Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/2314 E. 2023/1949 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2314
KARAR NO: 2023/1949
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2023
NUMARASI: 2023/647 E. – 2023/800 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 20/24 hissesi müvekkiline ait olan … Mahallesi … ve … parsel sayılı taşınmazda işgalci olan … İnş Ltd Şti. aleyhine ecrimisl borçlarının tahsili için İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/165 Esas ve 2023/166 Esas sayılı dosyaları ile dava açıldığını, davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşıldığını ve taraf teşkili sağlanması için mehil verildiğini, 13.10.2021 tarihli karar ile şirketin tasfiyesine karar verildiğini ve tasfiyenin 31.08.2021 tarihinde ilan edilerek kapatıldığını ileri sürerek, ticaret sicilinden terkin edilen … Ltd Şti’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… dava tüzel kişiliğin ihyası davası olup, davada ticaret sicil memurluğu ve şirketin tasfiye memuru davalı olarak gösterilmeli, davaya onların huzurunda bakılmalıdır. Davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinde şirketin tasfiye sonucu terkine dildiği bildirilmiş, dilekçe ekinde sunduğu İTO ve ticaret sicil kayıtlarında da tasfiye memuru adını sunmuş ise de tasfiye memurunu taraf olarak göstermemiştir. Dava dilekçesinde sadece İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü hasım olarak gösterildiği… ” gerekçesiyle usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin paydaşı olduğu iki adet taşınmazda işgalci olan … ltd.Şti. aleyhine 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/165 E. ve 2023/166 E., sayılı dosyaları ile açılan ecrimisil davalarında taraf teşkilinin sağlanması için şirketlerin ihyasınının istenildiğini, şirketin terkin öncesi yerleşim yeri mahkemesinde dava açıldığını, sicil kayıtlarından, şirketin 13.08.2021 tarihinde İstanbul … Noterliğinin … sayılı işlemi ile tasdikli 01.08.2021 tarihli 10 sayılı genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği ve tasfiye kararının 31.08.2021 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil edildiğini, 15.12.2022 tarihli 11 sayılı genel kurul kararı ile terkin edilen şirketin bu kararının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünce 30.12.2022 tarihinde tescil edildiğini, mahkemece ihya davası için süre verildiğinde, tasfiye memurunun sorumluluğunun devam edip etmediği ile bu davaya dahil edilmesi gerektiği hususunun bilinmesi mümkün olmadığından husumetin sadece İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yöneltildiğini, bu nedenle mahkemece tasfiye memurunun davaya dahil edilmesi için herhangi bir süre verilmeden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın kaldırılarak ilgili dönemde tasfiye memuru olan …’in davaya dahil edilmesi için süre verilerek davanın kabulü gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın usulden reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547.maddesi uyarınca terkin edilen dava dışı … Ltd.Şti.’nin sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir.Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin yeniden ihyasının sağlanması amacıyla 6102 sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörülmüştür. Buna göre, tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK’nın 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Örneğin şirkete ait bir malvarlığının bulunması veya devam eden bir dava bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bir diğer yol ise TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketlerin yeniden tescilidir. Buna göre asgari sermaye miktarına ulaşmayan, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin re’sen kayıtlardan terkini halinde şirketin faal olması ve gerekli bazı koşulların da gerçekleşmesi halinde tekrar sicile kaydı mümkündür. İhya davasının somut olayda olduğu gibi TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Bu davada sicil müdürlüğü ile son tasfiye memuru zorunlu dava arkadaşıdır. Davacı tarafından davada davalı olarak gösterilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün bu davada husumet ehliyeti bulunmaktadır. Dava dilekçesinde sözü edilen tasfiye memurunun da sicil müdürlüğü ile birlikte zorunlu dava arkadaşı olması nedeniyle, tasfiye memuruna karşı dava açılması için davacıya süre verilmesi, dava açıldığı takdirde her iki davanın birleştirilerek işlem yapılması gerekir. Mahkemece belirtilen şekilde işlem yapılmadan zorunlu dava arkadaşlarının birisi yönünden açılan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, işin esası incelermeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle: 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.11.2023