Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/62 E. 2023/707 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/62
KARAR NO: 2023/707
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24.11.2022
NUMARASI: 2022/889 E. – 2022/1066 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin Sicil Kaydının İhyası
Taraflar arasındaki ihya davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava ve icra takiplerine devam edilebilmesi için davacının yetkilisi bulunduğu şirketin husumet ehliyetine sahip olması gerektiğini, ticaret sicilden terkin edilmiş olan şirketin ihyası ile mümkün olduğunu, bu sebeple huzurdaki davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu belirterek, derdest olan dava ve takiplere devam edilebilmesi amacıyla, şirketin dava ve takiplerinin neticelendiği tarihe kadar geçici olarak ihyasına, davacı müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanmasın karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; TTK m.32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama giderlerinden sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddine, aksi halde yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davanın kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil nosunda kayıtlı … SAN. VE TİC. A.Ş. TTK 547. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi’nin 2020/1402 Esas Sayılı, Bakırköy 30. İş Mahkemesi’nin 2016/672 Esas Sayılı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi’nin 2020/1402 Esas Sayılı dosyası, Bakırköy 26. İş Mahkemesi’nin 2017/482 Esas sayılı, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/948 Esas Sayılı, Bakırköy 22. İş Mahkemesi 2018/384 Esas Sayılı, İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı ile dosyaları ile sınırlı olmak kaydı ile ihyasına, tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru … ‘nin atanmasına, tasfiye memuruna takdiren ücret tayinine mahal olmadığına, karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına karar vermek gerekmiş, davalı yasal hasım olup davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına…” gerekçesiyle, davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil nosunda kayıtlı tasfiye halinde … SAN. VE TİC. A.Ş.’nin TTK’nın 547. maddesi uyarınca ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tüzel kişiliğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. HD’nin 2020/1402 esas sayılı, Bakırköy 30. İş Mahkemesi’nin 2016/672 esas sayılı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. HD’nin 2020/1402 esas sayılı dosyası, Bakırköy 26. İş Mahkemesinin 2017/482 esas sayılı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. HD’nin 2021/948 esas sayılı, Bakırköy 22. İş Mahkemesinin 2018/384 esas sayılı, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyalarının görülmesiyle sınırlı olmak kaydıyla ihyasına, davacının ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere tasfiye memuru olarak atanmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilgileri dışında duruşma gününe ilişkin mazeret dilekçesinin sunulmuş olmasına rağmen mahkemece mazeretin kabulüne karar verilerek yargılamanın basit yargılamaya tabi olması nedeniyle mazeretten ötürü duruşmanın ertelenmemesine oy birliği ile karar verilerek hüküm tesis edildiğini, emsal Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere HMK’nın 27. maddesi gereğince hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, müvekkili tasfiye memuruna mahkemece dava dilekçesi ve tensip zaptının gönderildiğini, müvekkilinin dava dışı gerçek kişi tarafından işçilik alacakları davasının ikame edildiği bilgisine vakıf olduğunu, mahkemece mazeretin kabulüne karar verilerek hüküm tesis edilmesine rağmen bu hususun hüküm kısmında belirtilmediğini, dava açılan tasfiye halinde bulunan şirketin temsili ve haklarının korunması gerektiğini, hüküm kısmında tasfiye halindeki şirketin TTK’nın 547. maddesi uyarınca ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tüzel kişiliğin belirtilen dosyalar ile ilgili ve sınırlı olmak kaydıyla ihyasına ilişkin kararın eklenmesi gerektiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve dosyanın ilk derece mahkemesine iadesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise karara ek olarak Bakırköy 6. İş Mahkemesinin 2022/305 Esas sayılı dosyasının yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE , Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri için şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 22.08.2022 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir. Davacının, tasfiye edilerek sicilden terkin edilen şirketin tasfiye memuru olduğu, terkin edilen şirket hakkında çok sayıda davaların bulunduğu, ayrıca icra takiplerinin olduğu, davacı şirket tasfiye memurunun işlem yapamadığı, sicil kaydı kapatılan şirketin teminat mektubunu alamadığı ve bankaya ibraz edemediği gerekçeleriyle işlem yapılabilmesi için davacı eski tasfiye memurunun şirketin ihyasını ve tasfiye memuru olarak kendisine yetki verilmesini talep ettiği, talep sonucunda birçok dosya esas numarasını belirtmiş olduğu anlaşılmaktadır. Basit yargılama usulüne tabi olan eldeki davada, davacı vekili tarafından mazeret dilekçesinin gönderilmesi ve mahkemece mazeretinin kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davacının yokluğunda karar verilmiştir. Dosya kapsamından, mahkemece tensip tutanağı ile birlikte ön inceleme tahkikat duruşma tarihinin 24.11.2022 olarak belirlendiği, davacı vekili tarafından UYAP sistemi üzerinden gönderilen dilekçeyle, mazeret bildiriminde bulunulduğu ve mazeretin kabulü ile yeni duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesine karar verilmesini talep ederek mazeretinin eklerini dilekçeyle ibraz ettiği, mahkemece, ön inceleme duruşmasında, davacı vekilinin mazeretinin kabulüne, yargılamanın basit yargılamaya tabi olması nedeniyle mazeretten ötürü duruşmanın ertelenmesine yer olmadığına dair oy birliği ile karar verilerek tarafların yokluğunda hüküm tesis edilmiş olduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 316 vd. maddelerinde basit yargılamaya ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. HMK’nın 318. maddesinde, tarafların tüm delillerini dilekçe ile birlikte verecekleri düzenlenmiştir. Ön inceleme ve tahkikatın usulü ise aynı Kanun’un 320. maddesinde belirlenmiştir. Yargılamada, tarafların ileri sürdüğü vakıaların denetlenmesi gerekmektedir. Dava basit usule tabi olmakla, HMK’nın 320/1. maddesi uyarınca duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün ise de bunun için hukuki dinlenilme hakkının tam olarak sağlanmış olması ve müphem noktaların açıklığa kavuşmuş olması gerekir. Somut olayda, mahkemece ön inceleme duruşma günü belirlenmiştir. Duruşmada hazır olamayacağını belirten davacı vekili mazeret dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Mahkeme tarafından mazeretin kabul edilmiş olmasına rağmen davacı vekilinin yokluğunda karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiştir. HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı, açıklama ve ispat hakkını ve mahkemenin bu açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve karaların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de kapsar. Davacıya taleplerini açıklama fırsatı verilmeden sonuca gidilmesi, hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder niteliktedir. Bu nedenle, mahkemece davacı vekilinin mazeretinin kabulü neticesinde yeni duruşma gününün belirlenerek taraf vekillerine bildirilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekir iken davacı vekilinin mazeretinin kabulü ile birlikte yargılamaya devam edilerek yokluğunda hüküm tesisi isabetli olmamıştır. Açıklana bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 27.04.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.