâletname hükmündedir.” hükmünü içermektedir. Bu bilgilere göre somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından Av….’e verilen Çorlu ….Noterliğinin 31/12/2015 tarihli ve … yevmiye sayılı vekaletnamesinde tevkil yetkisi bulunmakta olup adı geçen bu vekil tarafından Av….’a 27/04/2022 tarihinde verilen yetki belgesinin süreli olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Gerek mahkemece verilen 30/06/2022 tarihli gerekçeli karar gerekse de bu kararın istinaf incelemesi sonucunda verilen Dairemizin 30/12/2022 tarihli kararı Av….’a usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir. Bu nedenle, davacı vekilinin Av. …’a yapılan ilk derece mahkemesi kararı tebliği ile Dairemizin esastan ret kararının tebliğinin usulsüz olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde değildir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 21/09/2021 tarih ve 2021/5069 Esas, 2021/5616 Karar sayılı kararı da benzer yöndedir). HMK’nın 20.maddesinde, taraflardan birinin, görevsizlik kararı kesin ise bu tarihten, kesin değil ise görevsizlik kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulması halinde esastan ret kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hüküm altına alınmış olup bu durumda, görevsizlik kararına yönelik istinaf başvurusu sonunda verilen Dairemiz esastan ret kararının davacı vekili …’a usulüne uygun şekilde 06/02/2023 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davacı vekilince iki haftalık süre geçtikten sonra 25/03/2023 tarihinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulması sebebiyle, ilk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına dair verilen ek kararda isabetsizlik görülmemiştir. Ayrıca davacı vekilince sunulan Yargıtay kararındaki somut olay ile eldeki somut uyuşmazlığın aynı olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Davacı vekilince dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ve bilirkişi raporuna göre dava değeri arttırılmak üzere kazanç kaybı bedelinin de tahsilinin istendiği, buna göre davanın niteliği itibariyle belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu gözetilerek Dairemizce verilen karar temyiz yolu açık olmak üzere verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin 08/03/2023 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin 08/03/2023 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.10.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.