Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/2135 E. 2023/1755 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2135
KARAR NO: 2023/1755
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18.08.2023 tarihli ara karar
NUMARASI: 2023/416 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir ara kararına itirazının reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 04.11.2020 tarihinde imzalanan beş yıl süreli akaryakıt ve otogaz bayilik sözleşmesi gereğince müvekkili şirket tarafından akaryakıt istasyonu nitelikli taşınmazda davalı şirketten alınan akaryakıt ürünlerinin satışının yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, sözleşmelerin teminatı olarak davalı şirkete 24.06.2022 tarihli 3.000.000,00 TL teminat mektubunun teslim edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 03.07.2023 tarihli fesih ihtarnamesi ile feshedildiğini, davalı şirketin taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini, sözleşmenin devamının çekilmez hale gelmesi nedeniyle feshedildiğini, davalı şirketin teminat mektuplarına nakde çevirme baskı ve tehdidi ile müvekkili şirketi sözleşmeyi uygulamaya zorladığını, baskı yaptığını, teminat mektubunun nakde çevrilmesi halinde bankalar ve kredi kurumları nezdinde kredibilitesinin bozulacağını, bu durumun ise finansal yapının bozulması sonucunda şirketin ekonomik olarak mahvına sebep olacağını iddia ederek, teminat mektubunun teminatsız veya uygun görülecek bir teminat karşılığında ödenmesinin HMK 389 maddesi gereğince tedbiren durdurulmasını ve teminat mektubunun bedelsiz kaldığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davadan önce zorunlu arabuluculuk dava şartının sağlanmamış olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz üzerinde kurulan istasyonun müvekkili şirketin bayisi sıfatı ile işletilmesine yönelik olarak sözleşme ile bayilik ilişkisinin kurulduğunu, sözleşmenin sona erme tarihinin 05.11.2025 olduğunu, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki üzerine düşen edimlerin tamamını yerine getirdiğini, buna rağmen davacının sözleşmeyi haksız şekilde feshettiğini, iddiaların tamamının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının fesih nedeninin bir başka akaryakıt dağıtım şirketi ile anlaşma yapma arzusunda olmasından kaynaklandığını, iddiaların tümünün haksız olduğunu, davacının haksız fesih nedeniyle ciddi zararlara sebebiyet verdiğini, teminat mektubunun paraya çevrilmemesi bakımından verilen tedbir kararının da zararı artıracağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 14.07.2023 tarihli ara karar ile; “…. İhtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartlarında biri, ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi,gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir. (Pekcanıtez, Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Dayanılan sözleşme ve sözleşme kapsamındaki teminat mektubu ile sunulan belgeler uyarınca yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu anlaşılmakla tedbir talep edenin ileride telafisi güç zararlarının önlenmesi adına mahkememizce takdiren tedbiren paraya çevrilmesinin önlenmesi talep olunan teminat mektubunun miktarı göz önüne alınarak tedbire konu teminat mektubu miktarı olan 3.000.000,00.-TL üzerinden %15 teminatı davacının yatırması kaydıyla tedbir talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebin kabulü ile ihtiyati tedbir isteyen vekilinin ihtiyati tedbir talebinin tedbir konusu teminat mektubu miktarı olan 3.000.000,00.-TL üzerinden %15’i olan 450.000‬,00 TL teminatın davacı tarafça nakit veya kesin ve süresiz banka teminatı olarak yatırılması kaydıyla, davaya konu … Bankası Beykent/İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen 24/06/2022 tarihli .. sayılı 3.000.000,00.-TL bedelli teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesi bakımından HMK’nın 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili, 20/07/2023 tarihli talep dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde beyan edilen hususlar dikkate alınarak Teminat Mektubunun paraya çevrilmemesine yönelik İhtiyati Tedbir Kararı verilmişse de davacının belirtmiş olduğu hususların gerçeği yansıtmamakta olup verilen kararın ve davacının iddialarının taraflarından kabulünün mümkün olmadığını, bilindiği üzere ihtiyati tedbir düzenlemesinin HMK’nın 389. maddesinde düzenlendiğini, öte yandan davacı tarafın işbu mahkemede görülmekte olan davayı ikame etmeden önce İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/227 Değişik İş sayılı dosyasında teminat mektubunun paraya çevrilmemesine ilişkin talepte bulunduğunu, ancak bu talebinin mahkemece reddedildiğini, her ne kadar mahkemece davacının tedbir talebi kabul edilmiş olsa da davacı tarafın, taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesine ilişkin iddia etmiş olduğu hususlar bakımından “yaklaşık ispat” kanaatini oluşturacak nitelikte somut delilleri sunmadığını, sözleşmenin feshedilmesinin haklı olup olmadığı hususunun uzman bilirkişilerce yapılacak inceleme neticesinde belirlenebilecek olup davacı tarafın sunmuş olduğu belgelerin haklılığını göstermediğini, yine bununla birlikte davacı tarafın her ne kadar müvekkili şirketin, Teminat Mektubunu nakde çevirme baskısı ve tehdidi ile … Petrol’ü sözleşmeleri uygulamaya cebrettiğini beyan etmiş olsa da dosya kapsamında bunu ispatlayacak nitelikte elektronik posta, ihtarname vb. gibi evraklar da yer almadığı düşünüldüğünde tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı nitelikte olduğunu, nitekim somut uyuşmazlıkla birebir örtüşmekte olan ve yerel mahkemenin ihtiyati tedbir kararını kabul ettiğine yönelik kararının, istinaf incelemesi neticesinde kaldırıldığını ve itirazı kabul ettiği kararlarda da açıkça “yaklaşık ispat olgusunun” sağlanması gerektiği ve burada aranacak olan yaklaşık ispat seviyesinin yüksek bir seviye olduğunun belirtildiğini beyanla, davacı … Petrol’ün ihtiyati tedbir talebinin kabulünün müvekkili şirket bakımından haksız ve telafisi güç sonuçlar doğurabilecek olması ve yaklaşık ispat olgusunun sağlanmadığı göz önüne alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine, mahkemenin aksi kanaatte olunması halinde ise HMK’nın 395. maddesi gereğince belirlenecek olan teminat miktarının tarafından depo edilmesi ertesinde tedbir kararının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbire itirazı değerlendirdiği 18.08.2023 tarihli ek kararında; “… HMK 389 ve devamı maddelerine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir. Tüm dosya kapsamı ve mahkememizce verilen tedbir kararına itiraz dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde, teminat mektubunun nakde çevrilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama sonucunda belirlenecek olup, taraflar arasında menfaat dengesi gözetildiğinde yargılamaya muhtaç bir hal mevcut olduğundan telafisi imkansız zararların doğma ihtimali de dikkate alınarak mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararı usul ve yasaya uygun görülmekle… ” ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin itirazın reddine karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF BAŞVURU NEDENLERİ İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin ek kararı tekrar edilerek, HMK’nın 395. maddesi gereğince teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına yer verildiğini, tedbir kararına itiraz dilekçesinde yer verilen kanun maddesi gereğince teminat tutarlarının yatırılması halinde tedbir kararının kaldırılmasının talep edildiğini, mahkemeye sunulan talepte karşı tarafın yatırmış olduğu 450.000,00 TL teminatın, bu talebin uygun bulunmaması halinde resen belirlenecek olan teminatın ve bu talebin uygun bulunmaması halinde ise teminat mektubu bedelinin tamamı kadar teminatın mahkeme veznesine depo edilmesiyle tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesinin talep edildiğini, mahkemenin herhangi bir gerekçe göstermeksizin taleplerini reddettiğini, tedbire konu olan 24.06.2022 tarihli ve vadeli mektubun süreli olup süresinin daha sonradan uzatılmış olması nedeniyle 26.09.2023 tarihine kadar yürürlükte olduğunu, bu açıdan mektubun süresi geçtikten sonra hüküm ifade etmeyeceğini, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediğini, davanın fesih ihtarnamesinin keşide edilmesinden 4 gün sonra ve ihtarnamenin müvekkili şirkete tebliğ dahi edilmeden açıldığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının asıl amacının başka bir akaryakıt şirketi ile anlaşma yapma arzusunda olmasından kaynaklandığını, davacının 11.07.2023 tarihinde sözleşme yaptığını, lisansını almış olduğunun görüleceğini, mahkeme kararında muhalefet şerhinin bulunduğunu, davacının iddialarının soyut olup reddi gerektiğini iddia ederek, 18.08.2023 tarihli ara kararın kaldırılmasını ve itirazın kabulü ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, esas dava içinde, HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca, teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbire ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbire itirazın reddine dair ara karar verilmiş; ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine dair verilen ara karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile davalı arasında 04.11.2020 tarihinde bayilik sözleşmesi düzenlenmiştir. Sözleşme kapsamında davacı bayi, İstanbul/Kağıthane ilçesindeki … parselde kayıtlı akaryakıt istasyonunda davalıya ait akaryakıt ürünlerini beş yıl süreyle münhasıran satımını yüklenmiştir. Sözleşmelerin teminatı olmak üzere davacı tarafından 24.06.2022 tarihli 3.000.000,00 TL bedelli … Bankası Beykent İstanbul şubesi tarafından düzenlenen 26.09.2022 tarihine kadar geçerli kesin teminat mektubu verilmiş, mektubun vadesi 26.09.2023 tarihine kadar bankaca uzatılmıştır. Davacı yan, davalının sözleşmeye aykırı eylemleri iddiası ile Karşıyaka … Noterliğinin 03.07.2023 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmeyi feshetmiştir. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmeleri kapsamında davalı lehine verildiği belirtilen talebe konu teminat mektubunun kesin ve süreli olduğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf davanın esası yöünden haklılığını yaklaşık olarak ispatlamalıdır. Mahkemece talep üzerine yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği belirlenerek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup, tedbirin kaldırılması halinde davacının muhtemel hakkının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, yargılamaya göre mektup lehdarının haksız ödeme talebinde bulunması halinde davacı yönünden telafisi zor zararların doğabileceğine ilişkin gerekçe ile tedbire yönelik itirazın reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir geçici hukuki korumalardandır. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında davalı lehine verildiği ileri sürülen talebe konu teminat mektubunun kesin teminat mektubu olduğu anlaşılmaktadır. Banka teminat mektubu, bizzat lehtarın veya üçüncü bir kişinin verdiği kontrgaranti karşılığında bankanın muhataba karşı, belli bir paranın, muhatabın ilk yazılı talebi üzerine ödemesi hakkındaki taahhüdüdür. Buna göre, lehtarın muhataba olan borçlarının yerine getirilmemesi hâlinde bankanın bağımsız olarak yüklendiği bir borçtur. Bankanın bu borcu, üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olup üçüncü kişinin (lehtarın) borcunu yerine getirmemesi hâlinde, hatta yerine getirilmediğinin muhatap tarafından beyan edilmesi hâlinde, salt bu soyut beyan üzerine mektup bedelinin ödenmesi yükümlülüğünü doğurur. Bu nedenle de bankanın borcunun, lehtarın muhatap ile olan borç ilişkisinden bağımsız ve asli bir niteliğinin olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte, muhatapla lehtar arasındaki uyuşmazlıkta, teminat mektubunun banka tarafından ödenmesinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir talep edilebilir. Böyle bir talep hâlinde mahkemece, HMK’nın 391/3. maddesi uyarınca yaklaşık ispatın aranması gerekir. Ancak teminat mektubunun yukarıda açıklanan özelliği nedeniyle, burada aranacak yaklaşık ispat, seviyesi yükseltilmiş bir yaklaşık ispat olmalıdır (Müjgan TUNÇ YÜCEL, “Banka Teminat Mektuplarının İhtiyati Tedbire Konu Olması Üzerine Medeni Usul Hukuku Bakış Açısından Bir İnceleme”, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C:8, S: 107-108, Temmuz- Ağustos 2013, s.9-18). Somut olayda, tedbir talep eden tarafından davalıya karşı sözleşmede yükümlendiği edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirilip getirilmediği, bu surette teminat mektuplarının karşılıksız kalıp kalmadığı yargılama sonucu belirlenebileceğinden ve davacının bu iddiaları yönünden yaklaşık ispatın dosyada mevcut delil durumuna göre gerçekleşmediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin tedbirin kabulüne ilişkin kararında ve itirazın reddi kararında isabet bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kabule göre ise davalı tarafın tedbire itiraz dilekçesinde ileri sürmüş olduğu HMK’nın 395. maddesinin değerlendirilmemiş olması da isabetli görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 ve 394/son maddeleri uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ihtiyati tedbire vaki itirazın reddine dair ek kararının kaldırılarak itirazın kabulüne ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2 ve 394/son maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati tedbire itirazın reddine dair verdiği 18.08.2023 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, ihtiyati tedbire itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-HMK’nın 394/4. maddesi uyarınca, davalı vekilinin ihtiyati tedbire vaki itirazları haklı görüldüğünden, ihtiyati tedbire itirazın kabulüne, ilk derece mahkemesinin 14.07.2023 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, 2-Davalı tarafından yatırılan 738,00 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 269,85 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, 3-Davalı tarafından harcanan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2.ve 394/son maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.11.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.