Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/698 E. 2023/1555 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/698
KARAR NO: 2023/1555
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2022
NUMARASI: 2020/358 E. – 2022/382 K.
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
Birleşen İstanbul 19.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/364 E Sayılı dosyası
DAVANIN KONUSU: Şirketin feshi
Taraflar arasındaki şirketin feshi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, asıl ve birleşen davada davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; çoğunluk hissedar …’nin, davacının gerek yönetim kurulu üyesi gerekse hissedar olarak hiçbir hakkını kullanmasına müsaade etmediğini, davacıdan habersiz yönetim kurulu toplantıları yaparak davacının mülkiyet hakkına el koyduğunu, 23.07.2020 tarihinde yapılan TTK’nın 195 vd. hükümleri uyarınca şirketler grubuna dahil olan 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 yılları Olağan … genel kurul toplantı tutanağından da anlaşılacağı üzere; davacının yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen, davacıdan habersiz olarak yönetim kurulunun toplandığını ve genel kurul çağrısı yapılmadığını, çağrıya esas yönetim kurulu kararının 08.06.2020 tarihli olduğu, oysa davacının 08.06.2020 tarihinde … yönetim kurulu toplantısına katılmadığını, davacının gıyabında toplanıp karar alındığını, çağrının müvekkiline usulüne uygun şekilde gönderilmediğini, genel kurul toplantısının tesadüfen firmanın internet sitesinden öğrenildiğini, iki ortaktan oluşan aile şirketinde genel kurul çağrısının davacıdan habersiz usulsüz bir yönetim kurulu kararı ile alınmasının, genel kurulu geçersiz kılacağını, TTK’nın 437.maddesi uyarınca hazırlanması gereken belgelerin hazırlanmadığını, belgelerin ve mali tabloların 15 gün önceden şirket merkezinde hazır edilmediğini, yönetim kurulunca hazırlanması gereken faaliyet raporunun hazırlanmadığını, faaliyet raporu hazırlanmadan genel kurul yapılamayacağını, yönetim kurulu başkanı ve murahhas üye ile yönetim kurulu üyelerinin toplantı salonunda hazır olmadığını, bağlılık raporu bulunmamasına rağmen toplantıya devam edildiğini, usulsüz toplantıda şirketin mal varlığının devir edilmek istendiğini, çoğunluk tarafından şirket mal varlığının toptan devredilmek suretiyle bu davanın sonucunun etkisiz hale getirilmeye çalışıldığını ileri sürerek, dava dilekçesinde belirtilen şirketlerin mal varlığını azaltacak tedbirler alınarak kayyım atanmasını yöneticinin münferit temsil yetkisinin kaldırılmasını davalı şirketlerin ve şirketlerin ortağı olduğu dava dilekçesinde belirtilen diğer bağlı şirketlerin tamamının bölünmesine karar verilmesini, bölünmenin mümkün olmaması halinde kusuru ile şirketleri yönetilmez hale getiren …’nin payının ödenerek tüm şirketlerden çıkarılmasına, mahkemece her halükarda TTK’nın 531.maddesine göre bir karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili birleşen dosyadaki dava dilekçesinde özetle; davalı şirketler hakkında tedbir talep etmiş, sonuç talep bakımından esas davadaki talebin aynısını tekrar etmiştir. Asıl ve Birleşen davalarda davalıların vekilleri ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; taraflarca takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırılan davanın, süresinde yenilenmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına, mahkemece tayin edilen kayyımlara davacı tarafından yatırılan avanstan karşılanmak kaydıyla son kayyım ücretinin 21.01.2021 tarihinde ödendiği, bu tarihten sonra kayyım heyetinin ücretlerini almadığı, 10.11.2021 tarihinde kayyım ücretinin davacı tarafça yatırılması hususunda ara karar oluşturulmasına rağmen kayyım ücretinin ödenmemesi nedeniyle kayyımların 21.01.2021 tarihinde kayyımlık görevlerinin kaldırıldığı, 07.01.2022 tarihine kadar olan ücretleri almadıklarından her bir kayyım için 220.000,00 TL için icra takibi yada dava açma suretiyle alacaklarının tahsili hususunda muhtariyetlerine karar verilmiştir. Bu karara karşı, asıl ve birleşen davada davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olduğunu, ancak gerekçeli kararın 5 numaralı bendinde muğlak ve çelişkili ifadeler bulunduğunu, yargılama sırasında kayyım ücretlerinin davalı şirketlere yükletildiğini, müvekkilinin yargılama sırasında kayyım atanmasından feragat ederek, kayyım heyetinin görevden alınmasını talep ettiğini, mahkemece şirketlerin mevcut durumu, taraflar arasındaki ihtilafın niteliği gibi sebepler ile ayrıca davalı şirketler tarafından da kayyum heyetinin görevinin devam etmesi talep edildiğinden 10/11/2021 tarihli celsede “Kayyım ücretleri hususunda şimdilik 360.000,00 TL avansın davalı şirketler tarafından 1 aylık kesin süre içerisinde dosyaya yatırılmasına, aksi taktirde kayyım heyetinin görevine son verilebileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı)” şeklinde ara karar alındığını, yargılama sırasında davalı şirketlerin kayyım ücretinden sorumlu olmasına rağmen çelişkili şekilde gerekçeli kararda davacının sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin kayyımların görevinin devamına ilişkin talebinin bulunmadığını, kayım atanma isteminden de feragat edilmesi nedeniyle müvekkilin kayyım ücretleri ile ilgili herhangi bir yükümlülüğünün kalmadığını, buna rağmen mahkeme kararı üzerine kayımlarca İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılması ile müvekkilinin mağdur edildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve hüküm fıkrasının 5.bendinin düzeltilmesine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl ve birleşen dava davalı şirketlerin bölünmesi, bölünmenin mümkün olmaması halinde diğer ortağın çıkma payının ödenerek ortaklıktan çıkarılması ve mahkemece TTK’nın 531.maddesine göre bir karar verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına ve ödenmeyen kayyım ücretlerinin davacıdan tahsili hususunda kayımların serbest bırakılmasına karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı asıl ve birleşen davada ortağı olduğu şirkette, diğer ortakça usulsüz işlemler yapıldığını, yönetim kurulu üyesi olan davacının haberi olmaksızın genel kurul toplantıları yapıldığını, yönetim kurulunca hazırlanması gereken faaliyet raporlarının düzenlenmediğini, mali tabloların yasada gösterilen süre boyunca şirket merkezinde ortakların incelemesine sunulmadığını, usulsüz genel kurul toplantıları ile müvekkilinin şirketteki haklarını ihlal edildiğini, şirketin mal varlığının toptan devri ile davacının mağdur edildiğini ileri sürerek eldeki dava açılmıştır. Davanın takipsiz bırakılması nedeniyle mahkemece 23.02.2022 tarihinde dosya işlemden kaldırılmış süresinde yenilenmeyen dosyada, 26.05.2022 tarihinde asıl ve birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı, asıl ve birleşen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunmamış, gerekçeli kararın 5. bendindeki kayyım ücretine ilişkin istinaf talebinde bulunmuştur.Mahkemece yargılama sırasında davalı şirketlere kayyım atanmıştır. Ancak davacının, kayyım heyetinin görevden alınarak yerine kendisinin atanmasını talep etmesi üzerine mahkemece 10.11.2021 tarihinde bu talebi reddedilmiş, davacının kayyım atanma talebinden feragat etmesine rağmen davalıların talebi ve şirketlerin menfaati nedeniyle kayyımların görevinin devamına ve 360.000,00 TL kayyım ücretinin davalı şirketlerce ödenmesine karar verilerek, duruşma 23.02.2022 tarihine bırakılmıştır. Bu tarihte takip edilmeyen dosyanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Mahkemenin infaz edilecek hükmü nihai hüküm fıkrası olup, nihai hüküm fıkrası ile ara kararlar arasında çelişki bulunduğundan söz edilemez. İstinaf konusu hüküm fıkrasının beş numaralı bendinde taraflara yüklenen bir yargılama gideri bulunmamaktadır. Anılan fıkrada mahkemece, kayımların davacıdan talepte bulunma konusunda serbest bırakıldıkları anlaşılmaktadır. HMK’nın 323. maddesinde, yargılama giderleri belirlenmiş olup, geçici hukuki koruma tedbirlerine ilişkin giderlerin de yargılama giderlerinden olduğu maddenin ç bendinde belirlenmiştir. HMK’nın 326. maddesine göre kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen taraftan alınır. HMK’nın 331. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde davacıya yükletilir. Bu durumda, ara kararla kime yüklemiş olursa olsun yargılama giderlerinden, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle, yasa gereği davacı sorumlu olduğundan ve esasen hükmün beşinci fıkrası ile de davacıya yüklenmiş bir sorumluluk da bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olduğundan asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Asıl ve birleşen davalarda davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; asıl ve birleşen davalara yönelik bakiye 179,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.05.10.2023