Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/41 E. 2023/42 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/41
KARAR NO: 2023/42
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/11/2022 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2022/879
DAVANIN KONUSU: Ortaklar Kurul Kararının İptali
Taraflar arasındaki ortaklar kurul kararının iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararına davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin devirden önce … sicil numarasında kayıtlı bulunan …’nin 4000 paya sahip münferiden yetkilisi ve sahibi olduğunu, müvekkilin yaşının ilerlemesi (77 yaşında) sebebiyle dava dışı avukatı …’in yönlendirmesiyle Beykoz …Noterliği’nin 09/08/2019 tarih ve … yevmiye numaralı işlemiyle …’nu şirket hisselerini devralma ve devretme konusunda vekil olarak yetkili kıldığını, müvekkilinin …’nu tanımadığını, avukatının işlerin bu şekilde daha hızlı yapılabileceğini söylemesine güvenerek yönlendirdiği kişiye vekalet verdiğini, 26/10/2020 tarihinde ….nun noterde … ile müvekkilinin şirketteki 4000 payın devrini içeren bir pay devri sözleşmesi yaptığını, pay devri için hazırlanan sözleşmenin noterce onaylanıp genel kurulun onayına sunulması gerektiğini, müvekkilinin şirket hissesini devredebilmek konusunda yetkili kıldığı … müvekkilimin bilgisi dışında …’le bu sözleşmeyi imzalayıp sahte bir genel kurul toplantı evrakı düzenlendiğini, 14/06/2021 tarihli 2021/2 nolu şirket genel kurulu kararıyla müvekkilinin müdürlük görevinin sona erdiğini, müvekkilinin kararın alındığı tarihte orada olmayıp, imzasının … tarafından taklit edildiğini, bu nedenle genel kurul kararının usulsüz bir şekilde alındığını, pay devri sözleşmesinde devir karşılığında müvekkilinin 1.000.000,00 TL pay bedelini nakden ve tamamen aldığı belirtilmiş ise de bu parayı … almadığını, davacının bu devri 01/02/2022 tarihinde noterden sorgulatarak öğrendiğini, daha sonrasında yaptığı araştırmada ise …’in dava dışı avukatı …’in oğlu olduğunu öğrendiğini, … ve … hakkında da Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığına dolandırıcılık ve belgede sahtecilik suçlarından suç duyurusunda bulunulduğunu, … numaralı dosya ile soruşturmanın devam etiğini, hali hazırda şirketin münferiden sahibinin … olduğunu, hakkında açılmış olan dava sebebiyle genel kurul kararının iptal olacağı korkusuyla ivedi bir şekilde şirket mal varlıklarını elden çıkarmakta olduğunu, mahkemece genel kurul kararı iptal edilinceye kadar şirket mal varlıklarına tedbir konulması gerektiğini, …’nun vekillik görevini kötüye kullandığını ileri sürerek, 14.06.2021 tarihli genel kurul kararının yokluğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ayrıca, şirketin taşınır, taşınmaz malları ile banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının hisse devir alma sözleşmesi ile aynı tarihte, Beykoz … Noterliğinin … yevmiye no ile tanzim olunan, 09.08.2019 tarihli hisse devri için … ve …’e vekaletname verdiğini, bu hususun sebebinin, gerek …’in gerekse …’in hisselerinin …’a emaneten devredilmesi olduğunu, davacının, belirtilen hususa karşılık olarak herhangi bir bedel ödemediğini, bu sebeple davacının, kendisine emanet verilen şirketi daha sonra o an şirketin müdürü olan …’na ve pay devraldığı …’e dilediği zaman dilediği kişiye devretmek üzere söz konusu vekaleti de kendisini aynı anda verdiğini, daha sonra da, davacının bu vekaletine istinaden … tarafından şirket pay devri yapıldığını, davacının bu durumu bildiğini, pay devri yapıldığı zaman, şirketin eski merkezi olan ve … Hukuk Ofisi ile yan yana olan yerde sürekli kendisinin de gelip çalışmalarını yürüttüğünü, davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini, zira şirket paylarının 3.kişiye geçtikten sonra paylara karşı aksi hususların ileri sürülemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir
MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 21/11/2022 tarihli ara karar ile ; “… İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun, “uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (m. 389/1). Ancak, özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Mahkememizde açılan işbu davanın konusu ise davalı şirketin 14/06/2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının iptali istemine ilişkin bir dava oluşu, 6100 Sayılı HMK 389. maddesi kapsamında sadece uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olup, davalı şirket üzerine kayıtlı taşınır, taşınmaz ve banka hesaplarının iş bu davanın konusunu oluşturmadığı kanaatiyle davacı vekilinin yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. …” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince, istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, şirkete ait taşınır, taşınmaz ve banka hesapları mal varlıkları bir bütün olarak şirketin mal varlığı değerlerini oluşturduğunu, usulsüz genel kurur kararıyla müvekkilinin şirketi mal varlığıyla kaybettiğini, davalı tarafça hali hazırda mal varlıklarının devredilmekte olduğunu, ihtiyati tedbir kararı alınmadığı sürece şirket mal varlıkları elden çıkarılacağını, davanın sonuçlanmasının beklenilmesi durumunda davanın müvekkili lehine sonuçlansa bile devir yüzünden büyük hak kaybına uğrayacağını, bu sebeple, şirket mal varlıklarına ivedi bir şekilde tedbir konulması gerektiğini, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, limited şirkette ortaklar kurul kararının yokluğunun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf, davalı şirkette sahip olduğu 4000 payın, kendi iradesi dışında dava dışı … tarafından, hiç bir bedel alınmadan …’e noterde devredildiğini, bunun ardından davalı şirketin 14.06.2021 tarihli ortaklar kurulu kararı ile devrin onaylandığını, ancak kendisinin bu toplantıya katılmadığını, imzasının dava dışı … tarafından taklit edildiğini ileri sürerek, söz konusu ortaklar kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitini istemiş, ayrıca davalı şirketin için boşaltılmaya çalışıldığını beyanla davalı şirketin malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati tedbir kararı verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. HMK’nın 389/1.maddesi ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmünü, 390/3.maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü, 391/1.maddesi ise ” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” hükmünü içermektedir. Somut olayda, davalı şirketin 14.06.2021 tarihli ortaklar kurul kararının yokluğunun tespitine karar verilmesinin talep edildiği, söz konusu kararın konusunun ise; 26.10.2020 tarihinde davacının davalı şirketteki 4000 payını …’e devrinin kabulü ile davacının müdürlük görevinin sona ermesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yasada ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlendiğinden eldeki davada davalı şirketin mal varlığının uyuşmazlık konusu olmadığı nazara alındığında mahkemece talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu tür davalarda, yasal koşullarının bulunması halinde TTK’nın 449. maddesine dayalı talepte bulunulması mümkün ise de davacının böyle bir talebi bulunmamaktadır. Davanın konusunu oluşturmayan mal varlığı üzerine tedbir konulması talebinin reddi kararı isabetli olup istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin 21.11.2022 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin 21.11.2022 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Tedbir talep eden/davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Tedbir talep eden/davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.19.01.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.