Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/639 E. 2023/695 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/639
KARAR NO: 2023/695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 30.12.2022 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2022/1056 Esas
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından üretilip teslim edilen DN700mm / PN6 Bar / SN5000 CTP Boruların 4.248,00 USD tutarındaki bedelinin ödenmemiş olduğunu, takip tarihine kadar işleyen geçmiş gün faiziyle 4.266,16 USD’nin ödeme gününe kadar ticari avans faizi işletilerek taraflarına ödenmesi gerektiğini, alacaklarının dava dilekçesi ve İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … esaslı dosyasında yaptıkları takip talebinde bulunan fatura ve satış defteri bakiye listesiyle sabit olduğunu, borçlunun borcu inkara ilişkin beyanının haksız olduğunu, bu aşamada borçlu tarafın malvarlığı üzerinde tam tasarrufu söz konusu olduğundan, teminatsız olan alacaklarının sonraki takiplerle dahi elde edememe riski söz konusu olduğunu, bu doğrultuda haklı gerekçeleri doğrultusunda, borçlu şirketlerin malvarlığına, alacaklaerı oranınca tedbiren haciz konulmasını, borç ödeninceye kadar ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği 30.12.2022 tarihli kararla; “…Dosya kapsamında davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki olduğunu kabul ettiği dikkate alındığında, salt fatura düzenlenmesi (teslim alma imzası olmayan veya olup da imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı belli olmayan)taraflar arasında borç ilişkisi olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığına mahkememizce kanaat getirilmiştir. Taraflar arasında süregelen bir ticari ilişki kapsamında sadece faturaya dayanak gösterilerek ihtiyati hacze hükmedilemez. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14 Hukuk Dairesi 2019/2046 E. 2019/1508 K. Sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1162 E. 2020/1168 sayılı ilamı) Anılan kanun maddeleri, dosya kapsamındaki mevcut bilgi ve belgeler dikkate alındığında; faturaya dayalı alacakta talep edenin muaccel ve kuvvetle muhtemel bir alacağının bulunduğuna mahkememizce kanaat getirilmemiş olup; faturalar ile ilgili alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden ve anılan alacak kalemleri ile ilgili olarak İİK.nun 257 ve devamı maddelerinde öngörülen koşullar gerçekleşmediği, davacının iddiasını yaklaşık ispat ile ispat edemediği, borçlunun mal kaçırdığı iddialarının ise soyut olduğu, somut delillere dayanmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz bakımından gerekli olan yaklaşık ispat koşulu sağlanmış olup; gerek dosyaya sunmuş oldukları sözleşme ve e-arşiv fatura, gerek işbu sözleşme ve aynı projeye ilişkin tip faturalar göz önüne alındığında yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014 tarihli kararının ve Yargıtay 19. HD. 2014/758E. 2014/2683K. 11.02.2014T.ve Yargıtay 19. HD. 2013/18723E. 2014/1804K. 23.01.2014T. Tarihli kararlarının ekli olduğunu, Dolayısıyla, ihtiyati haciz talebinin, faturada şirket kaşesi ve imzası olmadığı, faturanın borçluya tebliğ edilip edilmediğinin belli olmadığı, malın teslim edilip edilmediği, mal bedelinin ödenip ödenmediği anlaşılmadığı gerekçesiyle reddedilmiş olmasının hiçbir hukuki dayanağı olmadığı açıkça ortada olduğunu, nitekim dava dilekçesi ve işbu istinaf talebimizin ekinde de sunulan delillerinde de görüldüğü üzere iş bu ret sebeplerinin hiçbirinin somut olayda olmadığının açık olduğunu, ayrıca davalı tarafın müvekkiline bulunan borcu ticari defterler, cari hesap, faturalar ile sabit olduğunu, kaldı ki malın teslim edilip edilmediği de ihtilaf konusu olmadığını, iş bu sebeplerle takip konusu borcun miktarı ve müvekkili grup şirketi … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin huzurdaki davaya konu olan takiple aynı dönemde, 01.07.2022 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … esaslı dosyasında başlattığı takipte, daha önce takibe ilişkin konulan hazcin, İcra Memuru hatası nedeniyle usulen kaldırılması durumu göz önüne alınarak borçlunun mal kaçırma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyayı ve taleplerini incelemeksizin verdiği ihtiyati haciz ret kararının usule, yasalara, yargıtay yerleşik uygulamalarına açıkça aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası içinde istenilen ihtiyati haczin reddi kararının istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf, davalılar ile kurulan ticari ilişki kapsamında davalıya teslim edilen boruların fatura bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi, İİK’nın 258/2 maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kanaat verecek delillerin dosyaya ibrazı yeterlidir. Ancak somut olayda ihtiyati haciz talep eden tarafça alacağın varlığına ve miktarına dair kanaat verici delil sunulamadığı, faturanın tek başına alacağın varlığını yaklaşık ispata yeterli olmadığı, fatura konusu mal ve hizmetin tesliminin de kanıtlanması gerektiğinden ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği aşamada mevcut delil durumuna göre isteminin reddi kararı isabetli görülmüştür. Ayrıca karşı tarafın mal kaçırmaya veya adres değiştirmeye yönelik eylemlerinin bulunduğu iddialarına ilişkin de teyit eden herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır Bu nedenlerle, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Kaldı ki yargılama aşamasında değişen delil durumuna göre talep halinde mahkemece her zaman ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkündür. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 13.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.