Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/303 E. 2023/276 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/303
KARAR NO: 2023/276
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29.11.2022 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2022/801 E.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati haczin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye genelinde 100 şubesi bulunan “…” olarak bilinen özel okul zincirinin sahibi olduğunu, şirketin kuruluş tarihindeki tek hissedarının … Anonim Şirketi olduğunu, davalı …’nın ise 30.04.2021 tarihine kadar şirketin yönetim kurul üyesi olduğunu, 07.02.2022 tarihli pay alım ve satım sözleşmesi kapsamında davacı şirketin paylarının … Anonim Şirketi ve … A.Ş. tarafından satın alınarak şirketin tüm iş ve işlemlerinin incelenmeye başlandığını, yapılan incelemelerde davalılardan …’nın yönetim kurulu üyesi ve müşterek imza yetkilisi olduğu tarihlerde şirketin taraf olduğu bir kısım ticari sözleşmelerde belirlenen mal ve hizmetlerin alınmamasına rağmen mal ve hizmet faturalarının şirket muhasebesine kaydedildiği, avans ödemesi adı altında üçüncü kişilere ödemeler yapıldığının belirlendiğini, bu işlemlerin mevcut veya davalı tarafından kurulan şirketler aracılığıyla yapıldığını, haksız fiil niteliğindeki bu eylemlerle müvekkilinin zarara uğratıldığını, davalı gerçek kişilerin ise davalı şirketin haksız kazanç elde etme amacıyla paravan şirket olarak kullandıklarını, gerçek dışı sözleşmeler atfedilerek fazla ödeme yapılarak müvekkilinin zararına neden olunduğunu, şirketin mali birimlerine haber verilmeden ve şirket içi prosedürlere riayet edilmeden düzenlenen sözleşmeler kapsamında müvekkiline herhangi bir mal veya hizmet teslim edilmediğini, bu hususun şirket içinde yapılan inceleme veya soruşturma ile belirlendiğini, haksız şekilde üçüncü kişilerin hesabına avans ödemesi adında ödemeler yapıldığını, ihtiyati haciz kararı verilmemesi halinde müvekkilinin zararının artacağını ileri sürerek, 6.268.730 TL’nin davalı şirketten davalı yöneticilerden faiziyle birlikte tahsiline, bu miktarda davalıların mal varlığının ihtiyaten haczine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 29.11.2022 tarihli ara kararında; “…rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buna karşılık; vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması yada taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebilir. İhtiyati haciz talebinin koşulları İİK’nın 257. Maddesinde gösterilmiş olup, muaccel alacaklarda İİK’nın 257/1. Maddesinde ihtiyati haciz isteyebilmek için alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması şartı getirilmiştir. Vadesi gelmemiş, muaccel alacaklarda da ihtiyati haczin, ancak borçlunun belli bir yerleşim yerinin bulunmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye ve kaçırmaya hazırlanması, kendisinin kaçması veya kaçmaya hazırlanması ya da alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinde istenebileceği İİK’nın 257/2. Maddesinde düzenlenmiştir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler, sunulan delil ve belgelere göre; dava konusu alacağın varlık ve miktarının tespiti, temerrüt tarihinin belirlenmesi, davalıların sorumluluğunun tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, ihtiyati haciz talebinin İİK 257 vd. maddeleri gereğince aranan yasal şartların oluştuğuna ilişkin hususların mevcut deliller ile kanıtlanamadığı anlaşılmakla…” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine, karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkilince, davalı … Anonim Şirketi’ne ödenen 6.268.730,00 TL’nin tahsilinin istendiğini, ayrıca gerçek kişi davalıların bu şirketi paravan olarak kullanarak davacı şirketin içini boşaltmaları nedeniyle sorumlu tutulmalarının talep edildiğini, mahkemece talep edilen ihtiyati haczin reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu, sunulan delillerle alacağın yaklaşık ispat ölçüsünü aşar şekilde kanıtlandığını, davalılardan …’nın yönetim kurulu üyesi ve müşterek imza yetkilisi olduğu dönemde yaptığı sözleşmelerle şirketi zarara uğrattığını, gerçek bir mal ve hizmet karşılığı olmayan faturaların kayıtlara işlendiğini, üçüncü kişilere kurdurulan veya mevcut şirketler üzerine aktarılan paralarla davacının zarara uğratıldığını, şirketin içinin boşaltıldığının yapılan incelemelerle belirlendiğini, davalı …’nın aynı zamanda diğer şirketin de yetkilisi olduğunu, banka kayıtlarının incelenmesi halinde dahi şirketin zarara uğratıldığının anlaşılacağını, davalı şirketten başka birçok paravan şirket kurulduğunu ve dava dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ederek, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı şirketin uğradığı zararların şirket yöneticileri ile diğer davalıdan tazmini istemine ilişkindir. Davacı, tazminat davası içinde ihtiyati haciz talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati haciz talebin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı, davalı yöneticilerin, fiktif işlemlerle şirketi zarara uğrattığını, yasa ve şirket uygulamalarına aykırı şekilde gerçek bir mal veya hizmet teslimine ilişkin olmayan sözleşmeler düzenlenerek, şirketin zarara uğratıldığını, meydana getirilen zararın şirket içi denetimle zararın belirlendiğini belirterek tazminat talep etmiştir. Bu dava içinde istenen ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince ihtiyati haciz isteminin reddi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İhtiyati haciz İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir geçici hukuki koruma kurumu olup, yargılamadan önce talep edilebileceği gibi derdest bir dava içinde de istenmesi mümkündür. Davacı alacağının, davalı yöneticinin haksız eylemlerinden kaynaklandığını ve şirketin mal varlığının fiktif işlemlerle davalı ve diğer şirketlere aktardığı iddiasına dayandırması gözetildiğinde, mahkemece yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle, sunulan deliller dikkate alınarak, İİK’nın 258. maddesi uyarınca alacağın varlığı ve miktarının yaklaşık olarak ispat edilmemesi nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Kaldı ki delillerin toplanmasından sonra, talep edilmesi halinde ilk derece mahkemesince yargılamanın her aşamasında yeniden ihtiyati haciz talebinin değerlendirilebileceği açıktır. İlk derece mahkemesinin ara karar tarihi itibariyle dosya kapsamına göre yapılan değerlendirme ışığında ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 99,20 TL karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 23.02.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.