Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/769 E. 2023/661 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/769
KARAR NO: 2023/661
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20.10.2022 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2022/711 Esas.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ara kararda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabul-kısmen reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafın müvekkili şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin fiili hacizle ihtiyati hacizden haberdar olduğunu, müvekkilinin uzun yıllardan beri Türkiye’nin önemli mağazalar zincirine toptan tekstil ürünlerinin satışını yaptığını ve halen de yapmakta olduğunu, davalı firmaya müvekkili şirket tarafından gönderilen maillerde %10 eksik fatura kestiklerini, kendilerinin bu faturaya %10 ilave yapmaları hususunu ilettiklerini, davalının 9.900.000 TL ödeme gerçekleştirdiğini, bu ödemenin müvekkilince kesilen 8.771.808 TL fatura bedeli olarak gönderildiğini, müvekkilinin fiili hacze gelindiğinde ürünlerin muhafaza altına alınacağı tehditi altında istemeden borcu kabul ettiğini, borçlunun zorlamasıyla senetler verdiğini, müvekkili tarafından senetler verildiği halde Ekim 2022’de iki kere fiili hacze gelindiğini, taraflar arasında sadece müvekkilinin üzerinden kar etme amacıyla anlaşılan %10’luk bir anlaşma mevcut olduğunu, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, ayrıca icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 20.10.2022 tarihli ara kararında; ” … İİK 72. maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak üzere alacağın %20 den aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Bu nedenle davacının icranın durdurulmasına ilişkin isteminin reddine, çoğun içinde azı var kuralı gereğince dosya kapsamında ki delil durumuna göre icra veznesindeki paranın alacağın %20 i oranında teminat yatırıldığında icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmiştir…. ” gerekçesiyle davacı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının tedbiren durdurulmasını talebinin reddine, İİK’nın 72/3.maddesine göre, ihtiyati tedbir yolu ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe konu alacağın takdiren %20’si kadar nakit teminat yatırıldığında veya bu değerde banka teminat mektubu ibraz edildiğinde icra veznesine yatırılacak borca ilişkin paranın alacaklıya ödenmesinin engellenmesine karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde ; müvekkili davalı arasında, kar anlaşması bulunduğunu, davalının müvekkilinden aldığı ürünlere kendi karını ekleyip … markete teslim edeceğini, … marketleri tarafından ödenen bedelden kendi kar payını (yüzde onu keserek) geri kalanını müvekkiline havale edeceğini, müvekkilinin ilk etapta yaklaşık 9 milyonluk ürün faturası oluşturup davalıya gönderdiğini, müvekkilinin maddi sıkışıklığı ve yüklü siparişi temin etmesi için davalı firma, müvekkiline 9900.000 TL ödeme gerçekleştirdiğin, davacı tarafından kesilen 8.771.808 fatura bedeli olarak gönderildiğini, zira davalının üzerine karlı bir şekilde zaten … marketten de faturalandırılan ürünlerin bedelini tahsil ettiğini, müvekkili ile … marketler arasında 17 milyonluk ürün temini anlaşması olduğu halde pandeminin etkisi, arz noktasında yaşanan sorunlar nedeniyle müvekkilinin geriye kalan 7 milyonluk siparişi hazırlayamadığını, zira üretim maliyetlerinin 4 katına çıktığını, maliyetlerde yaşanan sorunlar nedeniyle geri kalan ürünleri temin edemediğini, ancak davalının 17 milyonluk ürün teslim edilecekmiş gibi %10 luk kar almak için daha sonraki kapamaya istinaden 3.250.000 TL bedelli iki adet çek ve müvekkilinin hesaba 1.944.000 TL havale yaptığını, müvekkilinin geriye kalan 7 milyonluk ürünü temin edemeyince ve ancak davalının müvekkiline gönderdiği çek bedellerini sözleşmeye uyulması amacıyla müvekkilinin muhasebe personeli tarafından bankadan davalının görevlendirdiği kişiyle birlikte gidilerek tahsil edildiğini, davalı firmaya bankada nakit olarak teslim edildiğini, muhasebeler aralarında kapama yapmalarına rağmen üçüncü ayda şirket sahipleri kendi aralarında konuşarak müvekkilinin hesabına kapama karşılığı olarak 1.944.000 TL havale yaptığını, davacının da bu tutarı çekip tekrar davalı firmaya iade ettiği için iade faturası düzenlediğini, davacının davalıya çekler verdiğini, havaleler yaptığını, davalının müvekkiline ödeme yapmış gibi resmi belgeyle görüntü çizip havale ve çek bedellerini bizzat kendilerinin aldığını, müvekkilinin bizzat davalı tarafından tahsil edilen iki çek bedeli ve iade fatura düzenlenen tutarı ve kar paylarını hesaplayarak müvekkili aleyhine e faturaya dayalı ihtiyati haciz başlattığını, mutabakat belgesindeki müvekkilinin imzasının taklit edildiğini, icra takibinin haksız ve tamamen kötü niyetli olduğunu, takibin durmasına ilişkin taleplerinin reddinin haksız olduğunu, davalı tarafın zaten alacağından fazlasını muhafaza altına aldığını, dolayısıyla olmayan bir alacağı için olduğu iddia ettiği miktardan daha fazlasını haczettiğini, üç ayrı kez ve aralıksız hacze gelinerek hukuk dışı uygulamalarla müvekkillinin birden fazla kez mağdur edildiğini, tedbir kararı verilmeyerek müvekkilinin mağduriyetinin devam ettirildiğini, takibin durdurulması talebinin kabulü gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine; istinaf, takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir verilmesi talebinin reddi ara kararına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, takibin durdurulması talebinin reddine, icra veznesindeki paranın teminat karşılığında ödenmemesine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda davalının alacaklı olduğu iddiasıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıya fazla ödeme yaptığını, borçlu olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, ayrıca icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, İİK’nın72.maddesi uyarınca takibin durdurulması kararı verilemeyeceği, ancak çoğun için de az da vardır ilkesi uyarınca teminat karşılığında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Mahkemece verilen 20.10.2022 tarihli ara kararın, takibin durdurulması talebinin reddine ilişkin kısmına yönelik olarak davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Menfi tespit davası İİK’nın72.maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. İİK’nın 72/3. maddesi emredici nitelikte olup icra takibinin kısmen ya da tamamen durdurulmasına karar verilemez. Somut olayda da mahkemece aynı sebeplerle takibin durdurulması talebinin reddine karar verilmiş olup ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararı usul ve yasaya uygundur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu 20.10.2022 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından yatırılması gereken 492,00 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına; bakiye 179,00 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 13.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.