Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/481 E. 2023/550 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/481
KARAR NO: 2023/550
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26.12.2022
NUMARASI: 2022/830 Esas
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karara karşı, ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; … Anonim Şirketi’nin 11.10.2016 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 40.maddesi uyarınca “Geniş Yetkili Aracı Kurum” olarak yetkilendirildiğini, bu kapsamda müvekkili şirketin kurum denetiminde çalışan ve İstanbul Borsasına üye aracı kurum olarak sermaye piyasalarında faaliyetlerini devam ettirdiğini, davalının ise müvekkili ile akdettiği vadeli işlem ve opsiyon piyasaları (VİOP) işlemleri vb düzenleyen yatırım hizmet ve faaliyetleri çerçeve sözleşmesi ile ilgili sair sözleşmeler gereğince sermaye piyasalarında işlem yaptığını, davalıya bu kapsamda açılan hesap numarasının … olduğunu, davalının müvekkili aracı kurum nezdinde kendi hesabından hisse alım atım gibi işlemler ile birlikte çok riskli bir piyasa olan VİOP’ta bir takım borsa işlemleri gerçekleştirdiğini, VİOP’un … bünyesinde işlem gören vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin alım satımının gerçekleştirildiği piyasa olduğunu, VİOP’ta çeşitli dayanak varlıklar üzerine düzenlenmiş olan vadeli işlem sözleşmeleri alınıp satıldığını, vadeli işlemlerde ise teminat yatırılması zorunluluğu olduğunu ve kaldıraç etkisi olduğunu, davalının VİOP prosedürünün pozisyon limitine ilişkin esaslar kapsamında pozisyon tutarının dayanak varlığı için belirlenmiş … tarafından açıklanan fiili dolaşımdaki pay miktarının %5’ine denk gelen yüzdelik limite uygun hareket etmekle yükümlü olduğunu, ancak davalının bu yükümlülüğe de aykırı davranmış olup limiti aştığının … tarafından tespit edildiğini ve müşterinin limiti aşan pozisyonlarının kapatılması aksi halde resen kapatılacağının ihtar edildiğini, müşteriye bu konuda ihtaratlarında yapıldığını, davalının 15.09.2022 – 27.09.2022 tarih aralığında VİOP piyasalarında yaptığı işlemler neticesinde teminatının eksik kaldığını, davalıya sermaye piyasası kanunu, yönetmelikler, tebliğler ve akdettiği sözleşmeler gereğince teminat tamamlama çağrıları, yapmış olduğu işlemler ile ilgili risk durumu, yazılı, sms, kayıtlı telefonlar vb tüm iletişim yolları ile iletildiğini ve ayrıca noterden keşide edilen ihtarnameler ile teminat tamamlama, müvekkilinin şirket nezdindeki nakit borcun kapatılması, pozisyonların kapatılmsı, gerekliliği ihtar edilmiş ise de davalı tarafın bu bildirimleri dikkate almadığını ve hiçbir şekilde geri dönüş yapmadığını, cevap vermediğini, davalının ivedilikle hesabına nakit yatırarak teminat tamamlama çağrısının gereğini yapmakla yükümlü olduğunu, davalının yaptığı işlemlerin neden ve sonuçlarını bilebilecek donanım, tecrübe ve bilgiye sahip olduğunu, açıklanan ve mahkeme tarafından resen tespit edilecek nedenlerle fazlaya, faiz ve ferilerine ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak üzere, öncelikle haciz ve ihtiyati tedbir talebinin teminatsız kabulü ile davalıya ait hak ve alacakların haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 26.12.2022 tarihli ara kararla; “…Somut olay yönünden talep ve ekleri incelendiğinde; ihtiyati haciz talep eden tarafından müvekkili nezdinde … nolu hesabı bulunan borçlunun hesabında gerçekleştirdiği borsa işlemleri ve mevcut olan açık VIOP pozisyonları ve müvekkilinden temin ettiği krediler gereğince müvekkili nezdinde borçlu durumda olduğunu belirterek borçlu tarafından yapılmayan işlemler nedeniyle müvekkili tarafından margin call ödemeleri yapılmak zorunda kalındığını, müvekkilinin davalı borçludan alacaklı olduğu, vadesi gelmiş meblağın overall hesap özeti doğrultusunda 44.910.685,04TL olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş ise de; SPK kurulu tarafından yayımlanan Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkındaki Tebliği’nin 19/d maddesi gereği borçlu zarara uğradığını ve zarara uğramasına ihtiyati haczi talep edenin sebep olduğunu iddia etmekle talebe konu alacağın miktarı ve muacceliyeti, tarafların yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği yargılamayı gerektirdiğinden ve mevcut delil durumu itibariyle yaklaşık ispat ölçü kriterine göre mahkememizde kanaat gerektirecek deliller ibraz edilmemiş olduğundan ibraz edilenler yönünden ise yapılacak incelemenin teknik bilirkişi incelemesi gerektirdiği ve …’a yazılan müzekkere cevabında da; iddia olunan sözleşme ilişkisinden kaynaklanan bir veri bulunmadığının bildirildiği…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece Mahkemesinin 09.12.2022 tarihli tensip tutanağı gereği …’a müzekkere yazıldığını ve “… A.Ş. 21/12/2022 Tarih ve … Sayı numaralı yazı ile cevap verdiğini, ilgi cevabi yazıda … A.Ş.’nin hesabından müşteri hesabına yapılan virmana ilişkin teminat işlem hareketleri bulunduğu belirtildiğini ve yazı ekinde teminat hareket raporu ve teminat tamamlama çağrı raporu sunulduğunu, ancak, mahkeme kararının gerekçesinde; ”… A.Ş.’nin hesabından müşteri hesabına yapılan virmana ilişkin teminat işlem hareketleri bulunmadığının bildirildiğini, dosyaya sunulan deliller, Takasbankın cevap yazısı ve sair deliller incelemeksizin verilen kararın kabulünün mümkün olmadığını, aksi hal müvekkili şirketin haksız kaybına sebebiyet vereceğini, Mahkeme kararında alacağın miktarının, muacceliyetinin ve tarafların yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin yargılamayı gerektirdiği ve mevcut delil durumu itibariyle yaklaşık ispat ölçü kriterine göre kanaat gerektirecek deliller ibraz edilmemiş olduğu, ibraz edilen delillerin ise bilirkişi teknik incelemesi gerektirdiğinin belirtildiğini, ancak, dosya incelendiğinde görüleceği üzere davada haklılığı ispat eden delillerin, mübrez halde dosyada bulunduğundan ilk derece mahkemesinin hangi gerekçeyle yaklaşık ispat ölçü kriterinin sağlanamadığı kanaatine vardığının taraflarınca anlaşılamadığını, itiraz konusu kararda gerekçeler arasında bilirkişi incelemesinin gerekliliği belirtilmiş olmasına rağmen dosya bilirkişiye tevdi edilmeksizin karara varılmış olmasının yargılama sürecini ağır derecede zedelediğini ve hatta hukuka aykırı sonuç doğurduğunu, dosyanın incelenmesi halinde, müvekkili şirkete ait kanuni defterlerin uygunluğu, dosyaya sunmuş oldukları dilekçe ve eklerinin yaklaşık ispat şartını fazlasıyla karşıladığını ve hatta haklılıklarının kesin olarak ispat edildiğinin görüleceğini,
Mahkemenizin de malumu olduğu üzere ihtiyati haciz (HMK 406/2, İİK 257 vd.) yargılama sürecinde olası hak kayıplarının önüne geçmek adına uygulama bulan geçici hukuki koruma olduğunu, talep konusu tedbirin varlığı zaten yargılama sürecinde talep edenin hak kaybının önüne geçmeye ilişkin olduğundan mahkeme kararında belirtilen yargılama gerekliliğinin hangi maksatla ifade edildiğine anlam verilemediğini, Mahkemece belirtilen gerekçelerle ihtiyati haciz talebimizin reddine karar verilmişse de iş bu kararın kabulünün mümkün olmadığını, zira, dava dilekçemizle birlikte sundukları deliller dosyada mevcut olup ihtiyati haciz talebinin kabulüne yönelik aranan şartlardan yaklaşık ispat yükü fazlasıyla karşılandığını, gerekçede belirtilenin aksine Takasbank tarafından Mahkemeye gönderilen cevap yazısı teminat işlem hareketlerini içerdiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, asıl dava içinde İİK’nın 257 vd maddeleri uyarınca talep edilen ihtiyati haczin reddine dair ara kararının istinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalının akdettiği vadeli işlem ve opsiyon piyasaları işlemlerini vb düzenleyen Yatırım Hizmet Sözleşmesi ve ilgili sair sözleşmeler uyarınca sermaye piyasalarında işlemler yaptığını, vadeli bu tür işlemlerde teminat yatırma zorunluluğu bulunduğunu, davalının ihtarlara rağmen teminat yatırma zorunluluğunu yerine getirmediğini, müvekkili tarafından teminatların takas banka yatırılmak zorunda kalındığını, ayrıca davalının … tarafından açıklanan fiili dolaşımdaki pay miktarının %5 ine denk gelen yüzdelik limite uygun hareket etmediğini, davalının yükümlülüğünde bulunan teminat tamamlama işlemlerinin davacı yanca yapılmak zorunda kaldığını ileri sürerek, davalı sorumluluğunda olup, davacı yanca yatırılan teminat tutarı 44.910.685,04 TL nin davalıdan tahsili ile bu tutar yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. Davalı ise cevap dilekçesinde usulü ve esas yönden davanın reddini talep etmiştir. İlk derce mahkemesince ihtiyati haciz talebi reddedilmiştir.İhtiyati haciz İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir geçici hukuki koruma kurumu olup, yargılamadan önce talep edilebileceği gibi derdest bir dava içinde de istenmesi mümkündür. Davacı alacağının taraflar arasındaki vadeli işlem ve opsiyon piyasaları işlemlerini vb düzenleyen Yatırım Hizmet Sözleşmesi ve ilgili sair sözleşmeler uyarınca davlının sermaye piyasalarında işlemler kapsamında yatırmak zorunda olduğu teminat tutarlarını yatırmamasına dayandırıldığı da gözetildiğinde ve davalının dava dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesindeki savunmaları dikkate alındığında, mahkemece yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle, sunulan deliller dikkate alınarak, İİK’nın 258. maddesi uyarınca alacağın varlığı ve miktarının yaklaşık olarak ispat edilmemesi nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Kaldı ki delillerin toplanmasından sonra, talep edilmesi halinde ilk derece mahkemesince yargılamanın her aşamasında yeniden ihtiyati haciz talebinin değerlendirilebileceği açıktır. İlk derece mahkemesinin ara karar tarihi itibariyle dosya kapsamına göre yapılan değerlendirme ışığında ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.03.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.