Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/598 E. 2023/541 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/598
KARAR NO: 2023/541
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20.01.2023 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2020/529 E.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)|Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ara kararda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden/davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalıdan 19.09.2019 tarihinde iki adet yat motoru satın aldığını, motorun davalı yanca monte edildiğini, motorun kullanımı sırasında su tahliye motorunun çalışmaması sebebiyle motorun tamamen kullanılamaz hale geldiğini, malın ayıplı olduğunun bu şekilde anlaşıldığını, süresinde ayıp ihbarının 26.09.2019 tarihli ihtarname ile yapıldığını, davalının cevabi ihtarnamesinde ödemelerin zamanında yapılmaması sebebiyle arızaların giderilmeyeceğinin bildirildiğini, davacının modifiye edilmiş motor aldığını da bu ihtarname ile öğrendiğini, davalının motorun özelliklerini gerçeğe aykırı şekilde bildirdiğini, motorların sözleşmede yer alan özellikleri taşımadığını, motorun arızası sebebiyle teknenin sezon boyunca kullanılamadığını ve davacının zarara uğradığını ileri sürerek, yat motorunun ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde 55.000,00 TL bedelinin faizi ile iadesine, teknenin kullanılmaması sebebiyle şimdilik 15.000,00 TL tazminatın, motor için yapılan teknik servis masrafı 10.640,40 TL ile masraf bedeli olan 1.821,00 TL olmak üzere 81.885,40 TL’nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 17.01.2023 tarihli dilekçesi ile dosyanın tekne motorlarının ayıplı olması ve ticari amaçla kullanılamaması nedeniyle yoksun kalınan kar bedelinin tespiti için tekrar bilirkişi incelemesine gönderildiğini, inceleme sonucunda mahrum kalınan kar bedeli olarak 114.750 Euro’nun hesaplandığını, raporun haklılıklarını ispatlar nitelikte olduğunu, 19.08.2021 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen müvekkili şirketin zararına ilişkin olarak davalı tarafın hiçbir itirazı olmadığını, dolayısıyla bilirkişi raporunun davalı taraf bakımından kesinleşmiş bulunduğunu, davalı şirketin internette şirketin tekne motorlarını ilanı ile malları satışa çıkarıldığı ve mal kaçırma hazırlığı içerisinde olduğunu, bu sebeple ihtiyati haciz talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek, davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının teminatsız olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davalıya satılan motorun davacıya ait tekneye monte edilip teslim edildiğini, monte işleminin geç saatlere kadar sürdüğünü, motorlardan bir tanesi için arıza bildirildiğini, Garanti ve sözleşme koşulları 2.maddesinde geçen tüm arıza, bakım, onarım ibaresinde kendi bünyesinde yaptırılacağının yer aldığını, buna istinaden müvekkil şirket tarafından arıza durumu kullanıcı hatası değil ise edimleri yerine getirildikten sonra yapılabileceği şeklinde ifadede bulunulduğunu, ancak söz konusu sözleşmede geçen ve davacı şirketin müvekkili şirkete ödemesi gereken ödemeleri zamanında yapmaması ve sözleşmede geçen edimlerin yerine getirmemesinden dolayı müvekkili şirkette sözleşmenin kendisine yüklemiş olduğu edimleri yerine getiremediğini, davacının iddia ettiği arızayı giderememekte olduğunu, davacının garanti koşullarına uymayıp müvekkili şirket tarafından perçinle etiket alınan motoru başka bir yerde yaptırarak garanti kapsamı dışına çıkarttığını, davacı şirket söz konusu arıza yapan motorun hararet arıza yaptığını beyan ettiğini, bu şekilde arıza olsa bile hararet gösterge ve alarm sistemi mevcut olan motoru arıza işaretlerine dikkate almayıp motoru normal çalışma standartlarının üzerine bile isteye çıkartarak motorun arıza yapmasına sebep olduğunu, davalı şirketin arıza yapan motorun yanına bir başka (eski motoru ) monte edip güçleri eşit olmayan motoru mont edildikten sonra müvekkili şirket tarafından uyumsuz motorların arıza yapacağı beyanlarını dikkate almadıklarını ortada olduğunu, söz konusu sözleşmede kararlaştırılan ve toplam bakiye 70.000,00 TL’ nin kalan 15.000,00 TL’sini ödememek için sürekli olarak bir sebep ortaya sürdüklerini, sözleşme gereği edimler yerine getirmemekte ayıplı tarafın davacı şirket olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 20.01.2023 tarihli ara kararında; ” … İhtiyati hacizin şartları İİK 257 ve devamı madde hükümlerinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde ve veya 3. Şahısta olan menku lve gayrimenkul mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı yanlız borçlunun muayyen ikametgahı yok ise, borçlu taahütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaağa, veya kendisi kaçmağa hazırlanır, yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden ileri işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa, borç yanlız borçlu hakkında muacceliyet kesbedebileceği hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilir. İhtiyati haciz ve asıl olan, ihtiyati hacze esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati haczin sebebinin bulunmasıdır. İİK 257 ve devamı maddesine göre ihtiyati haciz talep eden taraf öncelikle ihtiyati haciz istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunun kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtamali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati haciz kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilmemelidir.Bununla birlikte, ihtiyati hacze karar verirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati haczin amacını gözetilmesi gerekli ve zorunludur.Kanun koyucu, ihtiyati haciz hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir taktir alanı bırakmış ise de, Hakim her somut olayda, ihtiyati haczin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati haciz kararı verdiğinin kararında belirtilmelidir, ihtayit haciz şartları mevcut değilse kanunun ön gördüğü ölçüde ıspat edilememişse, veya yaklaşıkda olsa ıspatı yargılamayı gerekiyorsa ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmelidir.İİK 257 ve devamı maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati hacze karar verilmelidir.Somut olayda; yargılamada gelinen aşamada ve davanın konusu göz önüne alındığında ihtiyati haciz talep edenin hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceğine veya gecikmesinde sakınca bulunduğuna yönelik dosyaya sunduğu belgelerin ve ileri sürdüğü iddiaların yaklaşık ispata yeterli olmadığı gibi yalnızca internet satış ilanlarının bu aşamada ihtiyati haciz uygulanmasını gerektirir bir durum olmadığı anlaşıldığından İİK 257 ve devamı madde hükümleri ile öngörülen koşulların gerçekleşmemesi sebebiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. … ” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden/davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde ; öncelikle ilk derece mahkemesi tarafından dosya, tekne motorlarının ayıplı olması ve ticari amaçla kullanılamaması nedeniyle yoksun kalınan kar bedelinin tespiti için tekrar bilirkişi incelemesine gönderildiğini, inceleme sonucunda mahrum kalınan kar bedelinin 114.750 Euro olarak hesaplandığını, 19.08.2021 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen zarara ilişkin olarak davalı tarafın hiçbir itirazı olmadığını, dolayısıyla bilirkişi raporunun davalı taraf bakımından kesinleşmiş bulunduğunu, davalı şirketin internette şirketin tekne motorlarını ilanı ile malları satışa çıkarıldığı ve mal kaçırma hazırlığı içerisinde olduğunu, ticaret sicil gazetesince yapılan ilan ile tespit edildiği üzere, 22.09.2022 tarihinde şirket paylarının devrinin gerçekleştiğini, şirket yetkilisinin değiştiğini, tüm payların devredildiğini, şirket merkez adresinin başka bir adrese taşındığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ayıplı olduğu iddia edilen malın misliyle değişimi, olmadığı takdirde bedelinin iadesi, ayrıca uğranan zararın tazmini istemine, istinaf ise dava sırasında verilen ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, 17.01.2023 tarihli dilekçesi ile, 19.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen müvekkili şirketin zararına ilişkin olarak davalı tarafın hiçbir itirazı olmadığını, bilirkişi raporunun davalı taraf bakımından kesinleşmiş bulunduğunu, davalı şirketin internette şirketin tekne motorlarını ilanı ile malları satışa çıkarıldığı ve mal kaçırma hazırlığı içerisinde olduğunu ileri sürerek, davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının teminatsız olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın yerinde olup olmadığı, somut olayda ihtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir.İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Somut olayda dava, ayıplı mal iddiasına dayanmakta olup dosya kapsamında sunulan delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, davacının alacağını yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşılmaktadır. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında toplanacak delil durumuna göre talep edilmesi ve şartların oluşması halinde her zaman ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olduğu da nazara alındığında bu aşamada şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan, borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçma girişimi içinde olduğuna dair davacı tarafça belirtilen hususlar ise yaklaşık ispat için yeterli olmadığından bu yöndeki istinaf sebeplerinin de reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinden yapılan incelemede, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-İhtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.03.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.