Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/90 E. 2023/909 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/90
KARAR NO: 2023/909
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/12/2020
NUMARASI: 2015/144 Esas – 2020/808 Karar
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından davacı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 554.300TLlik iflas yolu ile adi takip yapıldığını, takip dayanağı olarak 2013 yılı tarihli havalelerin bildirildiğini, davacının davalı şirkete harhangi bir borcu bulunmamasına rağmen, tebligatın usulsüz olarak gerçekleştirilmesi nedeni ile, davacı şirketin takipten haberdar olmadığını, takibe itiraz edememesi sonucunda hakkındaki iflas takibinin kesinleşmiş olduğunu, İstanbul 12.İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/222 esas sayılı dosyası ile usulsüz tebligat nedeni ile taraflarından dava açıldığını, ancak davanın reddedildiğini, kararın taraflarınca temyiz edildiğini, davalının borçlu olmadığını, üstelik … Ltd Şti’nden tahsil ettiği bedelleri ikinci kez davacı şirketten tahsil etmeye çalışmakta olduğunu, davalının takip konusu yaptığı havaleler için … Ltd Şti’nin davalıya ödediği bedellerin dava dilekçesinde ayrıntılı olarak yazıldığını, bu ödemelere ilişkin çek senet bilgilerinin bankadan sorulması gerektiğini beyanla, öncelikle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin yargılama sonuna dek durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı şirketin davalıya borcu olmadığının tesbit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile takip miktarının %20si üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; usulsüz tebligat iddiası ile yapılan şikayetin reddedilerek kararın Yargıtayca onandığını, davacının, hurda ticareti ile iştigal etmeye başladığını, bu doğrultuda alımlar gerçekleştirildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan çeklerin davalı tarafından kesilen faturaların karşılığı olup, davacıya yapılan avans ödemelerinden doğan alacak haklarının baki olduğunu, … ile davacı arasında ne tür bir ilişki olduğunun, avans bedellerinin davacı şirket tarafından kime ve nasıl gönderilmiş olduğunun, davalı şirketin davacı ile olan ilişkisi bakımından önem taşımamakta olduğunu, davacı şirketin borcunu ortadan kaldırmamakta olduğunu, böyle bir durumun mevcutsa, davacı şirketin borcunu inkar etmek yerine, kendisine avans olarak ödenen paraları gönderdiği kişiden bunları talep etmesi gerektiğini, anılan bedellerin … tarafından davalı şirkete ödendiği iddiasının da gerçek dışı olduğunu, zira dilekçe ekinde sundukları davalı şirketin muavin defter suretinin, davalı şirketin …’den 2.329.701,49TL alacaklı bulunduğunu gösterdiğini beyanla, haksız davanın reddi ile davacının %20den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, uyuşmazlığın davalı tarafından başlatılan takibin durdurulması ve davalıya borçlu olunmadığının tespitine yönelik olup, yargılama aşamasında davacı … Tic AŞ hakkında İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/20 esas sayılı dosyasından 29/09/2015 tarihinde iflas kararı verildiği, anılan dosyanın incelenmesinde; davacı … Tic Ltd Şti tarafından davalı … Tic AŞ hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı iflas yoluyla yapılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine iflas davası açıldığı, davada … esas … karar sayılı 29/09/2015 tarihli iflas kararı verildiği, iflas işlemlerinin İstanbul …İflas Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından resen yürütüldüğü, iflas kararının davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay aşamasından geçerek kararının 20/06/2019 tarihinde kesinleştiği, mahkememizdeki dava konusunun İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yapılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olup, işbu icra takibi nedeniyle davacının İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/20 esas 2015/648 karar sayılı kararı ile iflasına karar verildiği ve kararın Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiği anlaşılmakla, davacının davasının kesin hüküm nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, celp edilen dosya dahi takibin ve iflas davasının mahkememize konu teşkil eden aynı icra dosyasına yönelik olduğu, yani o davada başlatılan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında icra dosyasının kesinleşmesi sebebiyle iflas davası açıldığı, mahkememizdeki menfi tespit davasında da aynı dosyada takibe konu edilen borç sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin istendiği, mahkememizde görülen dava ile iflas dosyasında gözüken alacağın aynı alacağa ilişkin olduğu ve verilen kararın kesinleştiği, bu kararla mahkememiz dosyasında davalı olarak gözüken … Tic Ltd Şti’nin alacağının hükme bağlandığı, depo emrine rağmen alacağın yatmaması nedeniyle iflas kararı verildiği, aynı alacak sebebiyle kesinleşmiş bir hüküm bulunduğu…” gerekçesiyle, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalının yapmış olduğu iflas yolu ile takip usulsüz olarak kesinleştiğini, her ne kadar taraflarınca İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/222 Esas sayılı dosyası ile usulsüz tebligat nedeni ile şikayet yoluna başvurulmuş ve şikayetin reddine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmişse de davalının yapmış olduğu icra takibi gerçek bir borca dayanmadığını, Davalının icra takibinde borcun dayanağı olarak havale bedellerini bildirdiğini, ancak davada da belirtildiği üzere bu havaleler davanın ihbar edildiği … Ticaret Ltd. Şti. ile davalı şirket arasındaki hurda ticaretine ilişkin 04.10.2010 tarihli sözleşmeden kaynaklandığını, bu sözleşme gereği, …’in yapacağı ödemeler …’nin talebi üzerine müvekkil şirket aracı edilmiş ve ödemeler müvekkili şirkete yapıldığını, müvekkili şirketin de aynı gün bunları davalı şirkete, … ve Davalı şirket arasındaki sözleşme gereği havale ettiğini, yoksa işbu davanın tarafları arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, dosyada davalı her ne kadar aksini iddia etse de taraflar arasında herhangi bir garantörlük sözleşmesi bulunmadığı gibi, müvekkilinin bu ilişkide…’in ödemelerini garanti etmediğini, bu şekilde bir iddialarının hiç bir zaman olmadığını, davalının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapmış ve takip konusu borcun dayanağı olarak da 2013 yılı tarihli havaleleri bildirdiğini, bu havalelerin dayanağını açıklayamadığını, taraflar arasında takip konusu borca neden olacak herhangi bir ticari ilişki bulunmadığından davalı huzurdaki davada hiç bir zaman borcun kaynağını açıklayamadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliğini hiç bir zaman açıklayamayan davacı edimlerini yerine getirmemek gibi genel geçer açıklamalarda bulunduğunu, Davalı yargılama aşamasında borcunu iki kere tahsil etmeye çalıştığını kabul ettiğini, ödenmeyen çekler için borç alındığını yeni çekler verildiğini belirterek, aynı borç için iki kere çek alındığını beyan etmiş olduğunu, bilindiği üzere çekin, zaten ödeme aracı olarak kullanılmaktadır ve çek nakit para yerine geçtiğini, bu nedenle davalının, çeklerin ödenmemesi nedeni ile 2. çeklerin alındığı savunması davalının aynı borcu 2 kere tahsil ettiğini ortaya koyduğunu, Davalı icra takibinde borcun dayanağını havale bedelleri olarak gösterdiğini, taraflarınca davalı ile 23.03.2013 tarihli … ve … sıra no.lu faturalar dışında başkaca bir ticari ilişki olmaması nedeni ile bu fatura bedellerinin de ödenmiş olması nedeniyle davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe konu edilen herhangi bir alacak bulunmadığını, davalının, icra takibinde havale bedeli diye tanımladığı borcun dayanağını davaya yanıt dilekçesinde, 23.03.2013 tarihli … ve … sıra no.lu faturalar olduğunu kabul ettiğini, oysa bu fatura bedelleri ödenmiş olup dava dilekçesinde ödeme belgeleri belirtildiğini, mahkemece söz konusu hususlar araştırılmadan verilen karar hukuka aykırı olup kararın kaldırılması gerektiğini, Mahkemece İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/20 esas 2015/648 karar sayılı kararı ile müvekkilinin iflasına karar verildiğinden bahisle kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, fakat İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/20 esas 2015/648 karar sayılı dosyasında hukuka aykırı şekilde müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini, taraflarınca İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/20 esas 2015/648 karar sayılı dosyasında huzurdaki dosya sonucunun beklenilmesi talep edilmiş ise de mahkemece dosyanın beklenilmesi talebinin reddine karar verildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalının davacı hakkında İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konu yaptığı borçtan ötürü, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin olarak İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamında yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi gerekçesinde işaret edildiği üzere, davalı … Dış Tic Ltd Şti tarafından davacı … Tic AŞ hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, iflas yoluyla yapılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine iflas davası açıldığı, açılan davada 2014/20 esas 2015/648 karar sayılı 29/09/2015 tarihli iflas kararı verildiği, iflas işlemlerinin İstanbul …İflas Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından resen yürütüldüğü, iflas kararının davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay aşamasından geçerek 20/06/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki bu hususlar davacının da kabulündedir. Davacı eldeki menfi tespit davasında, davalı … Tic Ltd Şti tarafından aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında başlatılan icra takibi kapsamında, takip konusu borç nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Buna göre davacının İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı takibine konu borç nedeniyle açılan iflas talepli davada davalının davacıdan alacağının sabit görülerek iflasına karar verildiği ve kararın temyiz edilmesi üzerine iş bu davanın yargılama aşamasında kesinleştiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince taraflar arasındaki aynı alacak-borç nedeniyle verilmiş kesin hüküm nedeniyle eldeki menfi tespit davasının reddi kararı isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekili istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, 18.05.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.