Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/2453 E. 2023/2083 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2453
KARAR NO: 2023/2083
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2023 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2023/671 E.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ara kararda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıdan … isimli alifatik sertleştirici ürün satın aldığını, davacının ürünü satın alındıktan sonra bir kısım ürüne ait varillerin üzerine firma etiketi yapıştırmak suretiyle ürünleri orijinal varillerinde kendi müşterisi ile buluşturduğunu, bir kısım ürünün ise müvekkilinin deposunda bulunduğunu, ancak müvekkilinin müşterisi, kullanmak için varilleri açarak şeffaf bir kaba aktarım yaptığında ürünlerin şeffaf olması gerekirken açık kırmızı renk içerdiğini tespit ettiğini, müşterinin, müvekkilinden almış olduğu bu ürünün renginin şeffaf olması gerekirken, açık kırmızı olması nedeniyle ürünlerin hatalı olduğunu, bu sebeple karıştırılan boyaların renk tonlarının tutmayacağı ve renk değişikliği yaratacağını belirterek iade talep ettiğini, bu durum üzerine müvekkilinin elindeki ürünlerde de araştırma yaptığını, bazı varillerdeki ürünlerin şeffaf bazı varillerdeki ürünlerin açık kırmızı renk olduğunu tespit ettiğini, söz konusu ürün alifatik sertleştiricilerin, NCO değeri 16,0 – 16,6 olan sararmaz bir 2K sertleştirici olduğunu, hidroksil fonksiyonel akrilik reçineler ile kullanıldığını, farklı poliüretan reçine sistemlerinin tek ve çift komponentli prepolimerlerinde de izosiyanat olarak kullanıldığını, … HDI bazlı 2K sararmaz alifatik poliizosiyanat olduğunu, güneş ışığına, kimyasallara ve zorlu iklim koşullarına dayanıklı iki bileşenli poliüretan uygulamalarında sertleştirici olarak kullanıldığını, poliakrilatlar ve son kat ve plastik kaplama uygulamaları ile birlikte kullanıldığını, ürünün şeffaf renkte olması gerekirken açık kırmızı olmasının, beyaz boyalarda renk değişimine yol açtığını, vernik olarak üretimlerde ise masif ağaç uygulamalarında zemine kullanılan ahşap renklendiricilerden sonra poliüretan dolgu veya polyester dolgu kullanımı ve son olarak sararmaz poliüretan vernik kullanıldığında alttaki dekoratif görüntünün değişmesine sebebiyet verdiğini, alifatik sertleştiricinin açık kırmızı olması sadece renk sorununu oluşturmamakta olduğunu, ayrıca kırmızılığı veren bir başka kimyasal ise ileriki zamanlarda uygulanan yüzeylerde çatlama veya yüzey problemlerinin oluşması gibi riskleri oluşturacak olup söz konusu risklerin tespitinin uzun bir süreç alacağını, ara kat olarak metalik bir uygulama sonrası son kat olarak poliüratan parlak vernik uygulamalarında alttaki metalik rengin renk değişimine sebebiyet vermesi nedeniyle istenilen yüzey görüntüsü oluşmadığını, bu hususla ilgili davacının Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi 2023/28 D.İş ile tespit yaptırdığını, tespit sonucu bilirkişi tarafından “Yerinde yapılan keşifte videolar incelendiğinde görüleceği üzerine … maddesinin şeffaf renkte olmadığı, açık kırmızı, pembemsi renkte olduğu; Firma tarafından verilen “Bilgi Değerlendirme Formunda” maddenin şeffaf renkte olması gerektiği, … Boya Kalite denetimin raporunda da belirtildiği gibi maddenin hafif kırmızı renkte olduğu tanımlanmış ve uygun bulunmamıştır.” tespiti yapıldığını, TBK’nın 227. maddesi uyarınca alıcının seçimlik haklarının “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.” olarak sayıldığını, söz konu durumun bildirilmesi ve meydana gelen zararın giderilmesi için tarafımızca davalıya İzmir … Noterliğinin … yevmiye numaralı, 03/05/2023 tarihli ihtarnamesi keşide edildiğini, zararın karşılanması için 7 gün süre verildiğini, ihtarnamenin 04/05/2023 tarihinde tebliğ edilmesine karşın cevap verilmediğini, zararın giderilmediğini, müvekkilince alınan 26/01/2023 tarihli, … nolu faturada yer alan …(Alifatik Sertleştirci) ürünün, 10.000 kg’ı … Alifatik Sertleştircinin Kontrol Formu ile Ar-Ge Müdür inceleme raporu ve Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi 2023/28 D.İş dosyasında alınan bilirkişi rapor çerçevesinde kusurlu olduğu hususunda şüpheye yer olmadığını, müvekkiline satılan hatalı ürünün daha alt segment ürün olan Aromatik renkli sertleştirici olup … nolu faturada yer alan … Alifatik Sertleştirci’den daha uygun fiyatlı olduğunu, müvekkilinin birim fiyatı 7.15 Amerilan Doları değerinde olan Alifatik sertleştirici sipariş ettiğini ancak yerine satın alınma tarihinde birim fiyatı 3.60 Dolar olan aromatik renkli sertleştirici gönderildiğini müvekkilinin, gönderilen hatalı aromatik sertleştiricinin satın alma tarihi olan 16/01/2023’de değeri 36.000,00-Amerikan Doları olup, müvekkilinin Alifarik Serteştirici bedeli olarak 71.500,00- Amerikan Doları ödediğini, TBK’nın 229.maddesi kapsamında “satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme” düzenlemesi doğrultusunda müvekkilinin ayıplı ve hatalı gönderilen aromatik ürünü alıkoyup aradaki bedel farkı olan 35.500,00-Amerikan Dolarının ( 1x 27.0912 TL kur karşılığı) talep edildiğini, borçlunun dava sürecinde müvekkilinin tahsil kabiliyetine engel olmak amacıyla her an mallarını gizlemesi, kaçırması ya da kaçması ihtimali mevcut olduğundan ihtiyati haciz talep etme zorunluluğu olduğunu ileri sürerek, 35.500,00 USD’nin satın alınma tarihi olan 16.01.2023 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve ihtiyati hacze karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dava konusu ürünlerden iki farklı tip izosiyanat setleştiricinin de zikredildiği ve olayların bir birine karıştırıldığını, davacı taleplerinde tutarsızlık olduğunu, bunun da iki endüstriyel boyanın farkını bilmemesinden kaynaklandığını, davacı tarafın iddialarına alifatik izosiyanat sertleştirici ürünün ayıplı olduğu talebiyle başlayıp, müvekkilinin davacı tarafa alifatik izosiyanat sertleştirici yerine aromatik izosiyanat sertleştirici gönderdiği iddiasıyla bitirdiğini, davacının dava dilekçesinin “Sonuç ve Talep” kısmının 2.maddesinde ise yine alifatik izosiyanat setleştirici ürünün ayıplı olduğu ön kabulüyle hareket ederek başkaca sipariş etmiş oldukları aromatik izosiyanat ürünü alıkoyma ve farkı (alifatik izosiyanat ürün bedeli- aromatik izosiyanat ürün bedeli) tazmin etme gayesi içinde olduğunu, iddia edilenlerin hukuka aykırı olduğu gibi talep edilenler arasında bir mantık örüntüsü de bulunmadığını, iddia edilen ayıplı ürün … ise niçin yanlış gönderim iddiası olan ürün … alıkonularak yine ayıplı olduğu iddia edilen ürün bedelinden hesaplama yapılarak 35.500 USD tazmin edilmek istendiğini, davacının nihai tüketici olmasına rağmen dava dilekçesinde de ikrar ettiği üzere müvekkili firma distribütörlüğünde … şirketinden ithal edilen endüstriyel boya varillerinin üzerine kendi firma etiketini yapıştırmak suretiyle ticari teamüle aykırı bir şekilde kendi müşterileriyle buluşturduğunu, davacının hiçbir şekilde söz konusu ürünlerin satış hakkına sahip olmadığını, davacının kendi deposunda tuttuğu ürünlerin fiziki koşullarının, ürünlerin saklama ve muhafaza koşullarına uygun olmadığını, her bir müşterisinin depolama kriterleri konusunda da bilgi vermediğini, dava dilekçesindeki ikrar niteliğinde bulunan ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla ürünler şeffaf kaplara boşaltılmak için varillerin ağızları açıldığını, sadece bu durum dahi bilimsel koşullar yadsınarak işlem yapıldığının açık bir delili olduğunu, nitekim bu tip alifatik sertleştiriciler açılırsa en kısa sürede kullanılması, nem ve kirlilik aldığında kontamine olacağı bilinciyle depolanması ve muhafaza edilmesi gerektiğini, her açılışta inert gazı kullanılması gerektiğini, bu bilimsel süreçlerden geçirilmediğinin aşikar olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen kontrol formnun tamamen dayanaksız olduğunu, müvekkil şirketin dağıtımını yaptığı alifatik izosiyanat (…) ürün ile hem müvekkil şirket hem de davacı şirket kendi ürünlerinde ve kullanım alanlarında sertleştirici madde olarak mezkur ürünün kullanıldığını, sözü edilen ürünün kullanımlarından hem müvekkilinin hem de müvekkilinin diğer müşterilerinin ürünün kullanımından herhangi bir problem yaşamadığını, davacı şirketin bir problem yaşamadan ürünlerin bazılarının renginin pembemsi olduğu iddiasıyla işbu davayı ikame etmesinin hukuka ve ticari teamüllere aykırı olduğunu, bu halde aynı … numarası ile üretilen ve dağıtıma çıkan ürünlerle ilgili “sadece” davacının sorun yaşaması ve fakat bu sorunun müvekkil şirketten kaynaklandığı iddiası müşterek hayat tecrübelerine aykırı olmakla birlikte, hiçbir somut veriye de dayanmadığını, ürünlerin ayıplı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 17.10.2023 tarihli ara kararında; “… Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin İİK m. 257 ve devamı maddeleri dikkate alındığında, alacağın varlığının yaklaşık olarak ispatının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde; davacının ayıp nedeniyle zarara uğraması ve işbu zararı için dava açıp tespit davasında mevcut bilirkişi raporu ile de bu zararın belirtilmesi ile ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, ihtara cevap verilmediğini, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda da ayıbın tespit edildiğini, mahkeme ara kararının hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ayıplı olduğu iddia edilen mallar nedeniyle bedel indirimi ile bu miktarın iadesi istemine, istinaf ise dava sırasında verilen ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf, davalıdan satın aldığı … isimli alifatik sertleştirici ürünün ayıplı olduğunu ileri sürerek, bedel indirimi talep etmiş, ayrıca davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın yerinde olup olmadığı, somut olayda ihtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Somut olayda dava, ayıplı mal iddiasına dayanmakta olup davacı taraf delil tespiti bilirkişi raporunu, fatura ve inceleme raporunu sunmuştur. Dosya kapsamında sunulan delillerin incelenmesinde bu aşamada mevcut delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, davacının alacağını yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşılmaktadır. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında toplanacak delil durumuna göre talep edilmesi ve şartların oluşması halinde her zaman ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olduğu da nazara alındığında bu aşamada dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgeler yaklaşık ispat için yeterli kabul edilecek nitelikte değildir. Mahkemece alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğine dair ifadesi yerinde değil ise de, sonuç olarak ihtiyati haciz talebinin yasal koşulları bulunmadığından, ilk derece mahkemesinin ret kararı sonucu itibariyle doğru olup, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinden yapılan incelemede, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-İhtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.20.12.2023