Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/649 E. 2023/693 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/649
KARAR NO: 2023/693
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18.01.2023
NUMARASI: 2022/1088 Esas
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından, satış faturalarına konu ürünlerin satıldığını, satılan ürünler karşısında faturalar kesildiğini, borçlu şirket tarafından eksik ve geç ödeme yapıldığını ya da hiç yapılmadığını, müvekkili şirketin cari hesabında görülen alacağı nedeniyle borçlu şirkete karşı Bakırköy … İcra Dairesi … E sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, borçlu tarafından takibe itiraz edildiğinden takibin durdurulduğunu, itirazın gerekçelerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının borcunu ödeme yanlısı olmadığını, müvekkili şirketin davalı – borçlunun mallarını kaçırması dolayısıyla alacağına kavuşamayacağına dair ciddi endişeleri bulunduğunu, bu nedenlerle öncelikle teminatsız olarak mahkeme aksi kanaatte ise de uygun görülecek teminat karşılığı, borçlunun, borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz talep ettiklerini, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere İcra İnkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Bakırköy … İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyasındaki asıl alacağı .faiz ve diğer feriler hariç 61.348,99 TL olduğundan bahisle dava açmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin talep dilekçesi ve ekinde sunduğu belgeler incelendiğinde,alacağın varlığı hakkında hakkında mahkemede kanaat uyandırmaya yeterli olmadığı anlaşıldığından söz konusu ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257/I hükmündeki hukukî sebep açısından reddedilmesi gerektiği…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece her ne kadar alacağın varlığı hakkında yeterli kanaat oluşturacak belgeler sunulmadığından bahisle ihtiyati haciz talebi reddedilmiş olsa da taraflarınca huzurdaki davaya konu alacağı ortaya koymak amacıyla ilk derece mahkemesine davalı-borçlu şirkete satıp teslim ettikleri mallar karşılığında kesilen ticari alım satımı gösterir elektronik faturalar sunulduğunu, mahkemece yapılacak olan inceleme ile davalı-borçlu şirketin huzurdaki davaya konu alacağın dayanağı olan faturalara itiraz etmediğinin açıkça görüleceğini, ticari fatura olarak düzenlenen faturalarda iptal işlemi, faturanın alıcıya iletildiği tarihten itibaren 8 günlük süre içinde e-Fatura sistemi içinden “Ret Uygulama Yanıtı” ile yapılmaktadır. e-Fatura iptal işlemlerinde 8 günlük sürenin tespiti e-faturanın alıcıya iletilme tarihinden itibaren başlayacağını, iptal işleminin her durumda 8 günlük süre içinde yapılması gerektiğini, Faturaların e fatura kullanma mükkellefi olan davalı-borçlu şirkete elektronik portal üzerinden tebliğ edildiğini,kendisine dosya kapsamında mevcut takibe dayanak faturalar uzunca bir süre önce ve her satılıp teslim edilen mal karşılığı devamlı olarak kesilip tebliğ edilmiş olmasına karşın, davalı-borçlu tarafça işbu faturaların hiçbir zaman itiraz ve iptali talep edilmediğini, bu da davalı-borçlu şirkete satılıp teslim edilen mallar karşılığı takibe dayanak dosya kapsamında sunulan faturaların kesildiğini açıkça ortaya koyduğunu, taraflarınca dosya kapsamında sunulan faturalar incelendiğinde, yine müvekkili şirkete ve davalı borçluya ait ait ticari defter ve kayıtlar ile celp edildiğinde işbu husus açıkça görülecek olmasına karşın mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmeksizin eksik inceleme ile alacağın varlığı hakkında yeterli kanaat uyanmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddedildiğini, Davalı – borçlunun, mahkeme huzurunda görülmekte olan yukarıda esas numarası yazılı davaya konu icra takibine karşı yaptığı itiraz; haksız, hukuki dayanaktan yoksun ,tamamen takibi durdurmaya ve müvekkilinin alacağına kavuşmasına engel olmak amacıyla yapılan bir itiraz olduğundan ve davalının anlaşma yanlısı olmadığı açıkça ortada olduğundan, müvekkili şirketin davalı – borçlunun mallarını kaçırması dolayısıyla alacağına kavuşamayacağına dair ciddi endişeleri bulunduğunu, iş bu nedenlerle mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmemesinin davalı-borçlu şirketin malları kaçırması ve müvekkil şirketin alacağına kavuşamaması sonuçlarını doğuracağını, İş bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde ve Yargıtay uygulamaları doğrultusunda faturalarda belirtilen malların alıcıya teslim edildiği ve müvekkilinin takibe ve huzurdaki davaya konu alacağının varlığı açık olduğundan ve işbu husus tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek açıkça görülecekken eksik inceleme ile alacağın varlığı hakkında yeterli kanaat uyanmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin mahkeme kararının ve gerekçesinin yasaya ve Yargıtay uygulamasına aykırı olup müvekkili açısından ciddi zararlara yol açacağından bozulması gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, derdest dava içinde ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara kararının İİK’nın 258/2. maddesi gereğince istinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı davalı ile ticari ilişkisi kapsamında fatura konusu mal ve hizmeti sunduğunu ileri sürerek alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için yaptığı takibe yöneltilen itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığını belirterek, davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, davacı şirketin ihtiyati haciz talebinin ve mahkeme kararına itirazlarının yerinde olup olmadığına ilişkindir. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti ” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. İlk derece mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere, fatura ve cari hesap ekstresi tek başına alacağı kanıtlayacak belgeler değildir. Fatura konusu mal ve hizmetin davalı borçluya tesliminin de kanıtlanması gerekir. Bu nedenle ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği aşamada dosyanın mevcut hâli ile ihtiyati haciz talebinin reddi kararında isabetsizlik görülmemiştir. Kaldı ki yargılama sürecinde değişen delil durumuna göre talep halinde mahkemece her zaman ihtiyati haciz kararı verilmesi de mümkündür. Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin verdiği ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karar isabetli bulunduğundan, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 13.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.