Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/607 E. 2023/651 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/607
KARAR NO: 2023/651
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15.12.2022 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2022/732 Esas
DAVANIN KONUSU: Şirket pay devrinin iptali, payın tescili.
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu şirket pay devri işlemi, pay devri sözleşmesi kurucu unsurları olan; hisse devrinin ortaklar kurulu tarafından onaylanması, hisse devri pay defterine işlenmesi, pay devrinin belirli bir bedel karşılığında yapılması ve devir iradesi şartlarını taşımadığı için hukuken geçersiz ve iptalinin gerekeceği kanaatinde olduklarını, ayrıca davalı tarafın adi ortaklık halen devam ederken kendi ve çocukları üzerindeki malları , teklif edilen fiyat çok ucuz, burası değerlenir bir süre satmayalım gibi bahanelerle satmaktan imtina ederken ticari döngünün devamı için müvekkili üzerindeki taşınmazların satışını sağlaması, daha sonrasında tasfiyenin dillendirildiği ve tasfiyenin nasıl yapılacağına ilişkin konuşma ve görüşmelerde kendisine düşecek taşınmaların tamamının şirket üzerinde olduğunu bu nedenle sayısı bir hayli fazla olan bu tapuları tapuda tek tek tapu devri yapmak ve harç ödemek yerine şirketin kendisine verilmesini talep ettiğini, şirket üzerinde müvekkilinin daha az taşınmazı olduğunu, hem şirketin yöneticisi hem de resmiyette şirketin malı görünen ama müvekkilinin şahsi mali olan oturduğu evinin ve diğer taşınmazlarının kendi üzerine almasının şirketin sahibi ve yöneticisi iken mümkün olmayacağını söyleyerek müvekkilini kandırdığını, şirketin kendisine devri sonrasında müvekkiline hiçbir taşınmazını, hatta oturmakta olduğu şahsi malı olan evini dahi vermediğini, müvekkilinin kendisi ve aile bireylerinin vermiş olduğu tüm vekaletlerden azlettiğini, daha sonra müvekkili üzerinde kayıtlı tüm şahsi mallarının kendi parası ile alındığını iddia ederek tapu iptal davaları açarak hak iddia ettiğini, dava dışı … ve davalıların başından beri birlikte hareket ile müvekkilini aldatma saiki ile muvazaalı olarak hareket ettiğini, müvekkilinin de adi ortaklığın halen devam ettiğini düşünerek ve davalıların babası olan öz dayısı … ve onun çocukları olan davalılara aldanarak hiçbir ivaz almadan şirket pay devri işlemini yaptığını, ancak sonrasında bütün bu işlemlerin aslında aldatma kastı ile yapıldığını, kendisinin hileli hareketlerle kandırıldığını, … bu muvazaalı hareketleri ile müvekkilinin … Taahhüt Tic. Ltd. Şti’deki tüm hissesini kendi çocuklarının üzerine devretmesini sağladığını, davalıların da başından beri kendi babaları … ile birlikte hareket ederek onun emir ve talimatları doğrultusunda hareketle müvekkilini aldattığını, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde yapılan hisse devrinin yasaya ve hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; işbu davanın davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunması da gözetilerek mahkememiz 2022/732 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, davalı şirket yöneticileri ile müvekkili arasında iş bu davanın ve başkaca davaların olduğu da düşünüldüğünde özellikle müvekkilinin şahsi malı olan ve halen oturmakta olduğu evinin de davaya konu şirket adına kayıtlı olduğu düşünüldüğünde davalıların şirket mallarını 3. kişilere devretme ihtimalleri mevcut olup bu nedenle … Ticaret Ltd. Şti adına kayıtlı olan taşınmazların elden çıkarılması ,şirketin içinin boşaltılması ihtimaline binaen … Ltd. Şti adına kayıtlı bu taşınmazlara 3. Kişilere devrinin önlenmesi amacı ile öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde makul bir teminat karşılığı İhtiyati Tedbir Kararı verilmesini , bunun da mümkün olmaması halinde bu taşınmazların tapu kayıtları üzerine ‘davalıdır’ şerhi vazedilmesini ve keyfiyetin ilgili tapu sicil müdürlüklerine bildirilmesini, müvekkili …’ın davalı … Tic. Ltd. Şti ‘deki hisselerinin devrine ilişkin olarak Gaziosmanpaşa … Noterliğinin 24.12.2021 tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri sözleşmeleri ile davalı … ‘a Gaziosmanpaşa … Noterliğinin 24.12.2021 tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri sözleşmeleri ile davalı …’a hile ile iradesi sakatlanarak devrettirilen şirket pay devri işlemlerinin iptali ile bu noter sözleşmeleri ile davalılara devredilen şirket paylarının davalılar adından terkin edilerek müvekkili … adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 15.12.2022 tarihli ara kararında; ” Mevcut belge durumuna göre yapılan değerlendirme sonucunda; HMK 389/1 maddesinde ” mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğancağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir ” hükmü yer almaktadır.HMK 389. Maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu şey üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulabileceği, eldeki davada kaydına ihtiyati tedbir talep edilen taşınmazların mülkiyeti ile ilgili uyuşmazlık bulunmadığı, bu durumda HMK 389 vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbir istemine ilişkin koşulların oluşmadığı anlaşılmakla ” ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Anayasa gereğince hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himayenin sağlanmasının ihtiyati tedbirin amacı olduğunu, davalıların hileli davranışlarla müvekkilini kandırarak iradesini sakatlayıp tüm hisselerini devretmesine neden olduklarını, müvekkilinin aslında kendi şahına ait olan ve oturmakta olduğu evin dahi davalı şirket adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin uzun yıllar emek vererek şirketin kurulmasına ve hisseli ortak olarak büyümesini sağladığını, ancak hileli davranışlarla davalıların şirket hissesini devraldığını, davalıların tabiri caizse şirketin içini boşaltmaları ve taşınmazları 3. Kişilere devretmesi, elden çıkarıltılması ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu, HMK 389. maddesi gereğince hakkın elde edilmesinin zorlaşacağı ve tamamen imkansız hale gelmesinin ihtimal dahilinde olduğunu iddia ederek, 15.12.2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, limited şirket pay devri işleminin iptali ile hisselerin kayıt ve tescili taleplerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, derdest dosyada davacının davalılara ait taşınmazlara ilişkin davalıdır şerhi verilmesi ve üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, sadidece uyuşmazlık konusu olan şey hakkında tedbir verilebilir. Hakkında tedbir kararı verilecek şeyin davanın konusu olması yasanın emredici düzenlemesidir. Bu nedenle bir davada uyuşmazlık konusu olmayan hak ve borçlar yönünden tedbir kararı verilemez. Somut uyuşmazlıkta, tedbir talebine konu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali talep edilmediğinden bu taşınmazların uyuşmazlık konusu olmadığı açıktır. Davada limited şirket pay devri işleminin iptali ve payın kayıt ve tescili istenmiştir. İhtiyati tedbir talep edilen gayri menkullerle ilgili olarak herhangi bir dava açılmamıştır. Yasadaki, tedbirin konusuna ilişkin düzenleme yorum gerektirmeyecek derecede açık olup, taşınmazlara ilişkin bir talep ve uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir kararı verilmemesi isabetlidir. Bu nedene, dava şartları ile yaklaşık ispata ilişkin bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiş ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2- İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.