Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/404 E. 2023/677 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/404
KARAR NO: 2023/677
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/04/2022
NUMARASI: 2022/99 E. – 2022/290 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … San. ve Tic. Ltd. Şti.aleyhine İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2018/481 Esas sayılı dosyasıyla hizmet tespiti davası açıldığını, bu davada 20.01.2022 tarihindeki duruşmada verilen 1 numaralı ara karar ile …San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin sicilden terkini nedeniyle şirketin ihyası için davacıya süre verildiğini, devam eden hizmet tespiti davası için … İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ihyası gerektiğini ileri sürerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Tasfiye Memuru …, savunmasında özetle; her ne kadar bahse konu şirkette tasfiye memuru sıfatıyla görev yapmış ise de bu sıfat belirtilmeden veya sıfata izafe edilmeksizin doğrudan şahsına dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın zaman aşımı süresi geçirildikten sonra açılmış olduğunu, mezkur şirketin tasfiyesi usul ve yasaya uygun biçimde ikmal edildiğini ve kamuya açık biçimde tescil ve ilan olunmuş olmasına rağmen, keyfiyeti bilen davacının bu süreçte dava açmamış ve talepte bulunmamış olduğunu, bu süreçler bittikten ve tasfiye sonlandırıldıktan sonra yapılan başvurusu hakkın suiistimali mahiyetinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Somut olayda, davacı tarafından, ihyası istenilen şirkete yönelik açılmış İstanbul 22. İş Mahkemesi’nin 2018/481 esasında görülmekte olan hizmet tespiti davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nın 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğinde olup, tasfiye işleminin tam olarak tamamlanabilmesi için anılı dava dosyasının sonuçlanıp infazı gerekirken tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte şirketin herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığını tasfiye memuru bilebilecek durumda olmasına rağmen tasfiyeyi kapattığı açık olup, davalı tasfiye memurunca dava tarihi tasfiyenin kapatılmasından önceki tarih olan 13/06/2013 tarihi olması da göz önüne alındığında bu dosyanın akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiği anlaşılmakla söz konusu ek tasfiyenin sağlanması için şirketin ihyasının gerektiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan, Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ünvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının İstanbul 22. İş Mahkemesi’nin 2018/481 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile, TTK 547. maddesi gereğince aynı ünvanla ticaret siciline tescili sureti ile ihyasına ve ek tasfiye işlemlerini yürütmek üzere TTK 547/2 maddesi gereğince şirketin son tasfiye memuru olan …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, davalı tasfiye memurunca şirket hakkındaki dosyanın akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiyesini gerçekleştirmesi nedeniyle davalı tasfiye memuru kusurlu olup davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak, şirketin son tasfiye memuru olması nedeni ile tasfiye memuru için takdiren ücret tayinine yer olmadığına ve davalı … Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden bu davalı aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti tayinine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle, davacı tarafça açılan davanın kabulü ile …nün … sicil numarasında kayıtlı iken 13.09.2017 tarihinde tasfiyenin sona ermesi üzerine sicilden terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti. ünvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2018/481 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile TTK 547. maddesi gereğince aynı ünvanla ticaret siciline tescili sureti ile ihyasına, ihya kararının tescil ve ilanına, ihyasına karar verilen şirketin son tasfiye memuru olan … (T.C.K. No: …)’in TTK’nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin son tasfiye memuru olması nedeni ile tasfiye memuru için takdiren ücret tayinine yer olmadığına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memurunca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı Tasfiye Memuru …, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; somut olayda ek tasfiye kararı verilebilmesi için kanuni şartların oluşmadığını, şirketin usulüne uygun olarak tasfiye edildiğini, aktifi bulunmadığını, TTK 547.maddesinin ek tasfiye talebinde bulunacak kişilerin açıkça belirtildiğini, davacının bu kişilerden olmadığını, her ne kadar şirket aleyhine İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2018/481 Esas sayılı dosyasında alacağı olduğunu iddia etse de davacının tasfiye halindeki şirketten alacağı bulunmadığını, mahkeme kararında ihyanın sınırlarının geniş belirtildiğini, kararın bu yönü ile de usul ve yasaya aykırı olduğunu, şirketin ihyasına karar vermekle tasfiye memuru olarak …’i tayin etmiş ise de sarf edeceği emek karşılığında ücret takdirinde bulunmadığını, bunun anayasadaki angarya yasağına aykırı olduğunu, ayrıca tasfiye memuru olup olmak istenmediğinin sorulmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi gereğince, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı … tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Tasfiye ile terkin olunan Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti aleyhinde davacı tarafından İstanbul 22.İş Mahkemesinin 2018/481 Esas sayılı dosyası ile hizmet tespiti talebiyle dava açıldığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 13.09.2017 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği ve bu tarihte şirketin sicil kaydının terkin edildiği, tasfiye memurunun ise şirket ortağı … olduğu anlaşılmaktadır. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 13.09.2017 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir. Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin yeniden ihyasının sağlanması amacıyla 6102 sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörülmüştür. Buna göre, tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK’nın 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Örneğin şirkete ait bir malvarlığının bulunması veya devam eden bir dava bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bir diğer yol ise TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketlerin yeniden tescilidir. Buna göre asgari sermaye miktarına ulaşmayan, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin re’sen kayıtlardan terkini halinde şirketin faal olması ve gerekli bazı koşulların da gerçekleşmesi halinde tekrar sicile kaydı mümkündür. İhya davasının TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Diğer durumda ise esasen şirket tasfiye sürecine girmediğinden ve tasfiye memuru da bulunmadığından davalı olarak bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün gösterilmesi yeterlidir. Başka bir ifadeyle TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. Dosya kapsamına göre, davacı tarafından İstanbul 22.İş Mahkemesinin 2018/481 Esas sayılı dosyası ile hizmet tespiti talepli dava açıldığı, yargılama sırasında şirketin terkin edildiğinin anlaşılması nedeniyle ihya davasının açılması için davacı tarafa yetki ve süre verildiği, tasfiyenin tamamlanarak şirketin terkin edildiği tarihte hizmet tespiti davasının henüz açılmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine açıldığı anlaşılan hizmet tespiti talepli davanın derdest olduğu, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından, tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte davacının hukuki yararının bulunduğu gibi yasada aranan ihya şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasına karar verilmiş olmakla, anılan madde hükmü uyarınca, son tasfiye memuru ve aynı zamanda şirketin tek hissedarı olduğu anlaşılan davalı tasfiye memurunun ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi şirketin tek hissedarı olması sebebiyle bir ücret tayin edilmemesi de yerinde olmuştur. Bu nedenle davalı tasfiye memurunun aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacının alacaklı olmadığı, bu nedenle dava açma hakkı olmadığı istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de, davacının şirket aleyhine hizmet tespiti davası açtığı, bu davanın görülebilmesi için şirketin ihyasının ve dolayısıyla taraf teşkilinin sağlanması gerektiğinden davacının bu davayı açmasına engel bir durum bulunmamaktadır. Öte yandan, TTK’nın 547. maddesi uyarınca yapılacak ihya işleminin, ek tasfiye amacıyla sınırlandırılması gerektiği uygulamada kabul edilmiş olup bu kapsamda, belirli bir ek tasfiye işlemi için ihya edilen şirketin, sadece o ek tasfiyenin amacıyla sınırlı işlemler yapabilecek bunun dışında iş ve işlemler yapamayacaktır. Somut olayda mahkemece, ihya kararı verilirken ” İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2018/481 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle” sınırlı olarak karar verilmiş olup davalının aksi yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı tasfiye memurunun ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tasfiye memuru …’in istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tasfiye memuru …’ tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davalı tasfiye memuru …’in tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Karar kesinleştikten sonra dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 13.04.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır. 13.04.2023