Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/2244 E. 2023/1947 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2244
KARAR NO: 2023/1947
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2022
NUMARASI: 2022/156 E. – 2022/1233 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Hasımsız açılan zayi belgesi verilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin fabrika binası için Malatya İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından 30.12.2021 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbir kararına itiraz edildiğini ve 14.01.2021 tarihli ara karar ile tedbirin kaldırılmasına karar verildiğini, tedbir kararının kaldırılmasından sonra fabrikasının teslim alınması için 24.01.2021 tarihinde icra memurları eşliğinde fabrikaya gidildiğini, icra memurlarının fabrika içerisinde bulunanları tahliye ederek anahtarlarını kimseye teslim etmediğini, icra dairesinin anahtarların kime teslim edileceğine ilişkin yaptıkları yazışma sonunda müvekkiline teslim ettiğini, müvekkilinin 28.01.2021 tarihinde fabrikaya gittiğini ve çalınan makine parçaları için suç duyurusunda bulunulduğunu, ayrıca ofis katında bulunan müvekkili şirkete ait ticari defter ve belgelerin yakıldığının da belirlendiğini, ticari işletmede bulunan tüm ticari defterlerin zayi olduğunu ileri sürerek, 2020 yılı ve öncesine ait tüm ticari belgeler için zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…6102 Sayılı Kanunun 82/7. Maddesi ‘Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.’ hükmünü düzenlemiştir. Davacı şirket yetkilisi talep konusu defterlerin 28/01/2021 tarihinde zayi olduğunun öğrenildiğini iddia etmiştir. 6102 sayılı kanunun 82/7. Maddesi gereğince tacirin ziyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde talepte bulunması gerekli olup, davanın 14/02/2022 tarihinde açıldığı, ayrıca Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/10619 soruşturma numaralı dosyasında ise suç tarihinin 22/01/2022 tarihi olduğu, her iki tarih de dikkate alındığında hak düşürücü sürenin geçirildiği anlaşıldığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle…” gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin tespitinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinde öğrenme tarihinin 28.01.2021 olarak belirtilmesine rağmen, olayın anlatılış şekline göre maddi hata yapıldığının anlaşılacağını, öğrenme tarihinin 28.01.2021 değil 28.01.2022 tarihi olduğunu, bu tarihe 15 günlük hak düşürücü süre eklendiğinde 12.02.2022 tarihinin Cumartesi gününe denk geldiğini ve dava açma süresinin 14.02.2022 Pazartesi gününe uzayacağını ve davanın bu tarihte açılması nedeniyle süresinde olduğunu; Hak düşürücü süre yönünden Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/10619 soruşturma numaralı dosyasındaki suç tarihinin ( 22.01.2022 ) esas alması hatalı olduğunu, suçun gerçekleştiği tarihte müvekkilinin suçu veya zayi durumun öğrenmediğini, Malatya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/2145 Esas sayılı dosyasındaki kiracılığın tespiti davasında verilen 24.12.2021 tarihli tedbir kararının 30.12.2021 tarihinde icra edildiğini, bu işlem sonrası müvekkilinin fabrika binasına giremediğini, tedbirle taşınmazı teslim alanların içeride ne yaptıklarının ancak tedbirin kaldırılmasından sonra öğrenildiğini, defterlerin zayi olduğunun teslim sonrası öğrenilmesi nedeniyle hak düşürücü süre yönünden suç tarihinin hükme esas alınmasının yasaya aykırı olduğunu, sürenin başlamasında olay tarihinin değil öğrenme tarihinin esas alınması gerektiğinin Yargıtay kararları ile kabul edildiğini; Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle, talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.” Saklama süresi on yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8). Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren bir ay içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7). Mahkemece dava için öngörülen hak düşürücü süre onbeş gün olarak kabul edilmiş ise de 05.07.2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7417 sayılı Kanun’un 55.maddesi ile TTK’nın 82/7.maddesindeki süre bir aya çıkarılmıştır. Davacı, ticaret şirketi olup tacirdir. Zayi olduğu talep edilen ticari defterler ile faturalar saklanması zorunlu olan belgelerdendir. Bunun dışındaki belgelerin ise mahkemece davacıya açıklatılarak zayi belgesi verilmesi gereken belgelerden olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Mahkemece HMK’nın 31.maddesine göre davacıdan açıklama istenerek, zayi olduğu ileri sürülen her bir ticari defter ve belgenin açıklattırılması ve belgelerin basım veya tasdikine ilişkin bilgilerin istenerek gerekli araştırmaların yapılması gerekmektedir. Yasal düzenlemede açıklandığı üzere davanın bir aylık süre içinde açılması gerekir. TTK’nın 82/7. Maddesinde düzenlenen zayi belgesi verilmesi için başvuru süresi hak düşürücü süre olup bu süre içinde başvuru yapılması zorunludur. Ancak hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı konusunda mahkemece gerekli incelemeler yapılmamış, dava dilekçesindeki bir kısım açıklamalardaki maddi hatalar dikkate alınmadan ve HMK’nın 31 .maddesine göre açıklama istenerek uyuşmazlık aydınlatılmadan karar verilmesi hatalı olmuştur. Dava dilekçesindeki anlatımlar ve buna ilişkin Malatya 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/2145 Esas sayılı dosyası ve Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/1536 soruşturma sayılı dosyasından olayların 2022 yılı Ocak ayında gerçekleştiği anlaşılmasına rağmen, mahkemece dava dilekçesindeki maddi hata açıklatılmadan zayi olayının 2021 yılı Ocak ayında gerçekleştiğinin kabulü isabetsizdir. Malatya 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/2145 Esas sayılı dosyasının dava tarihi dosyadaki belgelere göre 22.12.2021 tarihidir. Bu davada davacı …, davalı ise dosyamızdaki davalı şirket olup, kiracılık sıfatının tespiti talep edilmiştir. Bu mahkemece 24.12.2021 tarihli tensip ara kararının 9. maddesi ile Malatya 2.Organize Sanayi Bölgesi …Cadde No:.. te bunan iş yeri ile ilgili olarak tedbir kararı verilmiştir. Mahkeme itiraz üzerine 14.01.2022 tarihli duruşmada tedbir ara kararını kaldırmıştır. Ancak bu süre içinde tedbirin infaz edildiği ve davacıya ait ticari defterlerin fabrika binasından alınarak zayi edildiği ileri sürülmektedir. Bu nudunla mahkemece maddi olayın davacıya açıklattırılarak kayıtlarla denetlenmesi ve buna göre belgelerin zayi olduğu tarihin tespiti gerekmektedir. Öte yandan Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/1536 soruşturma sayılı dosyasında, da davacı şirket yetkilisince … hakkında fabrika binasındaki bazı belgelerin yakılması nedeni ile şikayetçi olmuş ve 24.01.2022 tarihinde şikayetçinin ifadesi alınmıştır. Sanık ifadesinde ise bir kısım evrakların akıldığını, ancak bu davacı şirket yetkilisinin kendisine fabrikayı kiraladığı zaman kıymetli belgelerini aldığını beyan etmiştir. Bu durumda, mahkemece davacının, belgelerinin zayi olduğunu tam olarak öğrendiği tarihin dosyadaki belgeler de dikkate alınarak, davanın bir aylık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi gerekirken, öğrenme tarihi tam olarak tespit edilmeden ve dava dilekçesindeki tarihler ile dosyadaki deliller arasındaki maddi hata veya farklılıklar aydınlatılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemeseine gönderilmesi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince yatıranlara iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.30.11.2023