Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/416 E. 2023/687 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/416
KARAR NO: 2023/687
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05.10.2021
NUMARASI: 2017/915 Esas – 2021/1027 Karar
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın aktif husumet nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete gönderdiği; … Numaralı, 12.02.2016 Tarihli, 13.908,15 EURO Bedelli, … Numaralı, 22.02.2016 Tarihli, 19.121,60 EURO Bedelli 2 Faturanın bedellerin davalı yanca ödenmediğini, müvekkili şirketin her iki fatura kapsamındaki malların dolaşım belgesi, ihracat gümrükleme talimatı, nakliye, hava kargo yükletme belgesi, gümrükleme ücreti, gümrük beyannamesi gibi belgeleri hazırlayarak ve tüm işlemleri yaparlak malın davalı şirkete ulaşmasını sağladığını, davalı şirket yetkilileri ile yapılan yazışmalardan da görüleceği üzere müvekkili şirketin malların ihraç edilmesi öncesinde kendi hesap numarasını davalı şirkete göndererek ödemenin bu hesaba yapılmasını istediğini, ancak davalı tarafindan müvekkiline ödeme yapılmadığını, davalı şirketle yapılan yazışmalarda, müvekkili şirketin önce birlikte çalıştıkları … Ticaret Ltd. Şti’den ayrıldığı ve bu şirketin %100’ünü devir aldığını, davalı şirketin, müvekkili şirket yetkilisi ile yaptığı yazışmada malların müvekkil şirketten beklendiğini, ancak gecikme olduğu, ne kadar bekleyecekleri ve siparişlerin durumu konusunda bilgi talep edildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketçe malların 22.02.2016 tarihinde nakliyeciye verileceğinin belirtildiğini, dava konusu olan son 2 sevkiyatın … Mühendislik tarafından yapıldığından ödemelerin de … Firmasına yapılması gerektiğine ilişkin davalı firmayı bilgilendirici 29.02.2016 tarihli yazışmanın yapıldığını, davalı firma yetkilisinin aynı tarihli yazışma ile faturaların posta ile yollanmasını ve hesap numarasını sorduğunu ve yazışmaların sürdürüldüğünü, müvekkili şirketin eski Unvanı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. olup, Yeni … San. Tic. Ltd. Şti. olduğunu, ancak müvekkili firmaya davalı firma tarafından ödeme yapılmadığını iddi ederek, fazlaya ilişkin talep dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile davalı firmadan olan alacaklarının şimdilik 1.000 TL’sinin Euro üzerinden hesap edilerek, yabancı para ile açılmış mevduata uygulanan en yüksek faiz oranlı ile BK’nın 99.maddesi uyarınca müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirketin Almanya merkezli şirket olup, yargllama yerinin Almanya olacağını, ayrıca belirli bir alacak için belirsiz alacak davası açılmasının da üsüle aykırı olduğunu, müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin, davacının ticari muhatabı ve müvekkili şirkete dava konusu mallar ile öncesindeki malları sağlayıp faturalarını kesen şirketin, dava dışı üçüncü kişi … Ticaret Ltd. Şti. olduğunu, sipariş formları içeriğinde talep edilen malların müvekkili şirketin Almaya’ daki adresine gönderildiğini, akabinde dava dışı üçüncü kişi … Tic. Ltd. Şti. tarafından mallara ilişkin faturalar tanzim edilerek E-Mail ekinde müvekkili şirkete gönderildiğini, sipariş formlarındaki mallarla dava dışı üçüncü kişi şirket tarafından fatura edilen mallarla davacının davaya konu ettiği malların aynı mallar olduklarını, müvekkili şirkete herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, kendi kusuruyla zarara uğrayan kişinin bunu kanıtlamak zorunda olduğunu belirterek, davanın yetkiye ilişkin olarak usulden aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava faturadan kaynaklı alacak davasıdır. Tarafların dilekçelerinde talep etmiş oldukları tüm deliller toplanmış olup dosya kapsamında inceleme yapılabilmesi adına bir mali müşavir bilirkişiden bir kök bir de ek rapor alınmıştır. Ancak ne var ki dosyanın tahkikatı ile ilgili yargılama devam etmekteyken 10/12/2020 tarihli TTSG de yayınlanan ilana göre davacı şirket genel kurul kararı ile terkin edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirketin terkin edilmesi neticesinde davada aktif husumet ehliyetinin kalmadığı ve davacı vekilinin de görevinin sona erdiği açıktır. Buna bağlı olarak 05/10/2021 tarihli oturumda davacı vekili olarak duruşmaya katılan avukat tarafından davacı şirketin ihyası için dava açmak adına süre istenmişse de vekalet görevinin sona ermesi neticesinde avukatın bu yönde bir yetkisi bulunmamaktadır. Ancak bu noktada davalı tarafın eldeki dava neticesinde verilecek olan karara bağlı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi yönünden davayı takip edip etmeyeceği buna bağlı olarak davacı şirketin ihya sürecini yürütüp yürütmeyeceği hususları aynı oturumda sorulmuş ancak bu yönde bir talepte bulunulmamıştır. İzah olunan gerekçelerle…” davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı şirketin terkin edilmiş olması nedeniyle davada aktif husumet ehliyetinin kalmamış olmasını ve davacı vekilinin görevinin sona erdiği gerekçe gösterilerek dosyada aktif husumet yokluğundan davanını usulden reddine karar verilmiş olup karar hatalı olduğunu, Zira mahkemenin kendilerine süre vererek şirketin ihyası için gerekli davayı açmalarını istemesi gerekmekte iken usulden ret kararının hatalı olduğunu, Taraflarınca Anadolu 3. Asliye Ticaret mahkemesinde 2021/864 E dosyası ile açılan şirketin ihya davasının karara çıktığını ve kesinleştiğini, 2022/551 kararın ekli olduğunu, karara göre davanın kabul edildiğini, Tasfiye halinde … Ticaret Ltd Şti’nin Anadolu 6 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/915 esas sayılı dava dosyası yönünden yargılama kesinleşme ve infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildiğini, kararın sadece bu mahkeme ile sınırlı olması nedeniyle Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılması ve davaya devam edilmesinin zorunlu bir hal aldığını, kesinleşme şerhi ve Yargıtay kararlarının ekli olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılarak talepleri gibi davanın kaldığı yerden devamı için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, alacak istemine ilişkindir. İlk derce mahkemesince davacı şirketin yargılama aşamasında tasfiye sonucu sicil kaydının terkin olduğunu, vekilinin de vekalet görevinin sona erdiği gerekçesiyle, davacının aktif husumet ehliyetini yitirdiğinden davanın usulden reddine karar verilmiş, karar karşı davacı vekilince yasal sürede istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/2597 E – 2021/6551 K sayılı, 25/11/2021 tarihli emsal kararında da işaret edildiği üzere; Dava ehliyeti; 6100 sayılı HMK’nın 51. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir. HMK’nın 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava şartları davanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gereken şartlarıdır. Eş deyişle dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek ya da tüzel kişi bu davanın devamı ve hüküm kesinleşinceye kadar bu ehliyetini korumuş olmalıdır. TTK’nın 588. maddesine göre limited şirketlerin tüzel kişilik kazanmaları ticaret siciline tescil edilmiş olmaları şartına bağlıdır.Bu hükümler ve yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davanın açıldığı tarih itibariyle dava ehliyeti bulunan davacı şirketin davanın devamı sırasında ve hükümden önce tasfiye sonucu yapılan terkin ile dava ehliyeti ortadan kalkmış durumdadır. Bu durum, taraf teşkiline ve dava şartlarına ilişkin bulunduğundan davanın her aşamasında re’sen nazara alınması gereken bir durumdur. O halde mahkemece, davacı şirketin davanın devamı sırasında tasfiye sonucu terkin edilmekle dava ehliyetini kaybetmesi sebebiyle davacı şirketin ihya edilerek yeniden sicile kaydının sağlanması ve usulünce taraf teşkili sağlanarak, davaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Kaldı ki davacı şirketin açılan ihya davası sonucu İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/864 E 2022/551 22.06.2022 tarihli ilamı ile iş bu dava kapsamında ihyasına karar verildiği de istinaf dilekçesi ekleriyle anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ile usul ekonomisi de gözetildiğinde ve ayrıca davacı şirketin iş bu dava kapsamında karardan sonra olsa da ihyasına karar verilmiş olduğu dikkate alındığında, davaya devamla esas hakkında karar verilmesi için ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 13.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.