Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/2454 E. 2023/2084 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2454
KARAR NO: 2023/2084
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2023 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2023/698 E.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ara kararda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz isteminin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı … Ticaret AŞ ile müvekkili arasında … numaralı Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalının emtialarının teminat altına alındığını, sigortalı tarafından İsviçre’de mukim … firmasından 169 kap / brüt 6.139,861 kg / net 5.842,000 kg toz kimyevi madde emtiası satın alındığını, bu emtiaların taşıma işini davalı … Sigorta’nın sigortalısı … Hizmetleri Tic. AŞ’nin üstlendiğini, fiili taşıyıcının da davalı … Tic. Ltd. Şti.olup taşımayı bu şirketin gerçekleştirdiğini, konu emtiaların, 26.07.2019 tarihinde üst taşıyıcı … Tic. AŞ’nin organizasyonuyla taşıyıcı davalı … Tic. Ltd. Şti firması tarafından temin edilen … plakalı TIR ile parsiyal olarak yüklenmek suretiyle Antwerp / Belçika’dan Dilovası’na sevk edildiğini, emtianın 31.07.2019 tarihinde … kodlu antrepoya ulaşmasını müteakip antrepo yetkililerince yapılan kontrollerde araç içindeki emtianın araç içerisinde ani fren sebebiyle ileri doğru kayarak sıkışmak suretiyle hasarlandığının tespit edildiğini, tutanak tanzim edildiğini, tutanağa araç sürücüsünün imza atmaksızın antrepodan ayrıldığını, davalı … Nakliyat’ın fiili taşıyıcı olarak, akdi taşıyıcı şirketin sigortacısı … Sigorta ise sigortacı olarak, müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı emtialarda taşıma sırasında meydana gelen zararlardan sorumlu olduğunu, hasar sonrasında, dava dışı sigortalının müvekkiline poliçe kapsamında hasarın giderilmesi maksadıyla başvuruda bulunduğunu, başvuru sonrasında hasarın niteliğinin ve büyüklüğünün tespiti bakımından alanında uzman ve bağımsız eksperler tarafından ayrıntılı ekspertiz raporu hazırlandığını, tespit edilen 108.953,66 TL’nin sigortalıya ödendiğini, bu ödeme ile davacının sigortalının haklarına halef olduğunu ve rücu şartlarının oluştuğunu, bu ödemenin rücuen tazmini amacıyla Düzce İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiş, ayrıca, davalının mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulması istenmiştir. Davalılar vekili, savunmasında özetle; … AŞ’ye husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, … AŞ sigortacı değil, müşteri ile sigorta şirketini buluşturan yalnızca aracı bir kurum olduğunu, davalı … şirketinin … şirketinin … Sigorta nezdinde … numaralı poliçenin akdedilmesinde brokerlik hizmeti verdiğini, İstanbul BAM 43. Hukuk Dairesinin, 22.10.2022 tarihli, 2020/22 Esas ve 2020/192 Karar sayılı kararının da bu yönde olduğunu, CMR Konvansiyonu madde 32/1 hükmü uyarınca işbu konvansiyon çerçevesinde gerçekleştirilen taşımalardan doğan davaların 1 yıl içerisinde açılması gerektiğini, davanın bir yıllık zamanaşımı süresi dolduktan çok sonra ikame edildiğini, CMR Konvansiyonunda taşıyıcının sorumluluğunun kusura dayalı bir sorumluluk türü olduğunu, müteakip taşımalara ilişkin CMR Konvansiyonu madde 37/1/a hükmü de kusur sorumluluğu anlayışının bir yansıması olduğunu, her ne kadar davacı tarafın ekspertiz raporunda ve dava dilekçesinde zararı ani/şiddetli frenlemeye bağlanmış ise de, somut olayda taşıyıcı ne herhangi bir trafik kazasına karışmış ne de herhangi bir para cezasına çarptırılmış olduğunu, hasarın yegane nedeninin … firmasına ait depo çalışanları tarafından yapılan hatalı yükleme ve istifleme işlemleri olduğunu, müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 23.10.2023 tarihli ara kararında; ” … İhtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesi ayrıntılarını belirttiği üzere öncelikle ileride telafisi mümkün olmayan zararların doğmasını engellemek ve müvekkili şirketin alacağının yargılama sonucu ödenmesinin güvence altına alınması adına, davalının mal varlığı üzerinde alacak miktarını karşılayacak ölçüde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiş olmakla evrak ve ekleri incelendi. İİK’nun 257/1. Maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmü bulunmakta olup; Aynı Kanunun 258. Maddesinde; “… Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” denilmektedir. Buna göre ihtiyati haciz talep eden, talebini yaklaşık ispat derecesinde ispatlamalı ve buna ilişkin belgeleri dosyaya ibraz etmesi gerekmektedir. İİK 258. maddesine göre, ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. Somut olayda, ihtiyati haciz talep eden vekili, ileride telafisi mümkün olmayan zararların doğmasını engellemek ve müvekkili şirketin alacağının yargılama sonucu ödenmesinin güvence altına alınması adına, davalının mal varlığı üzerinde alacak miktarını karşılayacak ölçüde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamında davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesi ve ekleri dikkate alındığında davacı vekilinin dava konusu ileride telafisi mümkün olmayan zararların doğmasını engellemek ve müvekkili şirketin alacağının yargılama sonucu ödenmesinin güvence altına alınması adına, davalının mal varlığı üzerinde alacak miktarını karşılayacak ölçüde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi talebinin taraf iddiaları ve dosya kapsamı dikkate alındığında davacı taleplerinin yargılamayı gerektirdiği ve yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı anlaşılmakla yerinde görülmeyen haciz isteminin reddine karar verilmiştir. (İstanbul BAM 43. Hukuk Dairesinin 2021/1403 Esas, 2021/995 Karar sayılı ilamı, Gaziantep BAM 11. HD. 2020/762 ESas 2020/559 Karar sayılı ilamı)” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini aynen tekrarla, ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, sigortalısına ödeme yapan davacı sigortacının ödediği bedelin, kusurlu olduğunu iddia ettiği davalılardan rücuen tahsili için başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine; istinaf, ihtiyati haciz isteminin reddi ara kararına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, dava dışı sigortalısı ile imzalanan nakliyat sigorta poliçesi kapsamında yurt dışında satın aldığı emtiaların davalı şirket tarafından taşınması sırasında hasara uğradığını, diğer davalının da taşıyanın sigortacısı olduğunu, alınan eksper raporu ile hasara ilişkin tutanak uyarınca emtiaya gelen hasar nedeniyle sigortalısına ödeme yaptığını, bu ödemenin davalılardan rücuen tahsili gerektiğini ileri sürerek, takip başlatmış, itiraz üzerine eldeki davayı açmış, ayrıca ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yaklaşık ispatın sağlanamadığı, alacağın varlığı ve muacceliyetinin yargılamayı gerektiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme İİK’nın 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir. İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır. Somut olayda, ihtiyati haciz talep eden tarafça alacağın varlığına dair ve ihtiyati haciz kararı verilmesini sağlayacak kanaat verici delil sunulamadığı, mevcut delillerin yaklaşık ispata yeterli olmadığı, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Zira davacının iddia ettiği gibi emtiadaki hasarın davalı şirketin yaptığı taşıma sırasında ve davalının kusuruyla meydana geldiği hususunun tespiti için esaslı yargılama yapılması, bilirkişi raporu alınması gereklidir. Bu aşamada ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında toplanacak delil durumuna göre talep edilmesi ve şartların oluşması halinde her zaman ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olduğu da nazara alındığında bu aşamada dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgeler yaklaşık ispat için yeterli kabul edilecek nitelikte olmayıp ilk derece mahkemesince verilen ara kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Buna göre davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Her ne kadar mahkemece, ”talebin yargılamayı gerektidiği ” şeklinde yasada yer almayan bir gerekçeyle talep reddedilmiş ise de karar sonucu itibariyle doğru olduğundan bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 258/3. ve HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin 23.10.2023 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.12.2023