Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/776 E. 2023/820 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/776
KARAR NO: 2023/820
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06.03.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/164 Esas
DAVANIN KONUSU: Çek istirdadı.
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Bankası Bodrum Şubesinin, keşidecisi …. Ltd Şirketi olan 30.01.2023 keşide tarihli 52.000,00 TL bedelli çekin müvekkili şirkete …. Ltd şirketi tarafından ciro edilerek 29.11.2022 tarihinde teslim edildiğini ve müvekkilinin muhasebe kayıtlarına işlendiğini, bu çek uhtesinde iken … Ltd şirketine ciro edilerek 29.11.2022 tarihinde … Kargo vasıtasıyla Nilüfer/Bursa adresine gönderildiğini, ancak adrese ulaşmadan zarfın açıldığı ve çekin içerisinde olmadığının kaybolduğunun veya çalındığının haber verildiğini, çek karşı tarafa ulaşmadan çalınmış ve kaybolmuş olduğundan Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/772 Esas sayılı dosyası kapsamında çek iptali davasının açıldığın, çekin müvekkilinden sonra … Ltde şirketi isimli şirketin eline geçtiğinin öğrenildiğini, kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, ciro sahibi şirketlerin internetten araştırıldığını, müvekkili şirketin kendisinden sonraki ciro sahibi … Ltd şirketi ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığından, ayrıca sonraki ciro sahibi şirketler hakkında suç duyurusunda bulunulacağını iddia ederek, çekin davalıdan istirdadına müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 27.02.2023 tarihli dilekçesiyle İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 06.03.2023 tarihli ara kararında; “…Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının çek istirdatı ve kendisine iade edilmesi talebinde bulunduğu, davacının dava dilekçesi ile çek görüntüsünü, gerek giriş bordro ile aras kargoya ilişkin belgeler sunduğu, henüz soruşturma dosyasına ilişkin sunulan bir bildirim olmadığı, davacı ile davalı arasında ara ciroların bulunduğu, davacının davadan sonra icra takibinin durdurulması talebinde bulunduğu, dosya kapsamında tedbir kararı verilebilmesi için HMK 389 uyarınca yaklaşık ispat koşullarının oluşması gerektiği, taraflar arasında doğrudan ciro silsilesi olmadığından çekin illetten mücerret olduğu, çek iktisabında davacının davalının çeki iktisap ederken ağır kusurlu olduğuna veya kötü niyetine ilişkin kesin ispat olmamakla birlikte yaklaşık ispata ilişkin belgeler sunması gerektiği, dosya kapsamındaki belgelerde dikkate alınarak tedbire ilişkin yaklaşık bu aşamada yaklaşık ispat koşulları bulunmadığı … ” gerekçesiyle, davacının icra takibinin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin bu aşamada yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iddialarını özetledikten sonra ,çekin karşı tarafa ulaşmadan çalınmış veya kaybolmuş olması nedeniyle çek iptali davası açıldığını, iş bu dosyada çek istirdadı davası açıldığını, ancak davalı şirket tarafından İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket ve tüm cirantalar hakkında takip başlatılmış olduğunu, müvekkili tarafından sonraki cirantalar ve kargo şirketi görevlileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına 27.02.2023 tarihli başvuru yapıldığını, davalı şirketin çeki ne amaçla aldığını, arasındaki ticari ilişkiyi, çeki alırken yeterli araştırma yaptığını ispatlaması gerektiğini, aksi halde davalının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceğini, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia ederek, tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasını ve tedbiren icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi gereğince çek istirdatı talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, derdest dava dosyasında icra takibinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, dava dışı …. Ltd. Şirketi’nin TC. … Bankasının Bodrum Ticari Şubesindeki çek hesabından dava dışı … Ltd şirketi adına keşide etmiş olduğu 30.01.2023 tarihli 52.000,00 TL bedelli çekin keşideci tarafından davacı şirkete ciro edildiği, ciro silsilesinde daha sonradan …, …, … Şirketlerine ve son olarak davalı … AŞ şirketinin yer aldığı, söz konusu çekin bankaya ibrazı üzerine ödeme yasağı gereği çek hakkında herhangi bir işlem yapılmadığına dair 30.01.2023 tarihinde şerh düşüldüğü, davacı tarafça iş bu davadan önce Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/772 Esas sayılı dosyasında 03.12.2022 tarihinde hasımsız çek iptali davasını açmış olduğu, söz konusu yargılama aşamasında tedbir konulduğu, çekin başka şirketlerin eline geçmiş olduğunun öğrenilmesi üzerine davacının iş bu istirdat ve çekin iadesine dair davasını açmış olduğu ,yargılama aşamasında davalı şirket tarafından davacı şirket ile birlikte dava konusu çekin keşidecisi ve lehtarı da dahil olmak üzere tüm cirantalar aleyhinde, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında 07.02.2023 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı, davacının iş bu takip üzerine derdest dava dosyasında 27.02.2023 tarihinde takip dosyasının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş olduğu anlaşılmıştır. TTK’nın 792. maddesi; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü haiz olup anılan kanuni düzenleme bağlamında iyi niyetli hamilin hak sahibi olmayan kimselerden elde ettiği kazanımlar korunmaktadır. Bu kapsamda bir kimsenin muntazam bir ciro zinciriyle çeki iktisabı, kendisine ancak şeklî anlamda meşru hamil sıfatını kazandıracak olup maddi hukuk anlamında hak sahipliğinin mevcudiyeti için devralanın çeki iktisabında kötü niyetinin yahut ağır kusurunun bulunmaması gerekmektedir. Aksi takdirde TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılacak istirdat davası sonucu çeki iadeye mecbur kalır. Bu davada, davacının çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve çeki elinde bulunduran şahsın kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. Aynı Kanunun 790.maddesinde ise “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve bir birine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir beyaz ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” düzenlemesi bulunmaktadır. TTK’nın 792. maddesinde belirtilen kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, TTK’nın 792. maddesindeki “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa…” ibaresi, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak çeki çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin senedi ciro ile devretmesi hâlinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan, başka bir deyişle kötü niyetli ve ağır kusurlu bulunmayan yeni hâmil korunur. Bu tür davalarda, yukarıda da belirtildiği gibi çekin önceki hâmilin elinden rızası hilafına çıkarak yeni hâmil tarafından kötü niyet veya ağır kusur ile iktisap edildiği iddiasını ispat külfeti davacıya ait olup anılan olgular tanık dâhil her türlü delille kanıtlanabilir (Yargıtay HGK’nın 06/04/2021, E. 2017/11-159, K. 2021/417 tarih ve sayılı kararı). Bu bilgilere göre davacı, dava konusu edilen çekin hamili iken rızası dışında elinden çıktığını ve davalının çeki iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda yargılamanın geldiği aşa itibariyle bu konularda yaklaşık ispatın gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır. Çekin kargo ile gönderimi aşamasında kaybolduğu iddiasına dayanarak kargo şirketi görevlileri ile çek üzerindeki diğer cirantalar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş olması da yaklaşık ispatı sağlamaya yeterli değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 11.05.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.