Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2046
KARAR NO: 2023/1754
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02.08.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/103 Esas
DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; Mahkemede görülen davada dava konusu hisselerin 3. kişilere devrinin engellenmesi amacı ile müvekkilinin veraset ilamındaki payı oranındaki hisse üzerine tedbir konulmasının talep edildiğini, 31.01.2023 tarihli ara kararında ;”davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde iddialarını dayandırdığı belgelerin asıllarını sunmadığı ve söz konusu 02/02/2010 tarihli şirket hisseleri başlıklı belgenin davalı tarafça kabul edilmediği, davacı vekilinin iddialarının yargılamayı gerektirdiği ve bu aşamada davacı vekili tarafından davada haklılığını yaklaşık olarak ispat eder deliller dosyaya sunulmadığı ve ihtiyati tedbir kararı verilmesinin koşulları oluşmadığı anlaşılmakla ” tedbir talebinin reddine karar verildiğini, 02/02/2010 tarihli şirket hisseleri başlıklı belge asıllarında bulunan imzanın davalı … tarafından kabul edildiğini, dava konusu hisselerinin 3. kişilere devredilmesi halinde davacı müvekkili açısından HMK.nun 389 ve devamı maddesi anlamında telafisi güç veya imkansız zararların oluşabileceğini, iyi niyetle hisseleri devralan kişi bakımından mağduriyete yol açılabileceğini, imzası davalı tarafından huzurda kabul edilmiş olan ve asılları mahkemeye sunulan belgenin yaklaşık ispat şartını bu aşamada sağladığını iddia ederek, tedbir talebinin kabulü ile müvekkilinin babası tarafından davalıya devredilen; … Ltd. Şti.’nin davalı … adına kayıtlı %28,5’lik hissenin 3. Kişilere devir ve temkinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; maddi vakıaları kabul anlamına gelmemek şartıyla davanın zamanaşımına uğradığını, 01.02.2010 tarihinde davacının miras bırakının kendi hür ve özgür iradesiyle resmi şekil ve şartlara uygun olarak şirket payını müvekkiline noterden devir ettiğini, işlemin sicil gazetesinde yayınlandığını, 12 yıla aşkın süre sonrasında açılan davanın zamanaşımına uğradığını, davanın dava dışı şirkete yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı miras bırakanın 1993 yılında başlayan ortaklığının 01.02.2010 tarihine kadar sürdüğünü, davacının miras bırakanının şirket hisselerini müvekkiline ve aynı zamanda ortak olmayan …’e devrettiğini, müvekkilinin temsil ve yönetim işlemlerini gerçekleştirdiğini, davacının payın iadesini istediği … Ltd şirketinde SGK’lı olarak 01.11.2007 tarihinden itibaren hizmet sözleşmesine bağlı çalıştığını, davacının dayandığı muvazaa iddiasının dayanağının ortaya konulmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 02.08.2023 tarihli ara kararında; “…Davacı vekili tarafından her ne kadar davalıya devredilen … Ltd. Şti ‘ nin davalı adına kayıtlı %28.5 lik hissenin 3. Kişilere devir ve temkinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulunulmuş ise de; tarafların ve tanıkların duruşmada alınan beyanları ile noterde yapılan hisse devir sözleşmesi birlikte değerlendirildiğinde; yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, yargılamanın devam ettiği anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilerek…” davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar ederek, dava konusu hisselerin 3.kişilere devrinin engellenmesi amacıyla müvekkilinin veraset ilamındaki payı oranında hisse üzerine tedbir konulmasının talep edildiğini, şirket hisseleri başlıklı 02.02.2010 tarihli belge asıllarının dosyaya sunulduğunu, belge altındaki imzanın davalı tarafça kabul edildiğini, mahkemenin taleplerini reddettiğini, hisselerin üçüncü kişilere devri hâlinde davanın konusuz kalıp telafisi imkansız zararlar oluşacağını iddia ederek, 02.08.2023 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasını ve taleplerinin kabulü ile davalı adına kayıtlı %28,5 hissenin üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, muvazaa nedeniyle şirket hisse devrinin iptali ve miras hissesi oranında tescili ile devir tarihinden itibaren 10.000,00 TL’ nin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş; ihtiyati tedbirin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı dava dilekçesinde delil olarak mirasçılık belgesini, adi ortaklık sözleşmesini ve devir sözleşmesini göstermiştir. Şirket hisselerine dair 02.02.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ve adi ortaklık sözleşmesi dışında başkaca delil ibraz edilmemiştir. HMK’nın 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir… ” 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”; 391/1.maddesinde” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Somut olayda, davacı, davalı ile miras bırakan … arasında gerçekleştirilen hisse devir işleminin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, hisse devir işleminin iptali ile payına düşen hissenin ortaklar defterine kaydını ve ticaret sicil defterine tescili ile birlikte alacak isteminde bulunarak davalıya devredilen hisseler üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesince davacının tedbir talebinin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353 1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan bu gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 02.11.2023