Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/832 E. 2023/905 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/832
KARAR NO: 2023/905
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17.02.2023 Tarihli ara karar
NUMARASI: 2019/935 Esas
DAVA: Şirketten kâr payı alacağının tahsili
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, birleşen Bakırköy 6 ATM’nin 2023/114 E sayılı dosyasında öncelikle ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne, şirket menkul ve gayrimenkulleri üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, akabinde iş bu kâr payı davasının açıldığının ticaret sicil gazetesinde ilanına, davanın kabulüne, tarafına 2018-2019-2020 ve 2021 yıllarına ait kar payını alamaması nedeniyle, her bir yıl için şimdilik 25.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL’nin tahsiline, bu tutarlara belirlenecek kar dağıtımın zamanında itibaren hesaplanmak üzere ticari avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 17.02.2023 tarihli ara kararla; “…Somut olayda; bu aşamada iddiaları ispata yarar delillerin dosyaya sunulmadığı, “yaklaşık ispat” koşulunun gerçekleşmediği ve tedbir konulması talep edilen menkul ve gayrimenkullerin davanın konusunu oluşturmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında davalı şirketten çıkarma kararı verilmişse de iş bu karara karşı dava açılmış olup, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1001 E. Sayılı Dosyasında, ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin 13.10.2017 tarihli ortaklar kurulu kararının icrasının durdurulmasına karar verdiğini, Bu sebeple müvekkilinin hala davalı şirkette ortak olarak gözüktüğünü, her ne kadar davalı tarafça kararın kesinleşmediği belirtilmişse de HMK 397/2 uyarınca tedbirin kaldırıldığı yönünde herhangi bir karar bulunmadığını, nitekim ihtiyati tedbirin aksi belirtilmedikçe karar kesinleşinceye kadar devam edeceğinin de açık kanun hükmü olduğunu, bu sebeple, müvekkili halen daha davalı ortağı olup, kar payına hak kazanmakta olup, kar payı hakkı muaccel hale geldiğini, Davalı tarafça defaatle çelişkili beyanlarda bulunulduğunu, ayrıca aynı aile grubuna ait olan diğer şirketlerden de müvekkilini çıkarma amacıyla işlemler yapıldığını, örneğin aynı ortaklık yapısına ait Hafif Metal şirketinden de hukuka aykırı olarak müvekkili çıkarma kararı aldıklarını, Davalı tarafın bizzat kendi tanığının, müvekkilinin şirkete gelmediğini belirttiğini, bir diğer ifade ile müvekkili şirkete yıllardır sokulmadığını ve buna ilişkin de bir çok ihtarname keşide ettiğini, en son iş bu huzurdaki dava açılmadan önce de ihtarname keşide edilmiş olsa da, şirkete ilişkin herhangi bir bilgi müvekkiline verilmediğini, Bir başka hususun ise, taraflar arasında aynı ortaklık yapısına sahip olan … Anonim Şirketi’nin haklı nedenle fesih davası T.C. İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1177 E. Sayılı dosyasında görüldüğünü, söz konusu yargılamada ise holdingin yönetiminde olan ve huzurdaki davanın da davalısı konumunda bulunan gerçek kişileri tarafından sahte belgeler sunulduğunu, bu sebeple de tedbir kararı verilmesi elzem olup, aksi takdirde şirketin fiili yönetimi olan kişiler tarafından şirketin içi boşaltılacağını, Ayrıca söz konusu davalı şirketin anonim şirkete çevrilerek yurt dışına satışına dair sözleşme imzalandığını, bu sözleşme uyarınca yabancı bir firmaya satışın tarihi 2023 olarak kararlaştırıldığını, Tüm bu sebepler ile davalının şirket malvarlığı azaltma ihtimali oldukça fazla olup, benzer nitelikteki diğer aile şirketlerinden de çıkarılması ve şirket hakkında herhangi bir bilgi belge göndermemesi sebebiyle şirketin malvarlığı hakkında herhangi bir bilgimiz de bulunmaması nedeniyle, menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etme zorunluluğu doğduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasına ve talepleri gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, kâr payı alacağının tahsili istemli açılan dava içinde ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 17.02.2023 tarihli ara kararının istinafına ilişkindir. İlk derce mahkemesince yazılı gerekçe ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İhtiyati tedbirin koşullarının bulunup bulunmadığının HMK’nın 389 vd. hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda davacı, geçici hukuki koruma kararı verilmezse telafisi güç veya imkansız zararların doğacağını ve davadaki haklılığını yaklaşık olarak ispatlamalıdır. Kaldı ki davadaki talep kar payı alacağının tahsili istemine ilişkin olup, sonuç olarak para alacağının tahsili istemi mahiyetindedir. İlk derece mahkemesi 17.02.2023 tarihli gerekçeli ara kararında, dosya kapsamında bulunan delillerin HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca değerlendirilmesi sonucu, davalı şirket menkul ve gayrimenkullerinin davanın ve uyuşmazlık konusu olmadığı gibi bu aşamada ispata yarar delilerin dosyaya sunulmadığı, HMK’nın 390/3. maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında sunulacak deliller ışığında yaklaşık ispatın gerçekleşmesi halinde, yargılamanın her aşamasında yeniden geçici koruma talep edilmesi ve mahkemece yeniden yapılacak değerlendirme sonucu verilen karara karşı kanun yolunun açık olması karşısında, mahkemenin bu aşamada tedbirin reddine ilişkin ara kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18.05.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.