Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/575 E. 2023/540 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/575
KARAR NO: 2023/540
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03.01.2023 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2022/816 E.
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki ariyetlerin teslimi, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkin davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ara kararda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; davalı müvekkili arasında 26.06.2017 Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve 26.06.2017 tarihli Protokol ile Cari Hesap Sözleşmesi, Ariyet Sözleşmesi, Otomasyon Otoyakıt Creditp Sözleşmesi akdedilerek davalıya “… Mah. … Cad. No:… Adapazarı/Sakarya” adresinde bulunan taşınmaz “İstasyon”) üzerinde akaryakıt bayiliği ve işletmecilik hakkı tesis edildiğini, bu kapsamda, taraflar arasında kurulan ticari ilişki süresince müvekkili tarafından davalı şirkete uygun ticari koşullar sağlandığını, davalı şirket lehine yatırımlar yapıldığını, sözleşme süresince kullanılmak üzere davalıya ariyet menkuller verildiğini, taraflar arasında akdedilen Protokol’ün 5.7 maddesi uyarınca, davalının akaryakıt işletmeciliği yapabilmesi ve bayilik faaliyetini eksiksiz gerçekleştirebilmesini teminen, müvekkili tarafından davalıya ”totemli kurumsal kimlik uygulaması, Market Rafı, 3 adet Mekser 482 Akaryakıt Pompası, 5 Adet Fe Petro Dalgıç Pompa, Jeneratör Genpower 44 kva, Kompresör Mekser 7,5 Hp, Hava Su Saati Mekser, Yağ Makinesi” şeklindeki ariyet malzeme ve teçhizatları teslim tesellüm tutanağı ile teslim ettiğini, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 26.06.2017 Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve 26.06.2017 tarihli Protokol ve Ariyet Sözleşmesi, Cari Hesap Sözleşmesi, Otomasyon Sözleşmesi ve diğer sözleşmelerin süresinin sona ermesiyle birlikte karşılıklı iradelerin bu yönde olması neticesinde yenilenmediğini ve bayilik ilişkisinin sona erdiğini, söz konusu ariyetlerin mülkiyeti müvekkiline ait olduğundan 15 gün içerisinde tüm işlevleriyle kullanılabilir şekilde müvekkiline teslim edilmesi gerekli iken, davalı tarafından kendisine ariyet olarak verilen Kurumsal Kimlik ve Ekipmanların davalı bayi tarafından söküleceği ve fakat diğer ariyetlerin müvekkiline teslim edilmeyeceği hususunun bildirildiğini, bunun üzerine 19.07.2022 tarihinde, müvekkilince görevlendirilen teknik ekip tarafından, ariyet olarak verilen tüm menkullerin demontajı için istasyona gidildiğini ancak davalı yetkilisinin ilgili ariyetlerin sökümüne izin vermemesi sebebiyle yalnızca tutanak tutulmak suretiyle istasyondan ayrılmak durumunda kalındığını, ardından 26.07.2022 tarihinde müvekkilince istasyon’a söküm ekibi gönderildiğini, davalı bayi tarafından bu defa söküme engel olunduğunu, bu hususun tutanak altına alındığını, taraflar arasındaki Ariyet Sözleşmesinin 5.maddesi nazara alındığında bu malzemelerin iade edilmemesi şeklindeki haksız eylemin akde aykırılık olduğunu ileri sürerek, davalının kullanımına tahsis edilen ve müvekkiline iade edilmeyen her türlü taşınır mal, teçhizat, kurumsal kimlik ve demirbaşın müvekkiline eksiksiz ve hasarsız teslimine, ariyetlerin müvekkiline teslim edilmemesi halinde ariyetlerin güncel piyasa bedelinin, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı değişen oranlı faiz ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ayrıca davaya konu ariyetlerin müvekkiline veya müvekkilinin göstereceği 3. kişiye teslimine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dava ve uyuşmalık konusu menkullerin müvekkiline ait olduğunu, envanterinde kayıtlı olduğunu, bu sebeple, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, sözleşmenin sona ermesinin ardından, davacı şirketin ilgili menkulleri almaya gelmemesi üzerine, müvekkili tarafından 16.08.2022 tarihinde davacıya ait logolu tüm kurumsal kimlik ve ekipmanların sökülerek davacı’ya teslime hazır hale getirildiğini, 26.09.2011 tarihli Protokol kapsamında müvekkili tarafından davacıya yatırım ve intifa bedeli olan 650.000,00-USD+KDV ve fesihten kaynaklanan 200.000,00-USD cezai şart bedeli olmak üzere toplam 850.000,00-USD bedel ödenerek akaryakıt istasyonunun tüm menkulleri ile birlikte satın alındığını, ilgili satın almanın ardından müvekkili tarafından bedeli ödenen tüm makine, ekipman ve cihazlar şirketin envanterine işlendiğini, müvekkilin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde işbu iddialarının kolaylıkla tespit edileceğini, ilgili kayıtlar kapsamında benzinlik ekipmanları, dağıtım transformatörü 100 KWA, Kanopi, soğuk yıkama makinesi, Nevtch 10 Kva UPS, pompa ekipmanları – otomasyonunun bulunduğunu davacının 26.06.2017 tarihli Ariyet Sözleşmesi kapsamında yer aldığını iddia ettiği ve üzerinde hak iddia ettiği menkul mallara ilişkin 2011 tarihli Protokol’u görmezden geldiğini, taraflar arasında geçmişte akdedilen sözleşmelerin davacı tarafından sunulmadığını, davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 03.01.2023 tarihli ara kararında; ” … Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre, yargılama sonunda elde edilebilecek sonucu önceden sağlayan ve davaya konu uyuşmazlığı esastan çözer mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ötürü ihtiyati tedbir talebi yerinde görülmediğinden tedbir isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde; dava dilekçesini tekrarla, davalı yana teslim edilmiş olan ariyetlere ilişkin teslim tesellüm belgesi ve ilgili ariyetlerin müvekkiline ait olduğuna dair sözleşmelerin dosyaya sunulduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ariyet konusu malların iadesi, bu kabul görmediği takdirde bedelinin tazmini istemine; istinaf, ariyet konusu mallar üzerine HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir konulması talebinin reddi ara kararına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda davacının, davalı ile arasındaki bayilik ilişkisinin sona erdiğini, aralarında imzalanan bayilik sözleşmesi, protokol ve ariyet sözleşmeleri uyarınca davalıya verilen malzemelerin iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep ettiği, ayrıca ariyet olarak verilen malzemelerin tedbiren davacıya veya göstereceği üçüncü kişiye verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etiği, mahkemece, dava konusu uyuşmazlığı esastan çözen mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 389.maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ise, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.Mahkemece, ”Dava konusu uyuşmazlığı esastan çözen mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği” şeklindeki gerekçeyle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de yukarıda belirtilen hükümler uyarınca ihtiyati tedbirin şartları arasında böyle bir şart bulunmamaktadır. Mahkemenin bu gerekçesi anılan yasa hükümleri uyarınca yerinde olmamıştır. Mahkeme gerekçesi yerinde olmadığı gibi davacının ”ariyet konusu malların üçüncü bir kişiye teslimi” şeklindeki tedbir talep ettiği de nazara alındığında bu şekilde verilecek bir tedbir kararının, davada elde edilmek istenen şeyin tedbirle elde edilmesi gibi bir sonuç doğurmayacağı açıktır. Bu nedenlerle mahkemece, eksik inceleme ile yerinde ve istinaf denetimine elverişli olmayan gerekçe ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu durumda mahkemece, tüm dosya kapsamı ve sunulan deliller bir bütün olarak değerlendirilerek, somut olayda ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre ve istinaf denetimine elverişli bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin 03.01.2023 tarihli ara kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir talebinin yeniden karara bağlanması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.03.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.