Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/507 E. 2023/592 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/507
KARAR NO: 2023/592
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/01/2023
NUMARASI: 2022/42 E. – 2023/19 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisinin … Tic. Ltd. Şti’nin işçisi olarak çalışırken 23.11.2015 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat ettiğini, iş kazasının meydana gelmesinde … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin %60 oranında kusurlu olduğunun İstanbul Anadolu 17. İş Mahkemesinin 2016/21 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile belirlendiğini ve bu dosyada verilen kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesinin 27.05.2021 tarih ve 2020/3217 Esas, 2021/972 karar sayılı ilamı ile kaldırıldığını, mahkemece yeniden yapılan yargılama sırasında şirketin terkin edildiğinin anlaşılması nedeniyle ihya için süre verildiğini ileri sürerek, anılan davadaki davalı … Tic.Ltd.Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin tescil konusundaki talepleri, yasal sınırlar içinde değerlendirerek işlem yaptığını, ihyası istenilen şirketin de yasal gereklilikler yerine getirilerek tasfiye edildiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan eksik ya da erken sonuçlandırılan tasfiyeden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin yasal hasım olması ve davanın açılmasına sebep olmaması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; dava dışı şirketin tasfiyesinde görev alan müvekkilinin, tasfiye sürecini yasaya uygun şekilde yürüterek sonuçlandırdığını, şirket aleyhine açılan tazminat davasının henüz kesinleşmediğinden davacıların ihyası istenen şirket nezdinde kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından ihya davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, tasfiye işlemlerini usulüne uygun ve eksiksiz yapan müvekkilinin başka bir sorumluğunun bulunmadığını, tasfiye döneminde şirketin aktif veya pasif bir mal varlığının bulunmadığı, gibi muhtemel bir alacağı borcunun da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…şirketin ihyasında davacının hukuki menfaatinin bulunduğu tespit edilmiş olup, 6102 sayılı TTK 547. maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilir, şeklinde düzenleme bulunduğu, davacının tasfiye esnasında derdest olan davası nedeniyle bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, bu nedenle davanın kabulüyle …’nün … ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı Tasfiye Halinde … Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, İstanbul Anadolu 17. İş Mahkemesinin 2021/229 esas sayılı dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için, TTK’nın 547/2. maddesine göre, şirketin hem ortağı hem de son tasfiye memuru olan …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, bu şirketin tasfiyesinin derdest dava devam ederken gerçekleştirilmesi nedeniyle davalı tasfiye memurunun kusurunun söz konusu olduğu ve bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği, davalı …’nün ise yasal hasım olması ve davalı … müdürlüğünün işbu davanın açılmasında üzerine atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, davalı …’nün yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı, fakat davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumluluğu bulunduğu anlaşılmış… ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile …nün … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul Andadolu 17.İş Mahkemesinin 2021/229 Esas sayılı dosyasındaki işlemlere esas olmak üzere ihyasına, ek tasfiye için son tasfiye memuru …’ın atanmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı Tasfiye Memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacıların ihyası istenen şirketten muaccel bir alacakları bulunmadığını, açılan tazminat davasının henüz kesinleşmediğinden ihya davası açılmasında davacıların hukuki yararının bulunmadığını, davacıların ihyası istenen şirketin çalışanları olmadığını, müvekkilinin iş kazasında herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi, iş kazasından müvekkilin mesul olduğuna ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararının da bulunmadığını, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun şekilde yapılması nedeniyle tasfiye memurunun sorumlu tutulamayacağını, tasfiye sürecinde şirketin aktif veya pasifinin bulunmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri için şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 16.02.2021 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir. Davacılar tarafından, tasfiye edilen … Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhin İstanbul Andadolu 17. İş Mahkemesinin 2016/1 Esas sayılı dosyasında, iş kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatının tahsili davası açıldığı, mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırıldığı ve mahkemenin 2021/229 Esassına kayıt edilen davanın 29.09.2021 tarihli oturumunda sicilden terkin edilen şirketin ihyası için davalılara süre verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasına karar verilmiş olmakla, anılan madde hükmü uyarınca, son tasfiye memuru olduğu anlaşılan davalı tasfiye memurunun ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasında yasa ve usule aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacıların murisinin iş kazası sonucu ölmesi nedeniyle, davacılar tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı talepli dava derdest olup, bu dava sonucunda davalının tazminat sorumluluğu bulunup bulunmadığı belirlenecektir. Davanın yürütülebilmesi için davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihyası gerekmektedir. Tazminat davasının yargılamasının devam rağmen, tasfiye memurunca şirketin terkin edilmesi eksik tasfiye niteliğindedir. Davanın görülüp sonuçlandırılması için şirketin ihyası zorunludur. İş mahkemesindeki davanın sonuçlandırılması için ihya talep etmekte davacıların hukuki yararı bulunmaktadır. Alacağın varlığı ve miktarı iş mahkemesindeki davada belirlenecek olup, ihya davasında alacağın değerlendirilmesi mümkün değildir. Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 06.04.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.