Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/854 E. 2023/908 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/854
KARAR NO: 2023/908
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07.02.2023 -06.04.2023 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2023/90 Esas
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti ve tazmini davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, dilekçesinde özetle; hükmün etkinliğini sağlamak ve müvekkili firmanın zarara uğramasını engellemek için öncelikle; müvekkili firmaya ait yastık tasarımının davalı firma tarafından haksız kullanımları sebebi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu “MADDE 61- (1) Dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fikrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir.” hükmü uyarınca haksız rekabet teşkil eden yastıkların internet ortamında ve fiziken satışının, söz konusu ürünlerin her neviden tanıtım ve reklamının dava neticelenene kadar durdurulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 07.02.2023 tarihli ara kararıyla; “…Davalının mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlandığına ya da kaçtığına ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden nitelikte işlemler yaptığına dair dosya kapsamına yansıyan bir bilgi ve belge bulunmadığı, yargılamanın derdest olduğu, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz sebeplerinin henüz gerçekleşmemiş olduğu…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece talebin hatalı değerlendirildiğini, sanki talepleri ihtiyati hacizmiş gibi bir değerlendirme yapıldığını, oysa taleplerinin ihtiyati tedbire yönelik olduğunu ileri sürerek kararı istinaf ettiklerini bildirmiştir. Bu ara karardan sonra davacı vekili 31.03.2023 tarihli talep dilekçesinde özetle; Hükmün etkinliğini sağlamak ve müvekkili firmanın zarara uğramasını engellemek için öncelikle müvekkili firmaya ait yastık tasarımının davalı firma tarafından haksız kullanımları sebebi ile TTK uyarınca haksız rekabet teşkil eden yastıkların internet ortamında ve fiziken satışının, söz konusu ürünlerin her neviden tanıtım ve reklamının dava neticelenene kadar durdurulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 06.04.2023 tarihli ara kararıyla; “… HMK.m.389/1 hükmüne göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmü yer almakta olup, somut olayda davacının işin esasına ilişkin netice talebinin tedbiren uygulanmasını talep ettiği, uyuşmazlığı esastan çözecek mahiyette tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı gibi bu talebe ilişkin verilecek karar ancak tarafların delillerinin toplanmasıyla yargılama sonucunda belirlenebileceğinden ve talep yargılamayı gerektirdiği…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı da davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait tasarımın haksız bir şekilde kullanılmakta olduğunun tespit edilmesi üzerine, söz konusu haksız kullanımların; Beşiktaş … Noterliği’nin 20.07.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ve Beşiktaş … Noterliğinin 22.07.2022 Tarihli ve … yevmiye Numaralı İhtarnamesi ile kayıt altına alındığını, tespit olunan bu haksız kullanımların durdurulması ve müvekkiline ait tasarım hakkının korunabilmesi için işbu istinaf talebine konu ihtiyati tedbir talebinde bulunma zorunluluğu doğmuş olsa da ilk derece mahkemesinin iş bu ihtiyati tedbir talebini reddettiğini, İlk derece mahkemesinin, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken dava dilekçesi kapsamında ihtiyati tedbir talebini destekler nitelikte sunmuş oldukları ürün görsellerini, tasarım tescil belgelerini ve ihtarnameleri ile sair diğer delilleri göz önünde bulundurmadığını, Emsal nitelikte İstanbul BAM, 16. HD., E.2018/2593 K. 2018/1810, 14.9.2018 tarihli kararı ile Yargıtay 11.HD., E.2013/1854 K. 2013/3274, 25.02.2013 tarihli kararının ekli olduğunu, İhtiyati tedbir taleplerini ihtiva eden dava dilekçede de belirttikleri üzere davanın esasına ilişkin taleplerin davalı eylemlerinin TTK kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespit edilmesi, bu eylemlerin önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması şeklinde iken ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin taleplerin yukarıda da belirtmiş olunduğu üzere haksız rekabet teşkil eden yastıkların internet ortamında ve fiziken satışının, söz konusu ürünlerin her neviden tanıtım ve reklamının dava neticelenene kadar durdurulmasından ibaret olduğunu, bu bağlamda ilk derece mahkemesi tarafından tedbir talebinin reddi kararının son derece hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasını ve talepleri gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası içinde ihtiyati tedbire ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı dava dilekçesinde, davalının haksız rekabetine konu yastıkların internet ortamında ve fiziken satışının, söz konusu ürünlerin her neviden tanıtım ve reklamının dava sonucuna kadar tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince davacı talebinin ihtiyati haciz talebi gibi değerlendirilerek 07.02.2023 tarihli ara karar ile değerlendirilip, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından iş bu ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacının ihtiyati tedbir talebinin ihtiyati haciz gibi değerlendirilmesi doğru olmamakla birlikte, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin de 06.04.2023 tarihli ara karar ile değerlendirildiği ve talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekilince iş bu ara karara karşı da istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, kaldırılması davası olup, davacı taraf, davalı şirketin ürettiği haksız rekabete konu yastıkların internet ortamında ve fiziken satışının, söz konusu ürünlerin her neviden tanıtım ve reklamının dava sonucuna kadar tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1.maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre davacının, TTK’nın 56 ve devamı maddelerine dayalı talebine ilişkin olarak ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. HMK’nın 389/1.maddesi ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmünü, 390/3.maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü, 391/1.maddesi ise ”Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” hükmünü içermektedir. Haksız rekabetin koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, elbette devam etmekte olan yargılama sonunda verilecek esas hükümle ortaya çıkacaktır. Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. İlk derece mahkemesince talep HMK’nın 389 vd maddelerine göre değerlendirilmiş ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Oysa, öncelikle özel hüküm olan TTK’nın 61. maddesinin uygulanması gerekir. Somut olayda, dosyanın mevcut durumu itibariyle davacı vekilinin TTK’nın 56 vd maddelerine göre talepleri yönünden haksız rekabet koşullarının mevcudiyetine dair ileri sürülen konular ispata muhtaç durumdadır. Mahkemece ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmiş olup, ihtiyati tedbirin gerekli olduğuna ve davacı iddialarının yerinde olduğuna ilişkin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıt bulunmamaktadır. Bu hususlar, yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, değişen durumlara göre ilk derece mahkemesinde yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda; ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin 07.02.2023 tarihli ara karara yönelik ( mahkemece talebin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilmesi) talebin yanlış değerlendirildiği yönündeki istinaf nedeni yerinde olmakla birlikte, ilk derce mahkemesince sonradan 06.04.2023 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir isteminin de ayrıca değerlendirildiği dikkate alındığında, davacının ihtiyati tedbirin reddine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin tedbirin reddine yönelik ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18.05.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.