Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/856 E. 2023/821 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/856
KARAR NO: 2023/821
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01.03.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2022/798 Esas
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin resmi internet sitesinin www…. olduğunu, internet sitesindeki ve sosyal mecralarda yer alan her türlü tanıtım malzemeleri, çizim, içerik bilgileri gibi tüm materyal ve eserlerin ilk kez davacı şirket için üretildiğini ve davacı şirkete ait olduğunu, davacı şirketin finansal hizmetler sunduğu “…” isimli uygulaması kapsamında 2020 Haziran ayından beri tüm mecralarda hizmet verdiğini, davalı şirketin “…” isimi ile kullandığı logonun davacı şirketin kullandığı logoya çok benzer olduğunu, karıştırılma ihtimali olacak şekilde izinsiz olarak finansal hizmetler kapsamında ticari faaliyetlerinde kullandığını, davacı şirket ile irtibatlıymış gibi izlenim oluşmasına sebebiyet vererek haksız rekabet yaratmaya çalıştığını, davacı şirketin bu durumdan müşterilerinden gelen sorular üzerine haberdar olduğunu, bunun üzerine Bodrum … Noterliğinin 22/08/2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hukuka aykırı bu eylemin durdurulmasını ihtar ettiğini, davalı şirketin cevap olarak logolarını 22/01/2021 tarihinden beri kullandıklarını ve logoların birbirine benzemediğini belirterek kullanmaya devam ettiğini, Marmara Üniversitesi Ticaret Hukuku Fikri Mülkiyet Hukuku Öğretim Üyesi Dr. … tarafından hazırlanan raporda iki şirkete ait logoların karışıklığa neden olacak şekilde dizayn edilmiş olduğunun tespit edildiğini, bu durumun haksız rekabet suçu teşkil ettiğini, davalı şirketin ihtara rağmen aynı logoyu kullanmaya devam etmesinin davacı şirketin itibar kaybına uğramasına sebep olduğunu, davacı şirketin uygulamaya sunmayı planladığı projesini uyuşmazlık konusu yüzünden ertelemek zorunda kaldığını beyanla öncelikle davalı şirketin yargılama sonuçlanıncaya kadar logosunu herhangi bir ticari platformda veya reklam ürününde kullanmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, 500.000,00-TL manevi tazminat ile şimdilik 5.000,00-TL maddi tazminatın davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının iddialarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı şirketin kullandığı logonun Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil edildiğini, tarafların logolarının birbirinden farklı olduğunu, ayırt edici unsuru taşıdığını, “…” harfinin Türkçesinin değişim, takas anlamındaki “…” kelimesi içerisinde ve şirketin ticaret unvanında kullanıldığını, bir harfin kullanımının tek bir şirketin kullanımına tahsis edilmesinin mümkün olmadığını, finans sektöründe birçok firmanın … harfine vurgu yapan logo kullandığını ve internette bu şekilde logoların satıldığını ayrıca davacı şirketin hak iddia ettiği logonun herhangi bir şekilde Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescili bulunmadığını, henüz start-up seviyesinde olan bir şirketin logosunun davalı şirket tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, taraflarca verilen hizmetlerin birbirinden bağımsız olduğunu, finansal hizmetler genelinde değerlendirilemeyeceğinden haksız rekabet şartlarının oluşmadığını, davalı şirketin davacı şirketin ürünlerinden ve tanınmışlığından yararlanma niyetiyle hareket etmediğini, dürüstlük kurallarına aykırı bir davranışının söz konusu olmadığını, davacı şirketin talep ettiği maddi tazminat ile ilgili olarak uğradığı zararın ne olduğunu gösterir ve varsa zararının davalı şirket ile ilgisine dair bir delil sunmadığını, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını beyan ederek ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 01.03.2023 tarihli ara kararında; “… İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/148753 Soruşturma dosyasında alınan 30.11.2022 tarihli raporda” Müştekinin logosunun FSEK kapsamında eser olmaması nedeniyle FSEK md. 83 hükümlerinin şikayete konu uyuşmazlıkta uygulanmasının mümkün olmaması; FSEK md. 84/1’de ifade edildiği üzere şikayete konu aynı işaret ve logonun şüpheli tarafından kullanılmaması ve şüphelinin şikayete konu Görsel 2’de sunulu logoya ilişkin 23/08/2021 tarihinde TÜRKPATENT nezdinde tescil başvurusunun 12/01/2022 tarihinde marka ilan bülteninde yayınlanması ve 15/04/2022 tarihinde tescil edilmiş olması sürecinde müştekinin herhangi bir itirazının bulunmaması; müştekinin şikayete konu logo ile ilgili 5846 sayılı FSEK kapsamında hak sahipliğini gösterir yazılı bir sözleşmeyi ve/veya SMK md. 7/1 hükmü gereği marka korumasına haiz olduğuna ilişik bir tescil kaydını dosyaya sunmamış olması ve her iki logo tasarımının aynı olmaması nedenleri ile müştekinin FSEK kapsamında hak ihlali ile haksız rekabet iddialarının geçersiz olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm bu izah edilen sebeplerle; davanın esasını çözer mahiyette tedbir kararı verilmeyeceği, talebin yargılamayı gerektirdiği ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/148753 Soruşturma dosyasında alınan bilirkişi ek ve kök raporu hep birlikte değerlendirildiğinde dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre tedbir talebi açısından yaklaşık ispat koşulu henüz gerçekleşmediği dikkate alınarak…” gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin ret kararını esas aldığı bilirkişi raporlarının isabetsiz olduğunu, mahkemece İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sinai Bürosunda görülen 2021/148753 soruşturma numaralı dosyaya sunulan hatalı bilirkişi raporu ve ek raporun esas alındığını, adete bağlayıcı hukuk kuralları gibi ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini, karara esas alınan kök ve ek raporların haksız rekabete ilişkin hiçbir değerlendirme yapılmaksızın tanzim edildiğini, devam eden süreçte daha fazla hak kaybına uğramamak için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğinden TTK 61.maddesi gereğince dava açımı hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme tarafından mevcut durumun olduğu gibi korunmasına dair ihtiyati tedbir hakkında karar verebileceğinini düzenlendiğini iddia ederek,01.03.2023 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararının kaldırılarak, haksız rekabetin önlenmesi amacıyla … uygulanmasının iş ürünü olan logonun ayırt edilemeyecek derecede benzeri olan …’e ait logonun yargılama süresince herhangi bir ticari faaliyette ve uygulamalarda profil fotoğraflarda ve yazılı basılı tüm tanıtım ve pazarlama ürünlerinde kullanılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası içinde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, talep eden vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, davacı tarafça … logosunun uygulanmasının ayırt edilmeyecek derecede benzeri olan … logosunun yargılama süresince herhangi bir ticari faaliyette platformlarda kullanılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından 23 .08.2021 tarihinde davalı hakkında Bodrum Noterliğinde düzenlenen ihtarname İle …- Instagram-Twıtter gibi mecralarda yer alan her türlü tanıtım malzemelerinin özellikle çizim ve içerik bilgileri vs gibi tüm materyal ve eserlerin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu anlamımda şirketlerine ait olduğunu, şirkete ait logoyu izinsiz şekilde ticari faaliyetlerde kullanıldığı iddiası ile telif hakkı tecavüzü ve haksız rekabetin derhal durdurulmasının talep edildiği , davalı şirket tarafından, Beyoğlu … Noterliğinde 13.09.2021 tarihli cevabı ihtarname ile ihtar edilen hususların yasal dayanaktan yoksun ve hukuka aykırı olduğu , müvekkili şirketin, kripto para birimlerinin alım- satım işlemleri için platform sağlayan kripto para borsası olduğunu , müvekkili şirket tarafından oluşturulan ve tescil edilen logo ile muhatap tarafından kullanılan logo arasında görsellik ve tasarım açısından ortalama tüketiciler nezdinde karıştırma ihtimaline yol açacak herhangi bir benzerlik bulunmadığı , haksız rekabete sebebiyet verecek herhangi bir eylem gerçekleştirilmediğinin belirtildiği ,davacı şirket tarafından 27.09.2021 tarihli dilekçe ile davalı şirket hakkında, başkasına ait ürünleri , faaliyetleri veya işleri ile karıştırmaya neden olacak önlemler almak suretiyle haksız rekabet yaratarak TTK’nın 55/4 ve 62. maddelerinin ihlali iddiası ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosunun 2021/148753 soruşturma nolu dosyasında soruşturmanın yürütüldüğü, davacı şirket tarafından 17.12.2021 tarihinde ise iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 389/1.maddesi ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü, 390/3.maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü, 391/1.maddesi ise ”Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” hükmünü içermektedir. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1.maddesinde ise, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre davacının, TTK’nın 56 ve devamı maddelerine dayalı talebine ilişkin olarak ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. Haksız rekabetin koşullarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, elbette devam etmekte olan yargılama sonunda verilecek esas hükümle ortaya çıkacaktır. Somut olayda, dosyanın mevcut durumu itibariyle davacı vekilinin TTK’nın 56 vd maddelerine göre talepleri yönünden haksız rekabet koşullarının mevcudiyetine dair ileri sürülen konular ispata muhtaç durumdadır. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmiş olup, ihtiyati tedbirin gerekli olduğuna ve davacı iddialarının yerinde olduğuna ilişkin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıt bulunmamaktadır. Bu hususlar, yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, değişen durumlara göre ilk derece mahkemesinde yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda; ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin 01.03.2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 11.05.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.