Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/557 E. 2023/670 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/557
KARAR NO: 2023/670
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2022
NUMARASI: 2022/619 E. – 2022/771 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından, … Ticaret Limited şirketinde çalışan sigortalı …’ın, 23.09.2002 tarihinde geçirdiği iş kazası sebebiyle adı geçen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlandığını, müvekkil kurumun … Limited Şirketi aleyhine Sakarya 3. İş Mahkemesi 2021/274 Esas sayılı dosya ile bu alacağının hüküm altına alınması talebi ile rücuan tazminat davası açtığını, yargılama aşamasında TTK’nın Geçici 7.maddesine istinaden adı geçen şirketin sicil kaydının resen silindiğinin öğrenildiğini, Sakarya 3. İş Mahkemesi tarafından, taraflarına, adı geçen şirketin ihyası amacı ile dava açılması için süre verildiğini, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabulü için tasfiyenin tam ve eksiz olarak yapılmış olması gerektiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünce tasfiye işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığı dikkate alınmadan söz konusu şirketin kaydının terkin edildiğini, terkin işleminin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, … Limited Şirketinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün, TTK’nın 32. ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 34.maddesi çerçevesinde işlem yaptığını, resen terkin işleminin 6102 sayılı TTK ‘nın Geçici 7. maddesi ve ilgili yasal mevzuat kapsamında yapıldığını ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, Ticaret Sicil Müdürlüğünün mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtlarının incelenmesinde; ihyası istenilen şirketin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı … Limited Şirketi unvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin Fatih / İstanbul olduğu, şirketin 18/02/2015 tarihinde sicilden resen terkin edildiği, şirketin son yetkilisinin … olduğu anlaşılmıştır.Sakarya 3. İş Mahkemesi’nin 2021/274 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacı SGK tarafından davalılar … Tic. A.Ş. ile … Ticaret Ltd.Şti. aleyhine açılan rücuen tazminat davası olduğu, yargılama sırasında davalılardan … Ticaret Ltd.Şti.’nin sicilden resen terkin edildiğinin anlaşılması üzerine davacı SGK vekiline ihya davası açmak üzere süre verildiği, dava tarihinin 29/10/2021 olduğu anlaşılmıştır. TTK’nın Geçici 7. maddesinin 15 numaralı bendinde de “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulananlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. ” düzenlemesi getirilerek haklı sebepler bulunması halinde terkin edilen şirketin ihyası hususunda hukuki yararı bulanan kişilere ihya imkanı tanımıştır.6102 sayılı TTK’nın Geçici 7/2 fıkrasında, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Davacı tarafından ihyası istenilen şirket aleyhine Sakarya 3. İş Mahkemesi’nin 2021/274 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığı sabit olup, derdest olan bu davanın devamı için gerekli olan taraf teşkilinin sağlanması bakımından şirketin ihyasının talep edilmesinde hukuki yarar bulunmaktadır. Davacı tarafça dava 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış ise de ihyası istenilen şirket hakkında devam eden dava bulunması nedeniyle 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7/2 fıkrasındaki hak düşürücü süre eldeki davada uygulanamayacağından davaya devam olunmuştur.6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesinde anonim şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 1. fıkrasının b bendi uyarınca, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, terkin sebebi olarak sayılmış olup, anılan maddenin 4. fıkrasının a bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11.bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği düzenlenmiştir.Dosya arasında bulunan ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, dava konusu ihyası istenilen şirket 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. Maddesine göre sicilden terkin edilmiş olup, Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2020/1896 Esas, 2020/4397 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, 6102 Sayılı TTK’nın Geçici 7/4-a maddesi uyarınca, şirketin sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar yollanması gerekmesine rağmen şirkete ve şirket temsilcisine tebligat çıkarılıp çıkarılmadığının belirsiz olduğu buna ilişkin tebliğ mazbatalarının dosyaya sunulmadığı ve terkine ilişkin ihtarın yalnız ilan yoluyla yapıldığı anlaşılmıştır.Somut olayda, davacı tarafından, ihyası istenilen şirkete yönelik açılmış Sakarya 3. İş Mahkemesi’nin 2021/274 Esasında görülmekte olan rücuen tazminat davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması için ihya isteminde bulunulmuş olup, ihyası istenilen şirket TTK’nın Geçici 7/15. maddesine dayanılarak resen terkin edilmiştir. İhyası istenilen şirketin 18/02/2015 tarihinde terkin işlemi yapıldıktan sonra şirket hakkında 29/10/2021 tarihli Sakarya 3. İş Mahkemesi’nin 2021/274 Esasında görülmekte olan rücuen tazminat davası açıldığından dolayı ihyası istenilen şirket hakkında görülen bu davaya ilişkin şirket hakkında verilecek karar doğrultusunda yapılacak işlemlerin ek tasfiye niteliğinde olması nedeniyle ihyası istenilen davalı şirkete son yetkilisi olan …’ün TTK’nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28/09/2021 tarih, 2017/11-3184 Esas, 2021/1107 Karar ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19/09/2018 tarih, 2018/3714 Esas, 2018/5439 Karar sayılı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/09/2022 tarih 2022/3952 Esas, 2022/5493 Karar sayılı içtihatları da bu yöndedir. Bu haliyle ihyası istenilen şirket hakkında terkin işleminden sonra açılan dava nedeniyle şirketin ihyasının gerektiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan, … Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının Sakarya 3. İş Mahkemesi’nin 2021/274 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile, TTK 547. maddesi gereğince aynı unvanla ticaret siciline tescili sureti ile ihyasına ve şirketin son yetkilisi olan …’ün TTK’nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. İhyası talep edilen şirket aleyhine açılan davanın varlığına rağmen şirketin, TTK’nın Geçici 7. maddesine göre 18/02/2015 tarihinde re’sen terkin edildiği, TTK’nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının “a” bendi uyarınca sicil kayıtlarına göre şirkete ve şirketi temsile yetkili kişilere ayrıca tebligat yapılmadığı, buna ilişkin tebliğ mazbatalarının dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla, terkin işlemini TTK’nın Geçici 7. maddesine uygun olarak yapmayan davalı kurum yargılama giderlerinden sorumlu olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/4755 Esas, 2019/8101 Karar sayılı içtihadı da bu doğrultuda olduğundan davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünden tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken 18/02/2015 tarihinde TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca resen sicilden terkin edilmiş olan … Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının Sakarya 3. İş Mahkemesi’nin 2021/274 Esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile aynı unvanla ticaret siciline tescili sureti ile ihyasına, ihya kararının sicilde tescil ve ilanına, ihyasına karar verilen şirketin son yetkili temsilcisi olan …’ün TTK’nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin son yetkilisi olması nedeni ile tasfiye memuru için takdiren ücret tayinine yer olmadığına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Kanun ve Tebliğ gereğince resen terkin kapsamına alınan şirketin, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 18.02.2015 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini, re’sen terkin kapsamına giren dava konusu şirkete ve şirket yetkilisine de, mevzuat gereğince ve buna uygun bildirimler (ihtar) gönderildiğini, fakat şirket yetkilisine ve şirketin sicil kayıtlarındaki adreslerine gönderilen ihtar yazılarının adreste tanınmamaları gerekçesi ile iade edildiğini, yapılması gereken tebligatların eksiksiz yapıldığını, firmaya yollanan ihtar 26.11.2014 tarihinde, adreste tanınmadığı için iade edildiğini, şirket yetkilisine yollanan ihtarın ise 04.12.2014’te adreste tanınmadığı için iade edildiğini, bu tebligatlara ek olarak, ayrıca, dava konusu şirketin terkin edileceği hususu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Geçici m.7/f.4-a kapsamında bu kapsama giren tüm şirketlerle birlikte, Ticaret Sicili Gazetesinde ilan da edildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın Geçici 7.maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilmiş olan şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, müvekkil kurumun … Ticaret Limited Şirketi aleyhine Sakarya 3. İş Mahkemesi 2021/274 Esas sayılı dosya rücuen tazminat davası açıldığını, ancak adı geçen şirketin sicilden terkin edildiğinin öğrenildiğini, bu nedenle taraflarına ihya davası açmak üzere süre verildiğini ileri sürerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü müzekkere cevabı ve kayıtlarına göre; ihyası istenilen … Ticaret Limited Şirketinin 18.02.2015 tarihinde, TTK’nın Geçici 7.maddesi ve 30.12.2012 tarih ve 28513 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tebliğ hükümleri uyarınca sicil kaydının resen silindiği anlaşılmaktadır. TTK’nın Geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11.02.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği, aynı maddenin 15. bendinde “…ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,” düzenlemeleri yer almaktadır. İhyası istenen şirketin 18.02.2015 tarihinde resen terkinine karar verilmiştir.Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce TTK’nın Geçici 7. maddesine göre resen terkin işlemi yapılırken, aynı maddenin 4. fıkrasında belirtildiği şekilde şirkete ve şirket yetkilisine usulüne uygun tebliğ yapıldığı ispatlanamamıştır. Dolayısıyla terkin işleminin yasaya aykırı şekilde yapıldığının kabulü gerekir. İhya davasının açılmasına davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yasaya aykırı yaptığı resen terkin işlemi ile sebep olduğundan, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Resen terkin işlemi usulüne uygun olmadığından 5 yıllık hak düşürücü süreninin somut olayda uygulanamayacağı da nazara alındığında mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmakla birlikte, ilk derece mahkemesince ihya kararıyla birlikte tasfiye memuru atanması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bu bakımdan resen düzeltilmesi gerekmiştir. Çünkü şirket, tasfiyesiz terkin edilmiştir. Şirket, varsa terkin öncesi organlarıyla temsil edilecektir. Yöneticilerin süresi dolmuşsa, şirket kendi organlarını seçebileceği gibi, bunun gerçekleşmemesi hâlinde, şirket aleyhine açılan dava içinde bir temsil kayyımı atanması suretiyle yargılamaya devam edilebilecektir. Şirketin veya bir mal varlığının tasfiyesi söz konusu olmadığından, tasfiye memuru atanması söz konusu değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının resen düzeltilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde olmamakla birlikte, kararın HMK’nın 33 ve 355. maddeleri uyarınca resen düzeltilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına ve davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, HMK’nın 33, 353/1.b.2 ve 355. maddeleri uyarınca kararın re’sen düzeltilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın KABULÜ ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken18/02/2015 tarihinde TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca resen sicilden terkin edilmiş olan … Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirketin, Sakarya 3. İş Mahkemesi’nin 2021/274 Esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak ticaret sicil kaydının İHYASINA, 2-Şirketin sicil kaydı TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca terkin edilmiş olduğundan, tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına, 3- Davacı taraf harçtan muaf olduğundan alınması gereken 179,90 TL karar harcının davalıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan yedi adet tebligat-posta gideri 76,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Kullanılmayan gider avanslarının, HMK’nın 333. maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden sonra, yatıran tarafa iadesine,7- İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; Dairemiz kararının niteliğine göre, davalı tarafından yatırılmış olan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, b-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, kararımızın niteliğine göre, kendi üzerinde bırakılmasına, 8-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda, 13.04.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.