Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/208 E. 2023/242 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/208
KARAR NO: 2023/242
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 30.11.2022
NUMARASI: 2022/651 Esas
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararına karşı yöneltilen itirazın reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacı şirketten “alüminyum filmaşin” satın aldığı halde bedelinin ödenmediği, bunun üzerine 46.818,53 USD üzerinden İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden başlatılan takibe davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın haksız olduğu, zorunlu arabuluculuğa gidildiği halde anlaşmanın gerçekleşmediği ileri sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği 06.10.2022 tarihli ara kararla; icra dosyası, zorunlu arabuluculuk son tutanağı, cari hesap ilişkisi, sevk irsaliyeli faturalar, yakın ispat kuralları, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen deliller, İİK. Madde 257 düzenlemesi, dayanılan belgeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava değeri olan 46.818,53 USD yönünden istemin yerinde olduğu sonucuna varıldığından söz konusu 46.818,53 USD’nin dava tarihi itibariyle efektif satış kuru üzerinden TL karşılığı 969.492,00 TL üzerinden takdiren %15 teminat mukabilinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; davacı, anılan faturaların müvekkili şirkete tebliğ edildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunamadığını, (kesinlikle müvekkil şirketin davacıya borcu bulunduğunun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla) faturalarda belirtilen borcun vadesinin geldiğinin ve muaccel olduğunun da davacı tarafından ispatlanamadığını, Yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, ihtiyati haciz şartlarının bulunmadığını, davacı tarafından borcun dayanağı olarak gösterilen müşteri bakiyesi tablosu, 21.10.2016 tarih ve … sayılı 46.854,70-USD bedelli fatura ve 21.10.2016 tarih ve 35016 sayılı sevk irsaliyesinin yaklaşık ispat kabiliyetinin bulunmadığını, anılan faturaların müvekkili şirkete tebliğ edildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı dikkate alınarak ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati hacze itirazı değerlendirdiği 30.11.2022 tarihli ara kararla; “…Sonuç olarak icra dosyası, zorunlu arabuluculuk son tutanağı, cari hesap ilişkisi, sevk irsaliyeli faturalar, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen deliller, davalı vekilinin itirazlarının yargılamayı gerektirir mahiyeti, İİK. Madde 257 düzenlemesi, dayanılan belgeler, yakın ispata ilişkin kurallar, İİK. Madde 265/1 düzenlemesinde sınırlı olarak belirtilen itiraz sebepleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde itirazların yerinde olmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının faturada sayılan malların müvekkili şirkete teslim edildiğinin ispatı açısından dosyaya bir kısım sevk irsaliyeleri sunmuşsa da dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinin yaklaşık ispat kabiliyeti bulunmadığını, sevk irsaliyelerinde faturada belirtilen malların müvekkili şirket tarafından teslim alındığını gösterir müvekkili şirket kaşe ve imzası bulunmadığını, sevk irsaliyelerinde malı teslim alan olarak gösterilen … isimli kişinin müvekkili şirket çalışanı olmadığını, mahkemenin … isimli kişinin irsaliye tarihinde müvekkili şirket çalışanı olup olmadığını kısa bir incelemeyle tespit edebilme imkanı varken, herhangi bir inceleme yapmaksızın ihtiyati haciz kararı verdiğini, dosyaya davacı tarafından malların … isimli kişiye teslim edilmesi yönünde müvekkili şirket talimatını içerir bir belge de sunulmadığını, neye istinaden dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinin yaklaşık ispat kabiliyetine sahip olduğunun değerlendirildiğinin anlaşılamadığını, mahkemenin de gerekçeli kararında bu hususa ilişkin bir açıklamaya yer vermediğini, Yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, ihtiyati haciz şartlarının bulunmadığını, davacı tarafından borcun dayanağı olarak gösterilen müşteri bakiyesi tablosu, 21.10.2016 tarih ve 029758 sayılı 46.854,70-USD bedelli fatura ve 21.10.2016 tarih ve 35016 sayılı sevk irsaliyesinin yaklaşık ispat kabiliyetinin bulunmadığını, anılan faturaların müvekkili şirkete tebliğ edildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığını, (kesinlikle müvekkil şirketin davacıya borcu bulunduğunun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla) faturalarda belirtilen borcun vadesinin geldiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı dikkate alınarak ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati hacze itirazın reddine dair ara kararının kaldırılmasına ve itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisi kapsamında oluşan bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası içinde İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca verilen ihtiyati haciz talebine yöneltilen itirazın reddi ara kararının istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş; davalı vekili tarafından ihtiyati haciz kararına karşı yöneltilen itirazın reddine karar verilmiş, bu ara kararına karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davaya esas icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının davacı, borçlusunun davalı olduğu, takibe konu toplam alacağın 46.818.53 USD olup, alacağın sebebinin cari hesap alacağı olarak gösterildiği, itiraz eden borçlu vekilinin itirazında müvekkilinin takibe konu bir borcu bulunmadığını, alacağın zaman aşımına uğradığını, alacak kalemlerinin tümüne, asıl alacağa, işlemiş faizine, takipte istenen USD alacak kuruna, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır. Dosya içerisinde dava dilekçesi ekinde davacı tarafından delil olarak davalıya keşide edilmiş fatura suretleri ile üzerinde teslim alan ve teslim eden imzaları olduğu görülen sevk irsaliyeleri suretleri sunulduğu anlaşılmaktadır. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı ve mikterı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Burada aranan ispat, kesin bir ispat olmayıp yaklaşık ispattır.Somut olayda, ihtiyati haciz talep edilirken teslim eden ve teslim alan imzası bulunan sevk irsaliyesi ve faturalar ibraz edilmiştir. Taraflar arasında mal tesliminden kaynaklanan borç/alacak ilişkisi bulunduğuna delalet etmektedir. Satım sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin, alıcı ve satıcı tarafından aynı anda ifa edilmesi TBK’nın 207. maddesi gereğince esas olup, satım sözleşmesi alacağının vadeye bağlandığına ilişkin bir kanıt dosya içerisinde yoktur. Alacaklı, fatura ve teslim alan ve teslim edenin isim ve imzalarının yer aldığı sevk irsaliyesi ibraz etmekle; alacağının muaccel olduğunu yaklaşık olarak ispat etmiştir. Bu belgelerin, İİK’nın 258. maddesi anlamında, alacağın varlığı ve miktarı konusunda kanaat oluşturmaya yeterli olduğunun kabulü gerekir. Davalı yanın yalnızca 21.10.2016 tarihli sevk irsaliyesinde imzası bulunan …nin kendi çalışanı olmadığı yönündeki savunma sebebi esas yargılama içinde değerlendirilecek konulardan olup ihtiyati hacze itiraz kapsamında değerlendirilemez.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın reddi kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların davalı üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16.02.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.