Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/401 E. 2023/471 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/401
KARAR NO: 2023/471
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21.12.2022 tarihli değişik iş ek kararı.
NUMARASI: 2022/389 D.İ. – 2022/388 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlular … AŞ ve … vekili ile … AŞ ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan talep dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin kasko, trafik, bireysel, otomobil, konut ve ferdi kaza sigortaları gibi çok çeşitli ürün ve hizmetler sunan sigorta şirketi olduğunu, karşı taraf şirketlerden … Sigorta AŞ’nin müvekkili sigorta şirketinin faaliyette bulunduğu branşlarda sigorta sözleşmeleri yapmak ve prim tahsil etme yetkilerini sahip olmak üzere 28.01.2020 tarihli yazı ile acente olarak atandığını, acentelik sözleşmesini imzalandığını, karşı tarafın müvekkili şirketin talimatlarını aykırı davrandığını, yetkili olmadığı halde ihale sözleşmelerine taraf olması gibi sebeplerle sözleşmenin 23.12.2021 tarihinde feshedildiğini, acente olarak görev yapan şirketin kazanmış olduğu ihaleler kapsamında listede yer alan sigortalılar lehine poliçe tanzim etmiş olduğunu, sigorta primlerini tahsil etmiş olmasına rağmen müvekkili şirkete intikalini sağlamadığı, söz konusu prim ödemelerinin yapılıp yapılmadığı yapılmışsa gönderilmeleri talepleri karşısında borçların tamamının acenteye ödendiğinin beyan edildiğini, ödeme yapıldığına dair dekontun sunulduğunu, karşı taraf şirketlerden … AŞ’nin ise 03.05.2016 tarihli yazı ile acente olarak atandığını, acentelik sözleşmesi imzalandığını, talimatlara aykırı davranması nedeniyle 22.04.2022 tarihli fesih bildirimi ile sözleşmesinin feshedildiğini, primlerin tahsilatı yapan şirketin bu primleri müvekkile şirkete intikal ettirmemesi sebebiyle prim borcunun bulunduğunu, … ve …’nın ise müşterek kefil sıfatı ile sorumlu olduklarını iddia ederek, İİK 257. Maddesi gereğince … Sigorta AŞ ve … yönünden 24.186.716,52 TL ve … Sigorta ….AŞ, … ve … için 7.180.862,20 TL alacak yönünden, teminat karşılığında, borçluların taşınır ve taşınmaz mallarıyla 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 25.11.2022 tarihli kararında; “… Yukarıdaki hüviyeti yazılı alacaklının, 31.367.578,72 TL (borçlulardan … Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş ve … yönünden 24.186.716,52 TL, borçlulardan … A.Ş ve … yönünden 7.180.862,20 TL yönünden sorumlu olmak kaydıyla) yukarıda miktarı yazılı alacağının tahsilinin ifasının temini bakımından vaki isteği İİK’nun 257.maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunan alacak rehinle temin edilmemiş olduğundan, adı geçen borçluların malları ile hak ve alacaklarının, İİK’nun da muayyen tahditler dairesinde İHTİYATEN HACZİNE, Aleyhine ihtiyati haciz kararı istenen … yönünden söz konusu şahsın Acente Sözleşmelerinde acente ya da müteselsil kefil müşterek borçlu olarak yer almadığı gibi ihtiyati haciz talep dilekçesinde de borçlardan ne şekilde sorumlu olduğuna ilişkin iddia ve delil gösterilmediğinden bu borçlu yönünden yaklaşık ispat koşullarının sağlanamadığı anlaşıldığından istemin REDDİNE, ” karar vermiştir. Bu karara karşı, İİK’nın 265.maddesi uyarınca, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlular tarafından itiraz edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 21.12.2022 tarihli ek kararı ile; “… 2004 sayılı İİKnun 265.maddesinde ‘Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.’ hükmü bulunmakta olup, dosyanın tetkikinde; borçluların itirazının ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı olmadığı, bu bağlamda borçluların itirazının 2004 sayılı İİKnun 265.mad belirtilen itiraz şartlarından olmadığı, ayrıca aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenler tarafından bir kısım ödeme belgeleri ibraz edilmiş ise de, bunlardan bir kısım ödeme belgelerinin eski döneme ilişkin olduğu, bir kısmında aynı ödeme belgesinin mükerrer olarak sunulduğu, bir kısmının ise zaten ihtiyati haciz isteyen tarafından sunulan cari hesap ekstrelerine göre borçtan düşülmüş olduğu, ayrıca itiraz edenler tarafından sunulan ödeme belgelerinde belirtilen ödeme tutarlarının verilen ihtiyati haciz kararında belirtilen borç miktarını karşılayacak düzeyde olduğu, ihtiyati hacze itiraz edenlerin dilekçelerinde de borçlu olduklarına, ancak borç miktarının bu kadar olmadığına ve taraflar arasında mutabakat yapılmadığına yönelik tevilli ikrarları da dikkate alındığında ayrıca aleyhe ihtiyati haciz kararı verilen … ve …’un sözleşmeyi müşterek borçlu sıfatıyla imzaladıkları da dikkate alındığında diğer iki şirketin borçlarından dolayı müşterek borçlu sıfatıyla sorumlu oldukları anlaşıldığından…” gerekçesiyle, borçlular vekillerinin ihtiyati hacze itirazlarının reddine dair ek karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, borçlular … AŞ ve … vekili ile … AŞ ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Borçlular … Sigorta Aracılık Hizmetleri AŞ ve … vekili, istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının gerekçesinin tamamen keyfi olduğunu, kararların gerekçeli yazılması gerektiğini, müvekkili şirket ile … Sigorta şirketiyle ilgili tek bir dosya üzerinden ihtiyati haciz talep edilmesinin anlaşılamadığını, itiraz edilmesine rağmen itirazlarının değerlendirilmediğini, olayda iki farklı şirket ve konusu birbirinden bağımsız borç mevcut olmasına rağmen mahkemece bir arada karar verildiğini, HMK’nın 167. maddesine aykırı olduğunu, ayrıca mahkemenin ihtiyati haczin dayandığı nedenlere itiraz edilmediği belirtilmiş ise de mahkemenin keyfi uygulamasının ve dilekçeyi okumadığının net bir göstergesi olduğunu, ihtiyati tedbirin şartlarının bulunmadığına itiraz edildiğini, itirazlarının dikkate alınmadığını, ihtiyati haczin şartlarının somut olayda mevcut olmadığının detaylıca açıklandığını, talepte bulunan tarafın alacağının bulunmadığı, yaklaşık ispat ile alacağının ispat dahi etmediğini buna rağmen mahkemenin her türlü savunmalarının görmezden geldiğini, talepte bulunan şirket beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, cari hesap ekstresi bulunduğunu iddia etmiş ise de dosyada cari hesap ekstresinin bulunmadığını, talepte bulunanın iddialarının soyut iddialardan ibaret olduğunu, karşı tarafın ödeme yapılmadığı iddiasında bulunmasına rağmen dosyaya sundukları banka dekontlarından açıkça görüldüğü üzere müvekkili şirket tarafından ciddi ödemede bulunulduğunu, dekontların dosyaya ibraz edilmiş olmasına rağmen mahkemenin vardığı sonucun anlaşılamadığını, ödeme belgelerinin mükerrer sunulduğu belirtilmesine rağmen dosyada mükerrer dekont bulunmadığını, uyuşmazlığın müvekkili ile karşı taraf arasındaki cari hesap borcundan kaynaklandığını, sorunun talepte bulunanın çelişkili davranışlarına dayandığını, müvekkilinin ısrarlı taleplerine rağmen tarafların bir araya gelerek hesap mutabakatı yapamadığını, ihtiyati haciz talebinin muteber delile dayandırılmadığının borca ilişkin yaklaşık ispat koşullarının yerine getirilmediğini, öncelikle talepte bulunanın muaccel bir alacağının varlığının ispatlaması gerektiğini, prim borçlarının ödendiğini, dosyaya sunulan ödemelerin 2021 yılı 2022 yılının ilk ayına ilişkin olduğunu, müvekkili tarafından toplamda 15.314.897,44 TL prim ödemesinin yapıldığını ,mahkeme tarafından mükerrer ödeme dekontu konulduğunun ileri sürüldüğünü, talepte bulunanın bir alacağının bulunmadığını, haciz kararının ölçülülük ilkesine aykırı olarak son derece geniş ve müvekkili şirketin faaliyetlerini aksatacak şekilde verildiğini, … hakkındaki ihtiyati haciz talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirket yönetim kurulu başkanı bakımından da ihtiyati haciz kararı verilmiş olmasına rağmen bu kararın TTK’da ne de İİK’da bir karşılığının bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ek kararın kaldırılmasına, itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Borçlular … A.Ş. Ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebine dayanak olarak haciz miktarının %90 ilişkin hiçbir belgenin sunulmadığını, soyut iddia ile ihtiyati haciz talep edildiğini, ihtiyati haciz talebi ile müvekkili şirketin hiçbir ilişkisi olmadığı halde diğer şirketle birlikte tek bir dilekçeyle dosya kapsamında talep edildiğini, diğer şirketin ihtiyati haciz sebeplerinin bir arada sunularak asılsız bir algı oluşturulduğunu ,aynı dosyada talep edilmesi ve karara bağlanmasının usule aykırı olduğunu, tabloda 59 adet sigortalıdan kaynaklanan primler gösterilmesine rağmen dilekçe ekinde yalnızca … AŞ’nin prim ödeme evraklarının sunulduğunu, müvekkili tarafından talep eden şirkete toplamda 6.062.290,00 TL prim ödemesi yapıldığını, müvekkili ile talep eden şirket arasında cari hesap borcu konusunda uyuşmazlığı bulunduğunu, müvekkili şirketin mal kaçırma tehlikesi olduğunun iddiasının da dayanaksız ve asılsız olduğunu, müvekkilinin 24 sigortanın acenteliğini yapan 30 sigortalı çalışanı bulunan aktif olarak kamu ihalelerine giren mevcut durumda 56 Kamu ihale sözleşmesinin tarafı olup kamu kurumlarının sigortalarını yapan oldukça büyük bir şirket olduğunu, talep edilen alacağa ilişkin hiçbir belge sunulmadığından yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığını, borç miktarının gerçek ve doğru olmadığını, müvekkili … hakkındaki ihtiyati haciz talebinin gerçekte kefalete dayanmakta olup geçersiz olduğunu, şirketin yönetim kurulu başkanı olan müvekkili hakkında da ihtiyati haciz kararı verildiğini, haciz kararının acentelik sözleşmesinin 15. maddesinde yer alan müşterek ve müteselsil borçluluk hükmüne dayandığının anlaşıldığını, ancak söz konusu hükmün TBK’nın 582 583. maddelerinde yer alan emredici hükümlerine aykırı olmakla geçersiz olduğunu,bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ek kararın kaldırılmasına, itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi gereğince ihtiyati hacze itirazın reddine dair ek kararın istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın reddine dair ek karar verilmiş; bu ek karara karşı, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlular vekillerince, yasal süreleri içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, talep eden şirket ve karşı taraf şirketler arasında acentelik sözleşmelerinin mevcut olduğu, talep eden şirket tarafından dosya dışındaki kurum ve kuruluşlara prim borçlarının ödenmesine dair ihtarnamelerin gönderildiği, ihtarnameye verilen cevaplarda prim borçlarının olmadığının belirtilerek ihale alıcısı olan yüklenici şirketlere yapıldığının belirtildiği, birden fazla dekont ve müzekkere cevaplarının mevcut olduğu, ayrıca hak ediş rapor örnekleri ile EFT örneklerinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir.Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Bu bilgiler sonucunda somut olayın incelenmesinde; talep eden tarafça ihtiyati haciz talebinin dayanağı olarak taraflar arasında düzenlenen acentelik sözleşmeleri, kamu kurum ve kuruluşlarına yazılan müzekkerelerin ve cevabi yazıları ile ilgili bilgi ve belgeler delil olarak ibraz etmiştir. İbraz edilen belgeler İİK’nın 258. maddesi gereğince mahkemeye kanaat getirecek deliller niteliğindedir. Özellikle, kamu kurum ve kuruluşlarının cevabı yazıları ile sözleşme hükümlerinin göz önünde bulundurulması hâlinde talep eden tarafın İİK’nın 257. madde kapsamındaki ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığında kabulü ve buna karşılık yapılan itirazın reddi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlandırılmıştır. Somut olayda, yukarıda açıklandığı üzere, talep eden tarafın İİK’nın 258. maddesi kapsamında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delillerini göstermiş olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan her ne kadar itiraz eden kefillerin vekili tarafından kefiller aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu iddia edilmiş ise de bu iddialar ancak esas yargılama aşamasında ileri sürülüp tartışılması gerekeceğinden itirazların yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca aynı alacaklı tarafından birden fazla borçlu hakkında aynı hukuki sebebe dayanarak aynı dosya üzerinde ihtiyati haciz talep edilmesine yasal bir engel bulunmadığından itiraz eden vekillerin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, borçlular vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nını 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Borçlular … Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş. ve … vekili ile … Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş. Ve … vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, başvuranlar üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.23.03.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.