Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/480 E. 2023/549 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/480
KARAR NO: 2023/549
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 30.12.2022
NUMARASI: 2022/928 Esas
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dilekçesinde özetle; Süreyyabey Baraj Gölü Çekerek Yozgat adresinde kain … kafeste alabalık yetiştiriciliği projesine ilişkin … belge numaralı su ürünleri yetiştiricilik belgesi tüm porje kapsamı ile davacıya, sözleşmenin 4.4 ve 4.5 maddelerinde düzenlenen bakiye satış bedelinin mahkemece tayin edilecek tevdi mahalline depo ettirilerek satış ve devrine karar verilmesine, öncelikle 11/04/2016 başlangıç tarihli ,100 ton kapasiteli, Süreyyabey Baraj Gölü Çekerek Yozgat adresinde kain … kafeste alabalık yetiştiriciliği projesine ilişkin … belge numaralı su ürünleri yetiştiricilik belgesi tüm proje kapsamının 3.kişilere satış ve devrinin engellenmesi hususunda Yozgat Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı il Müdürlüğü kayıtlarına yargılama sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesin istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 30.12.2022 tarihli ara kararla; “…HMK.nun 389.maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceğinin veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK.nun 390.maddesine göre tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davacının, davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek delillerini sunmadığından haklılığı yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin, ihtiyatî tedbir isteyenin hakkının mevcut olduğuna kanaat getirmesi/ haklılığını kuvvetle muhtemel görmesi yeterlidir ilkesinin dar (katı) yorumlanması, uyuşmazlıkların sonuçlanması uzun zaman almasından dolayı davacının çoğu kez davayı kazandığı halde, dava ile elde etmek istediği sonuca ulaşamaması ve bu nedenle mağduriyetinin oluşmasına sebebiyet verdiğini, Huzurdaki davada, taraflar arasında 20/10/2021 tarihli su ürünleri yetiştiricilik belgesi devir sözleşmesi imzalandığını ve davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı haksız olarak feshedildiği 08/09/2022 tarihine kadar, davacı müvekkilinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak zamanında yerine getirdiğini ve devir bedelinin 286.000,00 TL’lik kısmını 27/10/2021 tarihnide malen 26.000 kg balık yemi olarak, devir bedelinin 300.000 TL’lik kısmının 30/10/2021 tarihinde nakden ifa ettiğini, sözleşme konusu tüm bedelin 1/3 oranındaki iş bu balık yemi ve nakit halen davalının uhdesinde olduğunu, bu hususa ilişkin dekontların mahkemeye sunulduğunu, davalının ise ilk aşamada sözleşmenin 5.maddesini ihlal ederek, davacıya sözleşme tarihinden itibaren tesisi bila bedel kullandıracağı taahhüdünü yerine getirmediğini, Sözleşmenin 4/4 maddesi gereği; 15.06.2022 tarihinde devir bedelinin 310.000.TL’si malen balık yemi olarak ödeneceğinin belirlendiğini, ödenecek balık yemi toplamı ödeme tarihinde ki güncel kilogram birim fiyatından hesaplanacağını, satıcının o tarihte ihtiyacının olmadığı beyan edilmesi durumunda 30.09.2022 tarihinde son ödeme bedeli ile birlikte davacı alıcı tarafından ödeneceğinin belirtildiğini, sözleşmenin bu maddesinde belirtilen 310.000.TL’lik malen ödemenin yapılmaması halinde alıcı-davacı yönünden bir müeyyide getirilmediğini, Haziran ortası yapılacak balık yemi ödemesi için taraflar arasında Mart-Nisan-Mayıs aylarında mesaj ve telefon görüşmeleri yapıldığını, davalı satıcının sözleşme gereği belirlenen güncel kilogram fiyatlarını yüksek bulduğunu ve balık yemi alımını sürüncemede bıraktığını, 2022 Mayıs ayı ortasından itibaren telefon aramalarını ve mesajlarını sonuçsuz bıraktığını, Müvekkili tarafından keşide edilen 17/09/2022 tarihli ihtarname ile sözleşmenin 4.4 ve 4.5.maddesi ile doğan bakiye devir bedeli ödemesinin davalıya 30/09/2022 tarihinde nakit olarak yapılacağı belirtildiğini, ayrıca huzurdaki davada bakiye satış bedelinin müvekkil tarafından depo edilmek sureti ile dava konusu yetiştiricilik belgesi ve projenin devrinin talep edildiğini, Taraflar arasındaki görüşmelerde güncel birim fiyat ve sair hususların davalı tarafından kabul edilmemesi sebebi ile müvekkili tarafından sözleşmenin 4.4 maddesinde belirtilen malen ödeme yapılamadığına ilişkin müvekkili ile davalı arasında yapılan whatsapp yazışmaları da dosya içerisinde mevcut olduğunu, bu meblağın nakden ödeneceği bildirilen 17/09/2022 tarihli ihtarnamenin de dosya içerisinde olduğunu, Mevcut durumunda müvekkili tarafından yapılan ve yukarıda açıklanan malen ve nakit ödemenin bir teminatı bulunmadığını ve bu meblağların davalının uhdesinde olduğunu, davalının dava konusu yetiştiricilik belgesini ve projeyi davanın devamı sırasında 3.kişilere devretmesi durumunda müvekkilinin sözleşme ile elde etmek istediği hakkın elde etmesi tamamen imkansız hale geleceğini, kaldı ki, ihtiyati tedbir talebi açısından hakkının mevcut olmadığına kanaat getirilebilecek bir belgenin de dosya içerisinde yer almadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki 21.10.2021 tarihli su ürünleri yetiştiricilik belgesi devir sözleşmesinin davalı yanca haksız feshi nedeniyle uğranılan zararların tahsili ile, söz konusu yetiştiricilik belgesi ve tüm proje kapsamının 3. Kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir talebine ilişkindir.İlk derce mahkemesince talebin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.HMK’nın 389/1.maddesi ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmünü, 390/3.maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü, 391/1.maddesi ise ” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” hükmünü içermektedir. Davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaları kapsamında, davalı ile akdedilen sözleşme uyarınca tesisin kendisine kullandırılmaması nedeniyle zarara uğradığını, ayrıca devir bedelinin sözleşmenin 4-5 maddesinde düzenlenen şartlar ile ödenmek istenmesine rağmen davalı yanca sözleşmenin haksız feshedildiğini ileri sürmüştür. Davalı ise cevap dilekçesinde davacı iddialarının doğru olmadığını savunmuştur. Mahkemece talebin değerlendirildiği tarih itibariyle davacının haklılığının yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlandığı gerekçesiyle talebin reddedildiği anlaşılmaktadır. Davacı yanının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar ve davalı yanın cevap dilekçesi içeriği gözetildiğinde, yargılamanın ilerleyen aşamalarında sunulacak deliller ışığında yaklaşık ispatın gerçekleşmesi halinde, yargılamanın her aşamasında yeniden ihtiyati tedbir talep edilmesi ve mahkemece yeniden yapılacak değerlendirme sonucu verilen karara karşı kanun yolunun açık olması karşısında, mahkemenin bu aşamada tedbirin reddine ilişkin ara kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.03.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.