Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2437
KARAR NO: 2023/2095
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28.01.2021 tarihli ek karar
NUMARASI: 2020/557 D. İş – 2020/568 Karar
DAVA: İhtiyati Hacze itiraz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati hacze itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; 19/10/2020 vade tarihli, 2.000.000,00 TL bedelli bir adet bono aslına istinaden borçluların alacaklarını ödemediğini, İİK’nın 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 27.10.2020 tarihli kararla; “…Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla, 1.876.000,00 TL. Alacak yönünden alacağın % 15 ‘ine tekabül eden 281.400,00 TL. Teminat karşılığında İİK. ‘ nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE…” karar verilmiştir. İİK’nın 265.maddesi uyarınca borçlular vekili, ihtiyati hacze itiraz etmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketten alınan bononun basılı metin halinde vade tarihi doldurulmak suretiyle ihtiyati haciz kararı elde edildiğini, senetteki ödeme tarihi dışındaki tüm yazıların basılı metin olduğunu, bir tek ödeme tarihinin el ile yazıldığını, bu durumun dahi senedin teminat senedi olduğunu ortaya koyduğunu, müvekkilinin takibe konu tutarda bir borcunun bulunmadığını, bononun teminat senedi olduğunu, alacağın muaccel olmadığını, borca avalistlik değil müteselsil kefilliğin söz konusu olduğunu beyanla Yargıtayın yerleşik içtihatları ve TTK’nın 581 ve 583. maddeleri uyarınca müvekkilleri hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, yatırılan teminatın iade edilmemesine, yargılama giderinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU EK KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 28.01.2021 tarihli ek kararıyla; “…Mahkememizce 2020/557 değişik iş ve 2020/568 karar sayılı karar ile; ihtiyati haciz isteyen .. Bank Anonim Şirketi vekilinin talebi doğrultusunda, borçlu …, … Ticaret Limited Şirketi aleyhine, 19/10/2020 vade tarihli, 2.000.000 TL bedelli bir adet bono aslına istinaden toplamda 1.876.000 TL alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İİK’nın 257. maddesinde “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yerinde veya 3.şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” hükmü yer almaktadır. İİK 265 maddesinde “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir” hükmü yer almakta olup, ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmıştır. Somut olayda süresinde borca itiraz vardır. Bono üzerinde teminat olduğuna dair bir kayıt düşülmediği ve itiraz edenin bononun teminat senedi olduğuna dair itirazı yargılamayı gerektirdiği…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hilafı hakikat beyanlar doğrultusunda alınan ihtiyati haciz kararlarına dayanak senet bedellerinin müvekkilince teminat senedi olarak teslim edildiğini, ilk derece mahkemesince senedin teminat senedi olduğuna yönelik savunma ve delilleri kapsamında bir inceleme yapılmaksızın, sunulan delilleri tartışılarak değerlendirilmeksizin soyut gerekçeler ile ihtiyati hacze itirazlarının reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olup istinaf mahkemesince inceleme doğrultusunda söz konusu kararın kaldırılması gerektiğini, Mahkemece sunulan tüm taleplere yönelik bir inceleme yapılmaksızın itirazların reddine karar verildiğini, oysa buna ilişkin tüm iddia, savunma, delilleri bir arada değerlendirilerek ihtiyati haciz kararına yönelik sunulan itirazlarına konu delillerin tartışılıp değerlendirilmesi gerektiğini, yüksek mahkeme içtihatlarının da bu yönde olduğunu, İİK’nin 265 amir hükmü uyarınca borçlu olduğu iddia edilen kişi ihtiyati haciz sebeplerinin bulunmadığını bildirerek ihtiyati haciz kararına itiraz edebildiğini, huzurdaki borcun bulunmadığından yönelik itiraz da esasen içerisinde ihtiyati haczin sebebine itirazı da barındırdığını, zira itiraza uğrayan ihtiyati haciz kararı, kambiyo senedine konu bedelin ödenmediği ve müvekkilinin mal kaçırdığına yönelik iddialardan kaynaklı olarak tesis edildiğini, dolayısıyla ihtiyati haciz talebine sebep gösterilen müvekkilinin borcunun bulunduğu ve mal kaçırdığına yönelik iddialarının da geçerlilik barındırmadığı göz önünde bulundurulduğunda; mahkemeye sunulan itirazların ihtiyati haczin sebebine itiraz teşkil ettiği açıkça ortada olduğunu, bu sebeple mahkemece haczin dayandığı sebeplere ilişkin itirazları değerlendirilmeksizin itirazı reddine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece somut olay özelinde bir değerlendirme yapılmaksızın ve savunmaları dikkate alınmaksızın oldukça soyut bir gerekçe ile teminat bedeline ilişkin itirazlarının reddedildiğini, kararın bu yönüyle de hatalı olup kaldırılması gerektiğini, takdir edileceği üzere mahkemece teminat miktarının düşük belirlenmesi, aleyhine haciz tatbik edilen kişinin haksız ihtiyati haciz nedeniyle zarar görmesine ve bu zararının tazmin edilememesine neden olabileceğini, mahkemece her ne kadar teminatın %15 oranında yasal miktar üzerinden alındığını ifade etmişse de yüksek mahkemelerin teminatın miktarına ilişkin karar verirken, somut olayın özelliklerini dikkate almanın sonucunda her bir talep için farklı nispetlerde teminat gösterilmesini araması, mahkemenin teminat miktarını belirlemek konusunda takdir yetkisinin bulunduğunu doğruladığını, Yargılama sırasında defaten borcun mevcut olmadığı, senedin teminaten verildiğine ilişkin alınan ihtiyati haciz kararlarının haksız ve hukuka aykırı olduğu ifade edilerek ilk derece mahkemesinin tesis etmiş olduğu ihtiyati haciz kararına en geniş manada itiraz edilmişse de ilk derece mahkemesince somut olay için aranması gereken teminata ilişkin bir değerlendirme yapmaksızın oldukça soyut şekilde itirazları bu yönden de reddine karar verdiğini, Netice itibarıyla ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talep edenin hilafı hakikat beyanları doğrultusunda tesis edilen ihtiyati haciz kararını kaldırılması, her halde teminatın yetersiz olması nedeniyle teminatın tamamlanmasına karar verilmesi gerekirken sunmuş oldukları tüm itirazların reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 ve devamı hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine; istinaf ise ihtiyati hacze borçlu tarafın yaptığı itirazın reddi kararına ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin kabulü kararına borçlu vekilince yapılan itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, itirazın reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme İİK’nın 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir. Öte yandan, İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve miktarı hakkında kanaate varılması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulmasıdır. İİK’nın 265/1.maddesi hükmü uyarınca ise borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Eldeki dosyada, ihtiyati haciz talep eden alacaklının 13.11.2017 düzenleme ve 19.10.2020 vade tarihli, 2000.000,00 TL bedelli senede dayanarak alacağın vadesinde ödenmemesi üzerine ihtiyati haciz talep ettiği, senette düzenleyenin borçlu şirket olup, kefil olarak …’ın imzası bulunduğu, alacaklı lehtarın ise ihtiyati haciz isteyen/alacaklı olduğu, mahkemece ihtiyati haciz isteminin taleple bağlı olarak 1.876.000,00 TL tutar üzerinden ve alacağın %15’i oranındaki teminat karşılığında kabulüne karar verildiği, bu karara borçlular vekilince yapılan itirazın reddine karar verilmesi üzerine bu ek karara karşı istinaf isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesinde; ihtiyati haciz talep eden alacaklının yukarıda belirtilen senette yer alan alacak nedeniyle ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, somut olayda ihtiyati hacze konu kambiyo senedinin bononun tüm unsurlarını taşıdığı, ihtiyati haciz talebinde bulunanın lehtar olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar borçlu tarafça senedin teminat senedi olduğu ileri sürülerek itiraz ve istinaf nedeni yapılmışsa da, ilk derce mahkemesi gerekçeli kararında ifade edildiği üzere bono üzerinde teminat olduğuna dair kayıt bulunmadığı gibi, bononun sebepten mücerret kıymetli evrak olduğu da gözetildiğinde, borçlular vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir. Borçlular vekilince teminat tutarına da itiraz edilmekle, mahkemece bu yöndeki taleplerinin dikkate alınmadığı ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesince bonoya dayalı ve taleple bağlı olarak verilen ihtiyati haciz kararının % 15 teminat karşılığı verildiği anlaşılmakla borçlular vekilinin bu konudaki istinafı da yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle ve borçlular vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair verilen ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendilerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.12.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son. maddeleri uyarınca karar kesindir.