Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/2274 E. 2023/1939 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2274
KARAR NO: 2023/1939
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21.08.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/575 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine dair 18.08.2023 tarihli ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır eczacı ve optik ticareti ile uğraştığını, şirket yetkilisi …’in … markası için çalıştığını bildiği …’dan ihracata dayalı optik lens alım satımı için teklif aldığını, teklifin …’un ısrarcı tutumuyla kabul edildiğini, müvekkilince bu iş için … ve onun aracılığıyla …, …, … İnş. Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti’ne yaklaşık 2.287.500 TL ödemesine rağmen ürünlerin teslim edilmediğini, ticari ilişki kapsamında yedi adet çekin …’ın yönlendirmesiyle verildiğini, bir kısım çeklerin ödenmesine rağmen bir kısım çeklerin ise ödeme gününün gelmemesi nedeniyle ödenmediğini, anılan kişi ile birlikte hareket ettikleri kişilerin müvekkili şirket ve yetkilisinin iradesini sakatlayarak çekleri aldıklarını ve çekler karşılığı ürün teslim edilmemesi nedeniyle çeklerin bedelsiz olduğunu, müvekkilinin dolandırılmaya çalışılması nedeniyle 14.07.2023 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığında suç duyurusunda bulunulduğunu, olaya karışan kişilerin sayıca çokluğu ve bu kişilerin tutumu dikkate alındığında …’ın diğer kişilerle birlikte hareket ederek bu kişileri ve şirketi dolandırıcılık faaliyetinde kullanarak sahte fatura düzenlendiğinin düşünüldüğünü, dolandırılan müvekkilinin ekonomik yapısının sarsıldığını, davalıya verilen … seri nolu 20.08.2023 keşide tarihli 250.000 TL bedelli bedelsiz çekin vadesinin yaklaştığı ileri sürülerek, çekin ödemesinin ve karşılıksız işleme tabi tutulmasının tedbiren durdurulması ve çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın açıldığı tarih itibariyle henüz davalı cevap vermeden ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 21.08.2023 tarihli ara kararında; HMK’nın 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için ihtiyati tedbirin sebebinin yaklaşık olarak ispatlanması gerektiği, dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesinin kararının İİK’nın 72.maddesine aykırı olduğunu, …’ın, müvekkilini optik lens ticaretine ikna ettiğini, müvekkilinin … ve arkadaşlarının yönlendirmesiyle yedi adet çek düzenlediğini, dolandırıcılık konusu yedi adet çekin üç tanesinin davalı şirkete verildiğini, müvekkiline talep edilen emtialar yerine mandal gönderildiğini, menfi tespit davası ile birlikte talep edilen ihtiyati tedbirin kabulü gerektiğini, tüm çeklerin dolandırıcılık amacıyla alındığını ve karşılığında mandal dışında herhangi bir emtia gönderilmediğini, bu mandalların da fotoğraflarının çekilerek istinaf başvuru dilekçesinin eklendiğini, mahkemelerce müvekkilinin talebinin ticari ilişki kapsamında değerlendirildiğini ve dolandırıcılık faaliyetinin görmezden gelindiğini, müvekkilinin çek lehtarı ve diğer kişilerce 2.287.500 TL dolandırıldığının, çeklerdeki ciro silsilesinden dahi dolandırıcılığın anlaşılabileceğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkin olup, yargıla sırasında davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından, süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 72. maddesinde menfi tespit ve istirdat davaları düzenlenmiştir. Davacının talebi İİK’nın 72/2. maddesi kapsamında olup, anılan maddede, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında bakan mahkeme talep üzerine alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir talebi verebileceği düzenlenmiştir.HMK’nın 389/1.maddesi, ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü, 390/3.maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü, 391/1.maddesi ise ”Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” hükmünü içermektedir.Dava dilekçesinin UYAP’daki ekinde beş adet ek bulunduğu bunların iki adetinin firma sicil bilgileri, bir adetinin cumhuriyet savcılığına sunulan şikayet dilekçesi, diğerlerinin ise düzenlenen çeklerin suretlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde, davacı şirket ve yetkilisinin dava dışı … tarafından optik lens ticaret yapılması ikna edildiği, bu kişi ile dava dilekçesinde sayılan kişilerin birlikte hareket ederek, davacı ve yetkilisinin iradesini sakatlayarak, aralarında dava konusu çekin de bulunduğu 7 adet çek aldıkları, alınan çekler karşılığı emtia teslim edilmediği ve dava tarihinden süre önce dolandırıcılık eylemi nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu ileri sürülmüştür. Dava 18.08.2023 tarihinde açılmış olup, bu tarihten kısa bir süre önce 14.07.2023 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğu belirtilmiş olup, ara karar tarihi itibariyle soruşturmada aşama kaydedildiği, istinaf başvurusunda da ileri sürülmemiştir. Mahkemece davanın açıldığı tarih itibariyle dava dilekçesine ekli belgelerle sınırlı olarak tedbir talebi değerlendirilmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Somut olayda davacı, dava konusu çekin gerçek bir ticari ilişki kapsamında alınmadığını ve dolandırıcılık suretiyle elde edildiğini ileri sürerek, çekin ibrazının ve takibe konulmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Çekin kural olarak sebepten mücerret ödeme aracı olması ve davacı iddialarının ara karar tarihi itibariyle yaklaşık olarak ispat edilmemesi karşısında, ilk derece mahkemesince davacının tedbir talebinin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Yargılamanın ilerleyen aşamasında, yeni delillerin sunulması ve ceza soruşturması veya yargılamasındaki tespitlere göre talep edilmesi halinde ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi her zaman mümkündür. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin 21.08.2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendinin üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 30.11.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.