Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/210 E. 2023/237 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/210
KARAR NO: 2023/237
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ:06.12.2022 Tarihli ara karar.
NUMARASI: 2020/230 Esas
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın reddine dair ara karar ile ilk derece mahkemesinin 21.12.2022 tarihli iki ayrı ara kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, talep dilekçesinde özetle; İİK’nın 257. maddesindeki şartlara uygun olarak rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para alacağına dayandığından ve tüm bilirkişi raporları müvekkilinin alacağının varlığını ve likit olduğunu teyit ettiğinden müvekkilinin alacağını tahsil imkanının yargılama sonunda ortadan kalkmasının önlenmesi için, müvekkilinin alacağını karşılar miktarda davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının teminatsız olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU ARA KARARLARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği 18.11.2022 tarihli ara kararla; “…İİK’nın 257. maddesi; ”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yerinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu takiplerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizleme, kaçırma veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebilir.” hükmünü içermektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak ispatlanması gerekmez, bir kısım deliller mevcudu durumunda, yaklaşık ispat halinde de ihtiyati haciz kararı verilebilir. Somut talep açısından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kanaatine varılmakla ihtiyati haciz talebinin kabulü ile davalı adına kayıtlı olan taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacaklar üzerine dava konusu miktar ile sınırlı olmak üzere dava değeri üzerinden %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz konulması…” gerektiği, gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne, yukarıda yazılı davacı lehine, dava değeri olan 215.271,90 TL’nin %15’i (32.290,78 TL) oranında teminat yatırılması kaydı ile borçlu adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklamın davalı adına kayıtlı olması koşulu ile ihtiyaten haczine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davalı vekilince İİK’nın 265.maddesi uyarınca itiraz edilmiştir. İtirazı duruşmalı olarak inceleyen ilk derece mahkemesi, istinafa konu 06.12.2022 tarihli ara kararla, itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Ayrıca ilk derce mahkemesince 21.12.2022 tarihli ara karar ile “Mahkemece konulan ihtiyati haczin hükümsüz kalması nedeniyle kaldırılmasına” karar verilmiş, aynı tarihli diğer bir ara karar ile ” … İhtiyati haczin kaldırılarak İstanbul … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile başlatılan ihtiyati haciz dosyasına 29.11.2022 yatırılan nakti teminat üzeninden İHİYATİ HACZİN DEVAMINA” karar verilmiş, davalı vekilince iş bu iki ayrı ara karara karşı da istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Somut olayda davacının iddia ettiği alacağın vadesinin henüz gelmediği, alacaklar için ihtiyati haciz şartlarını gösteren İİK’nın 257. maddedeki şartların oluşmadığını, ayrıca teminatın da yetersiz olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine yönelik istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekilince ilk derce mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddinden sonra 21.12.2022 tarihli yukarıda özetlenen ara kararlarına karşı da ayrıca istinaf başvurusunda bulunmuş olup istinafında özetle; aynı tarihli ara kararda önce ihtiyati haciz kararının hükümsüz kalması nedeniyle kaldırılmasına karar verilmiş olmasına rağmen, yine aynı gün diğer ara karar ile ihtiyat haczin icra dosyasına yatırılan nakit teminat üzerinde devamına karar verilmesinin anlaşılamadığını, kaldırıldığına karar verilen ihtiyati haczin teminat üzerinde devamına karar verilmesinin doğru olmadığını, bu nedenle iş bu ara kararların da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, anılan ara kararların kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, esas dava içinde verilen ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın reddine dair 06.12.2022 tarihli ara karar ile ilk derece mahkemesinin 21.12.2022 tarihli iki ayrı ara kararının istinafına ilişkindir.İlk derce mahkemesince davacının talebi üzerine 18.11.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz kararı verildiği, davalı vekilinin itirazı üzerine 06.12.2022 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verildiği, sonrasında 21.12.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haczin hükümsüz kaldığı gerekçesiyle kaldırılmasına karar verildiği, aynı 21.12.2022 tarihli diğer ara kararı ile icra dosyasına yatırılan teminat üzerinden ihtiyati haczin devamına karar verildiği, davalı vekilince tüm bu ara kararlara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesinin verdiği ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın reddine dair 06.12.2022 tarihli ara kararında “İİK 72/3 maddesi” dayanak gösterilerek ihtiyati hacze yöneltilen itirazın reddedildiği anlaşılmaktadır. İİK’nın 72/3 maddesi menfi tespit istemli açılan davalar bakımından ihtiyati tedbiri düzenleyen yasa maddesi olup, somut uyuşmazlıkta ihtiyati hacze itiraz uyuşmazlıkları konusunda uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Buna göre ilk derece mahkemesince olayda uygulama yeri bulunmayan İİK’nın 72. maddesi dayanak gösterilerek ihtiyati hacze yöneltilen itirazın reddi kararı bu yönüyle yasa ve usule aykırı olmuştur. Ayrıca ara kararda, itirazın reddi konusunda oluşan kanaatin gerekçelerinin de gösterilmediği anlaşılmıştır.İlk derce mahkemesince 21.12.2022 tarihli ara kararı ile önce ihtiyati haciz kararının hükümsüz kalması nedeniyle kaldırılmasına karar verilmiş olmasına karşın, aynı tarihli diğer bir ara kararı ile bu kez ihtiyati haczin icra dosyasına yatırılan teminat üzerinden devamına karar verilmiştir. Bu ara kararlara karşı da istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de bu ara kararları istinafı kabil ara kararları değildir. Bu ara kararlara yönelik başvurunun usulden reddi gerekmiştir. İlk derce mahkemesinin, ihtiyati hacze itirazın reddine dair 06.12.2022 tarihli ara kararının gerekçesi dosya içeriği ile uyuşmadığından ve ara karar istinaf incelemesine elverişli olmadığnıdan, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca 06.12.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-İlk derece mahkemesinin 21.12.2022 tarihli iki adet ara kararı istinafı kabil kararlar olmadığından, bu iki ara karara yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine,2-İlk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine dair 06.12.2022 tarihli ara kararının HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 3-Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati hacze itirazın yeniden karara bağlanması için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davalı vekilince yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16.02.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a ve 362/1.f maddeleri uyarınca karar kesindir.