Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/285 E. 2023/717 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/285
KARAR NO: 2023/717
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08.12.2022
NUMARASI: 2022/205 E. – 2022/1111 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı taraf arasında yapılmış protokol gereği, müvekkili tarafından davalı şirkete 926.818,00 TL cari hesap borcunun teminatı olarak 1.570.000 TL bedelli bononun verildiğini, senetteki vade kısmının boş olduğunu; davalı tarafça söz konusu bononun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından takibe konulduğunu, müvekkili tarafından cari hesap borcuna karşılık ödemeler yapıldığını, ancak ödemelerin takip dosyasına bildirilmediğini, davalı tarafça mükerrer tahsilat yapılmaya çalışıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkili aleyhine başlatılan takipten dolayı şimdilik 555.340,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 30.03.2022 tarihli dilekçesiyle HMK’nın 183. maddesi gereğince maddi hatanın düzeltilmesini talep ederek davanın harca esas değerinin sehven 10.000,00 TL olarak belirtilmişse de doğrusunun dava dilekçesindeki açıklamalar kısmındaki netice-i talepte belirttikleri üzere dava değerinin 555.340,00 TL olduğunu, harcı ihmal ettiklerini maddi hatayı bu şekilde düzelttiklerini beyan etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafın takipten sonra yapmış olduğu ödemelerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, protokol gereği alınan takibe dayanak bononun borca ilişkin olduğunu, davacı taraf iddialarının gerçeği yansıtmadığını, savunarak dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddi ile icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tarafların yargılama sırasındaki beyanlarına göre; icra takibine konu alacağa ilişkin takip sonrası dava tarihi öncesi yapılan dava konusu ödemelerin, işbu eldeki dava açıldıktan sonra alacaklı tarafça takip dosyasına bildirildiği ve bu nedenle menfi tespit davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş; davalı tarafın kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından ve bu nedenle koşulları oluşmadığından davacı tarafın tazminat istemi ile takip durdurulmadığından ve bu nedenle koşulları oluşmadığından davalı taraf tazminat isteminin ayrı ayrı reddine ilişkin…” gerekçesiyle, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, koşulları oluşmadığından tarafların tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın arabulucuk başvurusu yapılmadığından usulden reddedilmesi gerekirken konusuz kaldığına karar verildiğini, aksi halde davacı tarafın basiretli tacir olarak ödeme protokollerinde borcu kabul ettiğinden esastan reddedilmesi gerekirken konusuz kalmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, tarafların haklılık oranları üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 545.340,00 TL dava değeri gösterildiğini. müvekkilinin 180.000,00 TL bedel üzerinden haklı olan taraf olduğunu, davacı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ön inceleme tutanağı imzalanmadan taraflarınca haricen tahsil bildirimi yapıldığını, bu suretle davanın konusuz kalmasının 17.05.2022 tarihinde henüz dilekçeler teatisindeyken gerçekleştiğinden avukatlık ücret tarifesinin 6. maddesi uyarınca 1/2 vekalet ücreti hesaplanması gerekirken dava değeri üzerinden mahkemece davacının %100 haklıymış gibi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, borcun henüz infaz edilmediğini, davacının müvekkili ile imza altına alınan 23.03.2021 ve 05.03.2021 tarihli protokollerinin bulunduğunu, protokollerin mahkemeye sunulduğunu, davacının borcun tamamının ödendiğine ilişkin bir beyanının bulunmadığını, hatta borcu kabul etmiş olmasına rağmen menfi tespit talebinde bulunulduğunu, verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya ilişkin yapılan tüm ödemelerin borçlunun kendi rızası ile gönderdiği paralar olduğunu, protokolden kaynaklanan taahhütlerini yerine getirmeyen davacı için haciz işlemlerine devam edildiğini, cebri icra eylemlerine devam edildiğini, bu kapsamda da İstanbul 8 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/104 Esas sayılı dosyasında tasarrufun iptali davası açıldığını, akabinde ise davacının eldeki davayı ikame ettiğini, davacının dava dilekçesinde dahi ödediği bedel oranında borçlu olmadığının tespitini istemi içerdiğini, kısmi ödemeye ilişkin menfi tespit davası açılamayacağını, borçlunun herhangi bir istirdat talebinin de bulunmaması nedeniyle eldeki davanın tasarrufun iptali davası için bekletici mesele olabilmesi için bu davayı ikame ettiğinin ispatı olduğunu, haricen tahsil beyanlarının dosyaya bildirildiğini, görüleceği üzere 180.000,00 TL haricen tahsil bildiriminin davanın açılmasından önce 2021 yılında yapıldığını, davanın ise 2022 yılında açıldığını buna göre dava değeri olarak 545.340,00 TL 180.000,00 TL’lik kısmı için müvekkilinin haklı olduğunu, mahkemece haklılık oranının hesaplamasının yapılmadığını cevap dilekçesinde bildirildiğini, bu hususun dikkate alınmadığını, bakiye kalan 365.340,00 TL ‘nin bildiriminin ise 17.05.2022 tarihinde yani ön inceleme duruşma zaptı imzalanmadan yapıldığını buna göre vekalet ücretinin 1/2 oranında olduğunu, mahkemece davanın dayanağı olan icra dosyasının içerisindeki işlemlerin esas alınmadığını, bu anlamda dava açılmadan önce icra dosyasına bildirilen 180.000,00 TL bakımından dava açılmasında hukuki menfaatin olmadığı gibi vekalet ücretinin hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin aleyhlerine hükmedilemeyeceğini iddia ederek, ödeme taahhüdünü içeren protokoller uyarınca borçlunun borcu kabulüne karşı menfi tespit davası açmasında kötü niyetli olduğunu ,öncelikle davanın esas hakkında reddi için kararın kaldırılmasını, aksi halde davanın açılmasından 1 yıl önce 180.000,00 TL’lik tahsilat için haricen tahsil bildirimi yapıldığından davanın açıldığı tarihteki haklılık oranına göre 6. madde uyarınca vekalet ücretinin hesaplanmasını, müvekkili lehine ise 180.000,00 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini iddia ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve icra dosya borcunun ödenmesi halinde söz konusu ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından, davalı şirket tarafından davalı şirket hakkında, davalı tarafında kabulünde olduğu üzere alacağın tahsili amacıyla Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 07.03.2021 tarihinde toplam 1.597.711,49 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı şirket tarafından itiraz üzerine icra takibinin durduğu, davalı şirketin davacının borcuna karşılık olarak vermiş olduğu davacı şirketin … Bankası Alibeyköy şubesindeki çek hesabından davalı şirket adına keşide ettiği 28.02.2021 tarihli 180.000,00 TL bedelli çekin bankaya ibrazı ve 05.03.2021 tarihinde karşılıksız işlemi yapılarak bankanın ödemekle yükümlü olduğu 2.670,00 TL ödendiği, davalı alacaklı şirket tarafından bakiye 177.330,00 TL çek bedeli ile ferileri toplamı olan 198.998,00 TL alacağın tahsili amacıyla davacı şirket hakkında Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 05.03.2021 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığı, icra takip dosyasında 3. kişi Jandarma Genel Komutanlığı tarafından dosya borcu olarak 12.04.2021 tarihinde 180.000,00 TL’nin ödendiği, taraflar arasında 05.03.2021 tarihinde protokol düzenlendiği, söz konusu protokolde 05.03.2021 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirkete 926.818,00 TL çek ve kalanı cari hesap olmak üzere toplam 1.570.720,00 TL borcu olduğu hususunda anlaştıkları, iş bu borca istinaden davacı şirket tarafından davalı şirkete 05.03.2021 düzenleme tarihli 1.570.000.00 TL bedelli senedi teslim ettiği, senedin davalı şirkete ödenmesi durumunda davacının davalıya vermiş olduğu tüm çeklerin davacıya iade edileceği, senet ödenene kadar karşılıksız çıkan hiçbir çeke icra takibi yapılmayacağı hususunun belirtildiği, davalı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacı şirket tarafından davalı şirket adına 05.03.2021 düzenleme, 15.03.2021 ödeme tarihli 1.570.720,00 TL bono ve ferilerinin toplamı olan 1.581,553,33 TL alacağın tahsili amacıyla 23.03.2021 tarihinde tahsilde tekerrür olmamak ifadesine yer verilerek kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, taraf şirketler arasında 26.03.2021 tarihinde protokol düzenlendiği, protokolde alacaklı ve borçlunun Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas, Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarının tasfiyesi hakkında kaleme alındığının belirtildiği, protokolde belirtilen icra dosya numaralarına istinaden alacaklı ve borçlunun asıl alacak 1.550.000,00 TL vekalet ücreti 75.000,00 TL olarak tahsil harçları hariç olmak üzere toplamda 1.625.000,00 TL olarak anlaştıkları, alacaklı taraf vekilinin faiz dosya ferilerinde indirim yapmayı kabul taahhüt ettiğinin belirtildiği, borçlu tarafından 05.04.2021 tarihinde 75.000,00 TL, 29.04.2021 tarihinde 500.000,00 TL, 29.05.2021 tarihinde 500.000,00 TL, 29.06.2021 tarihinde 500.000,00 TL ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiği, borçlunun belirtilen tarihlerde ödeme yapamadığı takdirde dosyadan yapılmış tüm indirimleri alacaklı tarafa ödeyeceğini taahhüt ve ibra ettiği, ayrıca …’in yetkilisi olduğu borçlu şirketin tüm borcuna mal varlığı ile kefil ve sorumlu olduğunu kabul beyan ve taahhüt ettiği, alacaklı ve borçlunun ödemelerin yapılması durumunda icra dosyalarına istinaden birbirlerine geri dönemeyeceği şekilde ibra edildiğinin belirtildiği, alacaklı vekili tarafından el yazılı kısımda belirtilen tarihlerde ödeme yapılması durumunda hiçbir icra ve haciz işlemi yapılmayacağı, ayrıca Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyada tahsil harçlarının borçluya ait olduğu koşulu ile tüm banka hacizlerinin fek edeceğini taahhüt ettiğine yer verildiği, davacı şirket tarafından protokoller sonrasında davalı şirketin son olarak başlatmış olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya borcuna karşılık 21.04.2021 tarihinde 320.00,00 TL 13.08.2021 tarihinde 50.000,00 TL davalı alacaklı vekilinin hesabına ödendiğini, ancak ödemelerin icra dosyasına bildirilmediğini yine Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı şirketin iş yapmış olduğu ve alacağının bulunduğu, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından icra dosyasına ödenen 180.000,00 TL nin İstanbul … İcra Müdürlüğündeki dosya borcundan düşülmesi gerektiğini iddia ederek ödemiş olduğu toplam 555.340,00 TL tutar yönünden borçlu olmadığının tespitine dair iş bu davayı açmış olduğu, 28.03.2022 tarihli menfi tespit davasından önce davalı şirket tarafından davacı şirket ve dava dışı … hakkında İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/104 Esas sayılı dosyasında 17.02.2022 tarihinde tasarrufun iptali davasını açmış olduğu, davalı şirket vekili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sEsas sayılı dosyasına ibraz edilen 25.05.2021 tarihli dilekçeyle, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibe girilen Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına borçlu tarafından 180.000,00 TL’nin yatırıldığının belirtilerek 10 adet taşınmaz haczinin borca yeter miktarda haciz olduğu taşkın haciz olmaması için 2 adet araç için haczin kaldırılmasını talep etmiş olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirket tarafından, İstanbul … İcra Müdürlüğüne hitaben yazılan 13.04.2022 tarihli dilekçe ile davacı tarafça icra takip dosyasına ödenen bedeller açıkça belirtilmiştir. Dilekçede, Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 12.04.2021 tarihli tahsilat makbuzuyla 180.000,00 TL’nin tahsil edildiği, ayrıca dosyaya ilişkin tahsil harcı hariç ve borçluya ait olmak üzere 13.08.2021 tarihinde 50.000,00 TL 21.04.2021 tarihinde 320.000,00 TL’nin haricen tahsil edildiğinin belirtildiği, söz konusu dilekçenin iş bu dava açıldıktan yaklaşık iki hafta sonra ibraz edildiği ,dilekçenin ibraz edilmiş olduğunun davacı tarafçada kabul edildiği, davacı vekili tarafından beyan dilekçesinde ,davalı şirket tarafından tahsil edilen miktarların icra dosyasına bildirilmesi ve ödemeler düşüldükten sonra takibe devam edilmesi gerekirken dava açıldıktan sonra ve şirket zarara uğratıldıktan sonra davalı tarafın bildirim yapmak zorunda kaldığı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2020/5091 Esas,2021/2868 Karar ve 24.03.2021 tarihli kararında belirtildiği üzere, davanın muhtelif takip dosyalarındaki alacağa mahsuben yapılan ödemelerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olduğu, kural olarak ihtilaf konusu olmayan borcun ödenmiş olması nedeniyle menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamakta ise de davalı alacaklı tarafından haricen tahsil edilen miktarın ilgili takip dosyalarına bildirilmemesi nedeniyle icra muamelelerinin aynı tutar üzerinden devamı halinde borçlunun dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun belirtildiğini, davalı tarafın hiç tahsilat yapılmamış gibi icra takibinİ devam ettirdiğini, haciz yaptığını belirterek icra dosyasında borçlu olmadığının tespitini ve mükerrer ödeme halinde tahsili ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme, 22.09.2022 tarihinde ön inceleme duruşması gerçekleştirilmiştir. 08.12.2022 tarihli duruşmada davacı vekili tarafından zapta geçen beyanında, takip başlatıldıktan sonra karşı tarafa yapılan ödemeler düşülmeden takibe devam edildiğini, ödeme yapılan miktarlar göz önüne alınarak borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini, davalı tarafın dava açıldıktan sonra icra dosyasına haricen yapılan ödemeleri bildirdiğini, yapılan ve icra dosyasına bildirilmeyen bir ödeme kalmadığını, sadece çeke dayanan banka sorumluluk bedelinin bildirilmediğini belirtmiştir. Mahkemece aynı celsede herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava bedeli üzerinden davacı yararına 79.087,40 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, ayrıca davalı tarafın davanın açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan mevzuat uyarınca menfi tespit davaları zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından, davalı vekilinin bu yöne dair istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olup davacı, dava dilekçesinde derdest icra takip dosyasında haricen ödenen bedellerin bildirilmediğini iddia ederek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Yapılan inceleme ve araştırmada ve davalı vekilinin istinaf dilekçesine eklemiş olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğüne hitaben yazılan 25.05.2021 tarihli yazıdan davalı alacaklı vekili tarafından dava dilekçesinde iddia edilen 180.000,00 TL bedelin borçlu tarafından yatırılmış olduğunun beyan edildiği anlaşılmaktadır. Diğer tarafta, taraflar arasında birden fazla protokol düzenlendiği, protokol kapsamında davacı borçlu şirket tarafından davalı alacaklı şirket adına bono düzenlenerek çek keşide edildiği, davalı tarafın başlatmış olduğu takiplerin taraflar arasındaki borcun tahsiline ilişkin bulunduğu dikkate alınarak, davacı şirketin davalı tarafa haricen ödemiş olduğu bir kısım ödemelerinin dava tarihinden önce icra dosyasına bilgi verilmeyen tahsilatlarla ilgili inceleme ve araştırma yapılarak tarafların dava tarihi itibariyle haklılık durumlarının tespiti ile HMK’nın 331/1 maddesi gereğince yargılama giderlerinin takdiri gerekirken eksik inceleme sonucunda yargılama giderlerinin tamamından davalı tarafın sorumlu olduğu şeklinde kabul ile hüküm tesisi dosya kapsamına uygun düşmemiştir. HMK’nın 331.maddesinde esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderlerinin nasıl hüküm altına alınacağı düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hâkimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği belirtilmiştir. Mahkemenin bu yöne ilişkin bir değerlendirme yapmadığı anlaşılmaktadır.Kabule göre ise hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 6. maddesinde, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret başlığı altında, anlaşmazlığın davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilmesi halinde bu tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilmesi halinde ise tamamına hükmolunacağı belirtilmiştir. Somut olayda, davalı vekili tarafından haricen tahsilat bildirimine ilişkin dilekçenin icra müdürlüğüne 13.04.2022 tarihinde ibraz edildiği, mahkemece ön inceleme duruşmasının 22.09.2022 tarihinde gerçekleştirilmiş olduğu dikkate alınmaksızın davacı yararına dava değeri üzerinden nispi tarife ile belirlenen vekalet ücretinin tümüne karar verilmiş olması da isabetli görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, dava tarihi itibariyle HMK’nın 331. maddesi kapsamında davanın açıldığı an itibariyle tarafların haklılık durumlarının tespiti ile uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve delillerin hatalı değerlendirilmesi neticesinde verilen karar isabetli olmamış, bu nedenle hükmün kaldırılması gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 27.04.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.