Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/759 E. 2023/1385 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/759
KARAR NO: 2023/1385
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2023
NUMARASI: 2023/174 E. – 2023/174 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilisi …’ın 26.02.2023 tarihindeki Hatay İline yardım amaçlı ziyareti esnasında çantasının çalındığını fark ettiğini, Tasfiye Halinde … İç ve Dış Tic. LTD.ŞTİ.’ye ait yönetim karar defteri ile basit bir kaç kişisel eşyasını barındıran çantasını tüm aramalara rağmen bulamadığını, deprem bölgesinde Emniyet güçlerinin büyük bir öz veri ile yaşanan felakete dair yoğun mesai harcadığını gözeten ve aynı zamanda kendince ciddi bir kaybının olmadığını düşünen şirket yetkilisi yaşadığı olaya dair şikayete bulunmadığını ve İstanbul’a döndüğünü, müvekkili şirket yetkilisinin yapmış olduğu kısa araştırma neticesinde ise şirket karar defterini çaldırmanın aslında hafife aldığı kadar basit bir sorun olmadığını anladığını, yönetim karar defterinin çalınması sebebiyle yaşayabileceği sorunlarını ortadan kaldırmak adına mahkemeye başvurduğunu, müvekkili şirkete ait yönetim karar defterinin zayi olduğunun tespiti ve yönetim karar defterinin zayine ilişkin belgenin verilmesini talep etme zarureti hasıl olduğunu, dava konusu karar defterinin İstanbul … Noterliği 7.7.2017 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdik edilmiş olduğunu, bu nedenlerle İstanbul … Noterliği 07.07.2017 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdik edilen yönetim karar defterinin yapılacak yargılama sunucunda TTK 82/7 ve devamı maddeleri gereğince zayi olduğunun tespiti ve ilgili zayi belgesinin verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacının saklamakla yükümlü olduğu yönetim karar defterinin deprem nedeniyle Hatay İline yardım amaçlı ziyareti esnasında çantasından çalındığını iddia ettiği, şirkete ait defteri yöneticinin başka bir İle ziyareti sırasında çantasında götürmesi olağan olmadığı gibi, defterlerin korunması amacı ile gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olduğu, saklanması gereken defterlerin korunması için gerekli özenin gösterilmemmiş olduğu, anlaşıldığından …” gerekçesiyle, davacının davasının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin dosyayı özel nitelikleri yönünden araştırmadığını, defter kaybının sonuçları yönünden şirketin bu aşamadan sonra neyi nasıl yapacağına dair düşünmeden sonuca gittiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüzel kişiliğin 2017 yılında tasfiyeye girdiğini, bir şirketin tasfiyeye ancak karar defterine alınan bir kararın noter kanalıyla onaylatılması ticaret odasına teslimi ve diğer hususlarla birlikte olabildiğini, tasfiye sürecinin bir yıl olduğunu, süresinin dolduğunu, tek yapılması gerekenin yönetim karar defterine tasfiye kapatma kararı yazılması kaldığını, kararın ticaret odasına teslimi ile şirketin hükmi şahsiyetinin kalmayacağını, tasfiye kapama kararı alınmadığı sürece hükmi şahsiyetinin devam ettiğini, şirketin tamamına sahip olan …’ın şirketi kapatma yoluna gitmeye karar verdiğini, mahkemenin bu yönde bir araştırma yapmadığını, karar defteri olmadan hiçbir hukuki işleme girişilemeyeceğinin gözetilmediğini, mahkeme tarafından, haklılık payı olmakla birlikte şirkete ait defteri yöneticinin başka bir ziyareti sırasında çantasında götürmesinin olağan olmadığı, diğer taraftan defterlerin korunması amacıyla gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olduğu gerekçesiyle verilen kararın dosyaya uygun olmadığını, şirketin tasfiye halinde olduğuna dair durum değerlendirilmesi yapılmadığını, celse açılıp esasa girilmesi gerekliyken bu yolun izlenmediğini, işin esasının araştırılmadığını, usul ekonomisine aykırı bir karar olduğunu, yaşanan depremin büyük bir felaket ve yıkım getirdiğinin açık olduğunu, yaşanan olay sonrasında bir defterin çalınmasına dair güvenlik güçlerine başvurarak meşgul edilmesinin yaşanan felaket gözetildiğinde hayatın olağan akışına aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.” Saklama süresi on yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7). TTK’nın 87. maddesinde zayi belgesi verilebilmesi için aranan zayi halleri tahdidî olarak sayılmamıştır. Zayi olayının, tacirin engelleyemeyeceği bir olaydan ve tacire atfedilecek bir muhafaza kusuru olmaksızın gerçekleşmiş olması yeterlidir. Somut olayda davacı vekili tarafından ,şirket yetkilisinin deprem bölgesine yardım amaçlı ziyareti arasında çantasının çalındığını fark ettiğini, şirkete ait yönetim karar defterinin tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ederek, karar defterinin çalınması nedeniyle zayi olduğunun tespitini talep etmiştir. Dosya içerisinde, defterin davacının muhafaza kusuru harici ile zayi olduğuna dair herhangi bir delil mevcut değildir. Davacı dava dilekçesine herhangi bir delil ibraz etmemiştir. Yani talep edenin ticari defter ve belgelerini koruyup gözetme yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, kısacası basiretli bir tacir gibi davranmadığına dair mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Kaldı ki davacı şirketin tasfiye halindeki şirket olması sonucu etkilemeyecektir. Yasada buna dair ayrı bir düzenleme mevcut değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.09.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca karar kesindir.