Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/862 E. 2023/1376 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/862
KARAR NO: 2023/1376
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17.03.2023
NUMARASI: 2016/272 Esas – 2016/227 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; TTK’nın 449. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup fesihten önce doğmuş bir hakkın sona erdirilmeden sicilden kaydı silinerek tüzel kişiliği sona erdirildiği iddia edilen … Ticaret Ltd. Şti’nin ticaret siciline yeniden tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce verilen 17/03/2016 tarihli yetkisizlik kararının davacıya 13/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalıya 10/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, HMK 20. Maddesinde belirlenen 2 haftalık yasal süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için davacı tarafça başvuruda bulunulmadığı anlaşılmakla HMK 20. Maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına…” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete usulsüz olarak tebliğ edildiğini, mahkemeden usulüne uygun tebligat talebi sonrasında açılmamış sayılma kararının taraflarına tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebligattan haberi olmadığını, tebliğ zarfının şerhli olarak tebligat yapılmadığını, dosya içerisinde yer alan tebliğ mazbatası incelendiğinde açıklamada muhatabın adresinin neden kapalı olduğu, tevziat saatleri içerisinde tekrar gelip gelmeyeceği hususunda bilgi bulunmadığını, ayrıca aynı binada komşu olduğu iddia edilen, isim ve imzadan imtina eden komşunun hangi numarada ve kaçıncı katta oturduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığını, hangi komşuya haber verildiği de mazbata da yer almadığını, belirtilen hususların posta memuru tarafından tevsik edilmesi gerektiğini, bu durum belgelenmediğine göre yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre usulüne uygun bir tebligattan da söz edilemeyeceğini, usulüne uygun tebligat yapılmadan mahkeme kararının kesinleşmesi de beklenemeyeceğini, mahkeme tarafından talepleri doğrultusunda gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekirken davanın açılmamış olmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kaldığını yerden devamına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın Geçici 7.maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilmiş olan şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dilekçesinde sicilden terkin edilen şirket davacı olarak gösterilmiş, yine dava dilekçesi şirket kaşesi altına atılan imza ile imzalanmıştır. Yine dava dilekçesinde şirketin TTK’nın 7. maddesi uyarınca terkin işleminin yasa ve usule aykırı olarak yapıldığı ileri sürülerek ihyası talep edilmiştir. Ticaret Sicil kayıtlarına göre; ihyası istenilen … Ticaret Limited Şirketi’nin 07.07.2014 tarihinde, TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca sicil kaydının resen silindiği anlaşılmaktadır. Yani davacı olarak gösterilen şirketin 07.07.2014 tarihinde sicilden terkin ile hükmi şahsiyetini ve taraf ehliyetini kaybettiği ihtilafsız olup, eldeki davanın şirket tarafından açılması mümkün değildir. Şirket eski yetkilisinin dava açma hakkı bulunmakla birlikte, eldeki dava, şirket ortağı yada yetkilisinin şahsı adına değil, hükmi şahsiyeti sona ermiş olan şirket adına açılmıştır. İlk derece mahkemesinin bu hususu dikkate almadan yargılamayı yürütmesi usule aykırı olmakla birlikte, kararın istinaf dairesince denetlenebilmesi için usulüne uygun ve geçerli bir istinaf başvurusunun bulunması gerekir. İstinaf başvurusunun da terkin edilmiş şirket adına verilen vekaletnameyle ve şirket vekili sıfatıyla yapıldığı anlaşılmaktadır. Hükmi şahsiyeti bulunmayan şirketin istinafa gelmesi mümkün olmadığı gibi böyle bir şirketin bir avukata vekaletname vermesi de mümkün değildir. Şirket tüzel kişiliğinin sona ermesi, daha önce verilen vekalet ilişkilerini de sona erdirir. Bu durumda, usulüne uygun olarak yapılmış bir istinaf başvurusunun bulunduğundan söz edilemez çünkü başvuran şirketin taraf ehliyeti, vekilinin da geçerli vekaletnamesi yoktur. Hükmi şahsiyeti sona eren bir şirket adına ve onun vekili sıfatıyla bir usul işleminin yapılması mümkün olmadığından, istinaf başvurusunun incelenmesi mümkün değildir. Esasen yapılması gereken, şirketin ortağı ya da eski yetkilisinin kendi adına yeni bir ihya davası açmasıdır. İstinafa gelenin taraf ehliyeti bulunmadığı gibi geçerli bir vekaletname de bulunmadığından, diğer bir deyişle başvuru şartları sağlanmadığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu (davanın açılmamış sayılmasına dair) kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1.ç maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin caiz olmayan istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1.ç maddesi gereğince usulden reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davacı vekiline iadesine,3-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi. 14.09.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.