Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/686 E. 2023/1550 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/686
KARAR NO: 2023/1550
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2023
NUMARASI: 2022/626 E. – 2023/65 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … San. ve Tic. A.Ş.’nin çoğunluk pay sahibi, davalının ise dava konusu işlemin gerçekleştirildiği dönemde şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalını şirketi münferiden temsil ve ilzam yetkisi bulunduğunu, şirket ile dava dışı … LTD arasında 08.05.2017 tarihinde davalının imzası ile dostluk maçı sözleşmesi akdedildiğini, dava konusu zararın, sözleşmenin imzalanarak bedellerinin şirketçe ödendikten sonra, sözleşmede değişikliğe gidilmesi nedeniyle şirketin fazladan ödeme yapmasından kaynaklandığını, 20.10.2019 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurul toplantısında alınan karar ile Dernek yönetiminin değiştiğini, yeni yönetimin genel kurul toplantılarında yapılan tartışmalar ve kamuoyuna yansıyan bir takım haberler üzerine kapsamlı bir inceleme yaptırdığını, yaklaşık iki yıl süren inceleme sonucu düzenlenen 20.12.2021 tarihli özel kapsamlı inceleme raporunu ile zararın belirlendiğini, bu raporla dernek ve iştiraki şirketlere verilen zarar ile zararın faillerinden haberdar olduğunu, genel kurul toplantılarında zarara neden olan işlemlerin görüşülerek sorumluluk davası açıldığını, vekalet görevini kötüye kullanarak sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket eden davalının, anılan dönemde tek başına gerçekleştirdiği bir takım iş ve işlemlerle müvekkilini dolaylı olarak maddi zarara uğrattığını, meydana gelen zararlardan sorumlu olan davalının bu zararları, zarar gören şirkete tazminat ödemek sureti ile gidermesi gerektiğini, rapor doğrultusunda … San. ve Tic. A.Ş. ve Proformance arasındaki sözleşmenin 08.05.2017 tarihinde imzalanmasını müteakip, … 18.05.2017 tarihinde 50.000 Euro, 03.07.2017 tarihinde 50.000 Euro, 05.07.017 tarihinde 140.000 Euro olmak üzere toplam 240.000 Euro ödeme yapıldığını, takımın Çin’e gidiş ve gelişinin sağlanması amacıyla … 18/20 Temmuz tarihleri için 288 koltuk kapasiteli özel uçak kiralandığını ve kiralama bedelinin vergiler dahil 523.721,28 Euro (2.185.612,9 TL) olarak ödendiğini, sözleşme sürecinin tamamlanmasına ve bu hususta gerekli tüm ödemelerin yapılmasına rağmen, sözleşmede öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle şirketin fazladan ödeme yapılmasına neden olunduğunu, sözleşmenin maksimum 60 kişinin 12 günlük konaklama ve sair masrafların karşılanmasını kapsar şekilde akdedildiğini, buna karşın kampın, hiçbir yasal veya makul gerekçe bulunmaksızın 1,5 gün gibi kısa bir sürede öngörülen sürenin bitiminden çok önce sonlandırıldığını, sözleşme ile belirlenen sürecin sona ermesine neden olabilecek herhangi bir unsurun varlığı halinde şirkete önceden fesih imkanı tanınmış olmasına rağmen bu hakkın kullanılmaması ve yalnızca 1,5 gün için fahiş ulaşım masrafına katlanılmasına müsaade edilmesinin de davalı yöneticisinin kusurunu açıkça ortaya koyduğunu, şirketçe 12 gün sürmesi beklenen masraflı kamp süreci için her türlü ödeme yükümlülüğü yerine getirilmesine rağmen takımın Çin’e vardıktan sonra dostluk maçı oynayarak geri döndüğünü, Çin’de gerekleşen sürenin sözleşme ile belirlenen süre ile kıyaslanamayacak kadar kısa tutulması hususunda alınmış bir yönetim kurulu kararı bulunmadığını, usulüne uygun alınmış bir ibra kararı bulunmadığını ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL tazminatın faizi ile birlikte …San. ve Tic. A.Ş.ye ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı derneğin birçok ticari şirkette paydaş olduğunu, davacının hakim hissedarı olduğu …San. ve Tic. A.Ş.’nin hakim hissedarının davacı dernek olduğunu, futbol faaliyetleri kapsamında ortaya çıkan tüm gelir ve giderlerin … San. ve Tic. A.Ş. bünyesinde oluştuğunu ve davacının bu borç kapsamında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin, 25.03.2012 tarihinde davacı derneğin başkanlığına seçildiğini ve görevini 20.10.2019 tarihinde kadar sürdürdüğünü, bu süreçte müvekkilinin …A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanlığı görevini yerine getirdiğini, dernek ve şirketin bir çok yöneticisi bulunduğunu, bu süreçte alınan kararların sadece müvekkili tarafından değil, tüm ekibin inceleme, onay ve kabulü doğrultusunda hayata geçirildiğini, bu süreçte mevcut başkanın da yönetim kurulunda yer aldığını, yeni yönetim tarafından alınan mali raporun gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin dava dışı şirketçe ibra edildiğini, sorumluluk davasının zamanaşımına uğradığını, şirketin 09.01.2019 tarihinden gerçekleştirilen 01.06.2017 – 31.05.2018 faaliyet dönemi olağan genel kurul toplantısında alınan karar ile müvekkili ve diğer yönetim kurulu üyelerini ibra edildiğini, şirketin 09.01.2020 tarihinde gerçekleştirilen genel kurulunda da ibra kararı alıdığını, sonradan alınan ibra edilmeme kararının iptal edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Davacı vekili, cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı vekilinin çatışan menfaatlerin temsil yasağını ihlal ettiğini, davacı dernek ile bir kısım iştiraklerinin hukuki işlemlerinin görülmesi için önceki dönemde vekalet sözleşmesi yapılarak vekaletname düzenlendiğini, sözleşmede vekalet hizmetinin kapsamına büroda çalışan diğer avukatların da girdiğini, davalı vekilinin de aynı büroda çalıştığını, vekalet sözleşmesinin de bürodaki tüm avukatları kapsayacak şekilde düzenlendiğini, bu nedenle davalı vekilinin çekilmemesi halinde davaya devam edilemeyeceğini belirtmiştir.Davalı vekili, dilekçede belirtilen hususların gerçeği yansıtmadığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…San. ve Tic. A.Ş. ile dava dışı …LTD arasında akdedilen 08/05/2017 tarihli dostluk maçı sözleşmesi nedeniyle davalının şirketi zarara uğrattığı iddia edilmiştir. …. A.Ş. A takımının, 18 Temmuz akşamı Çin’e ulaştığı, 19 Temmuz’da dostluk maçını oynadığı ve maçın oynanmasından hemen sonra 20 Temmuz saat 03.00’te tekrar uçağa binerek Türkiye’ye geri döndüğü, Çin’de 12 gün boyunca sürmesi beklenen kamp sürecinin, sözleşme ile belirlenen süre ile kıyaslanamayacak kadar kısa tutulduğu, tüm ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesine rağmen kamp süresinin planlanandan 10,5 gün önce sona erdirilmesi sebebiyle … San. ve Tic. A.Ş.’nin zarar uğradığı ileri sürülmüştür. Buna göre davalının şirketi zarara uğrattığı iddia edilen davaya konu olayın 20.07.2017 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmıştır. TTK.nın 560. maddesinde zamanaşımı süreleri; davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl olarak düzenlenmiştir. Davaya konu olayın 20.07.2017 tarihinde gerçekleştiği, davanın ise bu tarihten 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 21.09.2022 tarihinde açıldığı, buna göre 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davanın her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl içinde açılması gerektiğinden davacı tarafın zararı öğrenme tarihinden itibaren 2 yıl içinde davanın açıldığı iddiasının dinlenemeyeceği, dava konusu iddia edilen işlemlerin ayrıca ceza sorumluluğunu gerektirecek nitelikteki eylem ve işlem de olmadığı dolayısı ile davada ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanmasının mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak” gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Davacı … Anonim Şirketi’nin çoğunluk pay sahibi olduğunu, davalının da zararın gerçekleştiği dönemde dernek ve şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, şirket ile dava dışı … LTD arasında 08.05.2017 tarihinde davalının imzası ile “Dostluk Maçı Sözleşmesi” düzenlendiğini, ancak sözleşmenin gereklerinin yerine getirilmeyerek şirketin fazladan ödeme ve masraf yapmasına neden olunarak şirketin zarara uğratıldığını, mahkemece hatalı şekilde zamanaşımı süresinin 20.07.2017 tarihinden başlatıldığını, oysa zarar ve failinden alınan raporla haberdar olunduğunu, uzamış suç zamanaşımı süresinin değerlendirilmediğini; Davalı vekillerinin çatışan menfaatleri temsil yasağını ihlal ettiğini, cevaba cevap dilekçesinde bu hususun ayrıntılı açıklanmasına rağmen mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini, davalının tayin ettiği Av. … ve Av. … … kurucu avukatı olan Av. … ile oğlu Av. … ve Av. … ile beraber halihazırda bahse konu büroda avukatlık mesleğini ifa ettiğini, Dernek ve bir kısım iştirakleri ile dava dışı Av. … arasında 01.01.2016 tarihinde düzenlenen “Hukuki Müşavirlik ve Vekalet Sözleşmesi”, 07.06.2016 tarihli “Hukuki Müşavirlik ve Vekalet Sözleşmesi” ve 24.10.2017 tarihli “Hukuki Müşavirlik ve Vekalet Sözleşmesi” (“Avukatlık Sözleşmeleri”) düzenlendiğini, sözleşmelerin davacı … temsilen davalı tarafından münferiden imzalandığını, her bir sözlemenin de Av. … ve çalışmakta olduğu hukuk bürosundaki tüm avukatları kapsayacak şekilde akdedildiğini, Av. …, Temmuz 2012 tarihinden itibaren … Hukuk Bürosunda, davalı vekilleri ile birlikte çalıştığını, bu nedenle davalı vekillerinin Avukatlık Kanunu’nun 38/b hükmü gereği davalı tarafından kendisine teklif edilen vekillik görevini reddetmek zorunda olduklarını,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının ortağı olduğu dava dışı şirkete, davalı şirket yöneticisinin verdiği zararı tespiti ile şirkete ödenmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekili Avukatlık Kanun’unun 38.maddesi kapsamında, davalı vekilinin çatışan yasakları temsil etme yasağına aykırı davrandığını ve bu davada davalı vekilinin vekillik görevini yapamayacağını cevaba cevap dilekçesinde ileri sürmüştür. Davalı vekili ise ikinci cevabında, cevaba cevap dilekçesinde ileri sürülen hususların doğru olmadığını savunmıştır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38/b maddesinde, avukata aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa, işi red etmesi gerektiği kuralı yer almaktadır. Yasa ile izlenen amaç, avukatın aldığı vekâlet sonucu vakıf olduğu sırları önceki müvekkilinin aleyhine kullanmayı önlemektir. Yasa maddesi ile öngörülen husus kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re’sen gözetilir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinde; tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip olması, dava takip yetkisine sahip olunması ve vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamesinin bulunmasının hususlarının dava şartlarından olduğu, yine aynı yasanın 115. maddesinde; mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar vereceği, ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre vereceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedeceği düzenlenmiştir.Somut olayda, davacı vekilince, davacı dernek adına davalı tarafından düzenlenen çeşitli tarihli vekalet hizmeti sözleşmeleri sunulmuştur. Bu sözleşmelerin, sözlemenin tarafı olan Av. … çalıştığı ofisteki tüm avukatları da kapsadığı ve davalı vekilinin de aynı ofiste çalıştığı ileri sürülmüştür. Bu nedenle ibraz edilen sözleşme asıllarının ve belgelerin incelenerek bu hususun Avukatlık Kanunu 38/b maddesine aykırı bir eylem oluşturup oluşturmadığı husunun, dava şartı olması nedeniyle mahkemece öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Oysa mahkemece bu hususta deliller toplanmamış ve dava şartı olan bu husus değerlendirilmemiştir. Davalı vekilinin, bu davada davalıyı temsil yetkisi olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre gerektiğinde, itirazın reddine, gerekirse 114/f ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığını tamamlamak için davalı asıla kesin süre verilip, kesin sürenin sonucuna göre yargılamaya devam edilmesi gerekirken, dava şartının değerlendirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı verin ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verimiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-İİK’nın 36. maddesi uyarınca yatırılan teminatların, yatıran taraflara iadesine,5-Davacı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.05.10.2023