Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/625 E. 2023/650 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/625
KARAR NO: 2023/650
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22.12.2022 tarihli D.İş
NUMARASI: 2022/348 E. – 2022/348 K.
DAVANIN KONUSU:Tevdi Mahalli Tayini
Taraflar arasındaki tevdi mahallinin belirlenmesi talibinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle talebin reddine dair verilen 22.12.2022 tarihli değişik iş kararına karşı, tevdi mahalli talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Tevdi mahalli talep eden vekili, dilekçesinde özetle; müvekkilinin … nezdinde sadece kaydi olarak sürdürmüş olduğu yönetim kurulu üyeliğinden Üsküdar … Noterliği aracılığıyla keşide ettiği 29.06.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı istifa beyanı ile istifa ettiğini, istifa beyanı ile davalı şirkette müvekkili dışında başka bir yönetim kurulu üyesi bulunmadığını, şirketin vergisel ve mali olarak herhangi bir hak kaybı yaşamaması ve herhangi bir idari, mali ve ceza-i yaptırıma maruz kalmaması için şirketin ticari defter ve kayıtlarını 20.07.2020 tarihine kadar teslim almaları için şirkete istifa beyanı ile süre tanındığını, ancak şirkete tanınan bu sürede davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtların müvekkilinden teslim alınmadığını, müvekkili ile konuya ilişkin olarak hiçbir şekilde irtibata da geçilmediğini, bu doğrultuda şirket nezdindeki görevinden istifa etmiş olmasına rağmen şirkete ait ticari defter ve kayıtların halen müvekkilinde bulunması sebebiyle şirketin vergisel ve mali olarak herhangi bir hak kaybı yaşamaması ve herhangi bir idari, mali ve ceza-i yaptırıma maruz kalmaması için işbu şirkete ait; Ortaklar Pay Defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri, 2013 yılı Yevmiye Defteri, Envanter Defteri ve Defteri Kebir; 2014 yılı Yevmiye Defteri, Envanter Defteri ve Defteri Kebir, 2015 yılı Yevmiye Defteri, Envanter Defteri ve Defteri Kebir, 2016 yılı Yevmiye Defteri, Envanter Defteri ve Defteri Kebir, 2017 yılı Yevmiye Defteri, Envanter Defteri ve Defteri Kebir, 2018 yılı Yevmiye Defteri, Envanter Defteri ve Defteri Kebir, 2019 yılı Yevmiye Defteri, Envanter Defteri ve Defteri Kebir, 2020 yılı Yevmiye Defteri, Envanter Defteri ve Defteri Kebir, 2021 yılı Yevmiye Defteri, Envanter Defteri ve Defteri Kebir olmak üzere ticari defter ve kayıtların davalı şirket tarafından teslim alınana kadar uygun koşullarda muhafaza edilebilmesi amacıyla yediemin olarak mahkemenin belirlenmesine, tevdi mahalli olarak mahkemenin kasasında muhafaza edilmesine, aksi halde tüm masraf ve giderleri davalı şirkete ait olmak üzere tevdi mahallinin mahkemece belirlenerek taraflarına bildirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, tevdi mahalli tayini talep eden davacı vekilinin talebini değerlendirdiği 22.12.2022 tarihli değişik iş kararında;”… Talep uyarınca İstanbul Ticaret Odası Başkanlığına yazı yazılarak, davacı tarafından bildirilen davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtların saklanması ile ilgili bir uygulamanın bulunup bulunmadığı hususunda Mahkememize bilgi verilmesi talep olunmuş, İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı’nın 15.09.2022 tarihli cevabi yazısında, Müdürlüklerince ticari defter ve kayıtların saklanması ile ilgili bir görev alanı bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 82’nci maddesi birinci fıkrası uyarınca her tacirin; ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini, alınan ticari mektupları, gönderilen ticari mektupların suretlerini ve 64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri, sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlü olduğu, bu suretle mahkememizce tevdi mahalli tayinine mahal olmadığı olmadığı anlaşıldığından…” talebin reddine karar verilmiştir. Bu değişik iş kararına karşı, tevdi mahalli talep vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Tevdi mahalli tayini talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; talep dilekçesini tekrar ederek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu müvekkilinin şirketin sadece kaydi olarak sürdürmüş olduğu yönetim kurulu üyeliğinden 29.06.2020 tarihli istifasını içeren ihtarnameyle istifa ettiğini, müvekkili dışında şirketin başka bir yönetim kurulu üyesinin bulunmadığını, şirketin vergisel ve mali olarak herhangi bir hak kaybı yaşamaması ve cezai yaptırıma maruz kalmaması için şirkete ait ticari defter ve kayıtların alınması için davalı şirkete süre verildiğini, ancak şirket tarafından ticari defter ve kayıtların müvekkilinden teslim alınmadığını, konuyla ilgili olarak hiçbir şekilde irtibata geçilmediğini cevabı ihtarname gönderilmediğini belirterek şirkete ait defter ve kayıtların uygun koşullarda muhafaza edilebilmesi amacıyla davalı şirket tarafından teslim alınana kadar mahkemenin tevdi mahalli belirlemesi ve tevdi mahalli olarak mahkeme kasasında muhafaza edilmesi gerektiğini, bu talebin kabul görmemesi halinde ise mahkeme tarafından tevdi mahalli tayin edilerek ticari defter ve kayıtların ilgili mahalde bulundurulmasını talep ettiklerini belirterek, kararın kaldırılmasını ve tevdi mahalli tayini taleplerinin kabulünü istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, şirkete ait defterlerin muhafaza edilmek üzere tevdi mahalli tayinine ilişkindin İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, talep eden vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Talep eden vekili, müvekkilinin Anonim Şirket yönetim kurulu üyeliğinden noterde gerçekleştirilen ihtarname ile istifa ettiğini, şirkette müvekkili dışında başka bir yönetim kurulu üyesi bulunmadığını, şirketin vergisel ve mali olarak herhangi bir hak kaybı yaşamaması ve idari ve mali yaptırıma maruz kalmaması için şirkete ait ticari defter ve kayıtlar için tevdi mahalli tayin edilmesine, öncelikle muhafaza edilmesi amacıyla yediemin olarak mahkemenin belirlenmesini ve defterlerin mahkeme kasasında muhafaza edilmesini aksi halde tevdi mahalli belirlenerek taraflarına bildirilmesini talep etmiştir. TTK’nın 64. maddesinde ticari defter tutma yükümlülüğü düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasında, her tacirin ticari defterlerini tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle lticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticelere bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu ve diğer hususlara yer verilmiştir. Dosya kapsamından, talep edenin istifa ettiğini bildirdiği şirketin faal ve sicile kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, dava dışı üçüncü kişi … tarafından dosyaya ibraz edilen yazılı beyanda, şirketin vergi beyannamelerinin yasal süre içerisinde ibraz edildiği, 2015 takvim yılından beri ilgili şirketin muhasebe sürecinin işleyişi, fatura düzenleme, tahsilat yapma, ödeme yapma ve sair iş ve işlemlerin şirket yetkilileri tarafından yürütüldüğü, ayrıca şirketin 2017 yılından sonra hiçbir satış faaliyetinde bulunmadığı, dolayısıyla gayri faal bir şirket olduğu, gayri faal bir şirket olduğundan düzenli bir tahsilat yapılmadığı hususlarının belirtildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 82. maddesinde belgelerin saklanması ve saklama süresi düzenlenmiştir. Düzenlemede, her tacirin maddede belirtilen ticari defterleri ve ilgili belgeleri saklamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Düzenleme emredici niteliktedir. Diğer taraftan aynı Yasa’nın 376. maddesinde sermayenin kaybı borca batık olma durumu başlığı altında çağrı ve bildirim yükümüne yer verilmiştir. Şirketin tüzel kişiliği devam etmekte olup TTK’nın 82/8. maddesindeki koşulların da somut olayda mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, şirkete ait defterlerin muhafazası için tevdi yeri belirlenmesinin koşulları yoktur. Anonim Şirket ticari defter ve kayıtlarının saklanması ayrıca şirketin gayri faal durumda bulunması halinde yapılması gerekenler TTK ve İİK gibi ilgili yasal mevzuatta ayrıntılı şekilde düzenlenmiş olduğundan tevdi mahalli tayini kararı ile yasal düzenlemelerin uygulanamaz hale getirilmesi ve değiştirilmesi mümkün görülmemiştir. Tevdi mahalli tayini koşulları oluşmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, tevdi mahalli tayini talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Talep eden vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.12.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca karar kesindir.