Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2003
KARAR NO: 2023/1722
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14.08.2023
NUMARASI: 2023/482 D. İş – 2023/483 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karara karşı, ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen alacaklı, vekili, dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Erzurum Şubesi ile imzaladığı 12/05/2022, 27/05/2022 ve 16/04/2022 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden kredi kullanan dava dışı … San. Tic. Ltdi. Şti ile hakkında ihtiyati haciz talep edilen müteselsil kefil …’nın sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine kredi borcu kat edilerek Erzurum … Noterliğinin 10/07/2023 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 1 gün içerisinde 3.790.406,70 TL nakdi borcun ödenmesi, 637.945,39 TL gayri nakdi riskin depo edilmesinin istenildiğini; ancak verilen 1 günlük sürede borcun ödenmediğini, gayri nakdi riskin depo edilmediğini, ihtarnamenin borçluların tüm adreslerine ve sözleşmede yer alan adreslerine tebliğe çıkarıldığını, müvekkili bankaya olan borcun ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsilinin imkansız hale gelmemesi için borçlu …’nın 3.790.406,70 TL tutarındaki alacaklarını karşılayacak oranda menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257. maddesi uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 259. maddesi uyarınca “İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur.” Mahkememizce yapılan değerlendirmede, yukarıda atıf yapılan yasa hükmü de dikkate alındığında ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin şartlarının alacağın vadesinin gelmiş olması (muaccel olması) ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması olduğu, bu hususta değerlendirme yapılırken önemli olanın rehinin borçlunun şahsında olması değil, hangi borca verildiğinin olduğu, başka bir deyişle borçlu veya üçüncü kişi tarafından verilmiş olsa da alacağın rehin ile temin edilmiş olması halinde ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği, rehini aleyhine ihtiyati haciz talep edilen müteselsil kefilin vermemiş olmasının bu hukuki durumu değiştirmeyeceği, Erzurum … Noterliği’nin 10/07/2023 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar edilen talep konusu alacağın -yukarıda da ortaya konulduğu gibi- asıl borçlu ile alacaklı arasında akdedilen ipotek sözleşmeleri vasıtasıyla rehin hakkı ile teminat altına alındığı, ipoteklerin limit ipoteği niteliğinde olduğu ve talep konusu alacağı hem miktar hem nitelik itibariyle kapsadığı, tüm bu sebeplerle ihtiyati haczin şartlarının somut olayda gerçekleşmediği… ” gerekçesiyle, talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından tesis edilen kararın, amir yasa hükümlerine açıkça aykırı olup İİK’nın 45.maddesinin, sadece asıl borçlu hakkında önce rehne müracaat etme zorunluluğunu getirdiğini, müteselsil kefiller hakkında ise bu hükmün uygulanmasının söz konusu olmadığını, İhtiyati haciz talep edilen …’nın gerek bankaya verdiği bir teminat bulunmadığından gerek de genel kredi sözleşmelerini, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığından, TBK.nın 589. maddesi uyarınca kendi temerrüdünden ve temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağının açık olduğunu, İİK’nun 45.maddesinin hükmü ile, sadece asıl borçlu hakkında önce rehne müracaat zorunluluğu getirildiğini, müteselsil kefil … hakkında İİK’nun 45. maddesi hükmünün uygulanmayacağı TBK’nın 586. maddesinde mahkeme tarafından tesis edilen kararın taraflarınca anlaşılamamış olup açıkça yasaya aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, nitekim, kefiller hakkında İİK. 45.madde hükmünün uygulanmayacağı, alacaklının müteselsil kefiller aleyhine takip yapabileceği madde metninden açıkça anlaşıldığını, bu sebeple de müteselsil kefil … yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine dair tesis edilen kararın, fiili duruma, yasa, usul ve içtihatlara açıkça aykırı olduğunu, Nitekim, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 31.03.2011 T., 2011/3292 E., 2011/3633 K. sayılı kararı ile ihtiyati haciz talep etmesine engel bir durum bulunmadığına yönelik karar verildiğini, yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 30.12.2004 T., 2004/9540 E. 2004/13388 K. sayılı kararında aynı yönde hüküm tesis edilmek suretiyle bu hususun açıkça teyit edildiğini, keza, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07.03.2011 T., 2011/1377 E., 2011/2360 K. sayılı kararı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2008 T., 2008/1615 E., 2008/2172 K. sayılı kararının da emsal nitelikte ve yine beyan ve talepleri doğrultusunda olduğunu, ayrıca İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 01.11.2018 T., 2018/1698 E., 2018/1354 K. sayılı kararında da; borcun salt rehinle temin edilmiş olmasının kefiller aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmediğinin açıklandığını, İhtiyati haciz taleplerinin haklı bir talep olduğuna ve Mahkeme kararının açıkça hatalı verilmiş bir karar olduğuna dair açık yasa hükmünün yanısıra çok sayıda içtihat da bulunduğunu, bu sebeple de eksik inceleme ile tesis edilen ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 . maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin reddi kararının istinafına ilişkindir. İhtiyati haciz talebi reddedilen alacaklı banka vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, talep eden alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında kredi sözleşmeleri ve bu sözleşmeler kapsamında kefalet sözleşmeleri düzenlendiği, ayrıca ipotek resmi senetlerinin düzenlendiği, banka tarafından borçlularının tamamına 10.07.2023 tarihinde Erzurum … Noterliğinden düzenlenen ihtarnamenin gönderildiği, ihtarnamede krediler nedeniyle nakdi ve gayrı nakti borçların bir gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, borcun ödenmediği iddia edilerek ve bankanın … AŞ’ye devredilmiş olup 6741 sayılı kanunun 8. maddesi çerçevesinde dava ve icra işlemlerinde teminat yatırmaktan muaf tutulduğu belirtilerek, İİK’nın 257. maddesi gereğince teminat şartı aranmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği, mahkeme tarafından 14.08.2023 tarihli değişik iş sayılı karar ile alacağın rehin ile temin edilmiş olduğu, borçlu ya da üçüncü kişi tarafından borcun rehinle temin edilmiş olmasının sonuca etkili olmadığı, bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Talep eden banka tarafından delil olarak kredi sözleşmeleri, noter ihtarname örneği ve ipotek belgeleri dosyaya delil olarak ibraz edilmiştir. İhtilaf, kefil yönünden İİK’nın 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı ile mahkemece itiraz hakkında verilen kararın isabetli olup olmadığına ilişkindir. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere vadesi gelen para alacağı rehinle teminat altına alınmışsa bu alacakla ilgili olarak ihtiyati haciz istenemez; rehin ibaresi konusunda İİK’nın 23. maddesi gözetilmelidir. İİK’nın 45. maddesinde önce rehne müracaat kuralı benimsenmiş, 257. maddesinde ise rehinle temin edilmemiş alacaklar bakımından ihtiyati haciz talep edilebileceği hüküm altına alınmıştır. Rehinli malın değerini borcu karşılayamaya yetmediğinin anlaşılması halinde, aşan kısım için alacaklı ihtiyati haciz isteyebilir. Alacaklı lehine limit ipoteği tesis edilmiş ancak alacaklının limitten fazla alacağının bulunması halinde limit fazlası alacak yönünden ihtiyati haciz istenebilir. Borca müteselsil kefil olanlar hakkında ise alacaklı asıl borçlunun borcu rehinle teminat altına alınmış olsa bile müteselsil kefiller aleyhine ihtiyati haciz isteyebilir. Ancak kefil ipotek vermiş ve ipotek sözleşmesinde kefaletin teminatı olarak verildiği belirtilmiş ise kefiller aleyhine ihtiyati haciz istenemez. Somut olayda alacaklı vekili tarafından talep dilekçesine ekli olarak birden fazla ipotek belgesi ibraz edilmiştir. Mahkeme tarafından ihtiyati haciz isteminin reddi kararında yasal düzenleme kapsamında değerlendirme yapılmadan kefil yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçesinde yukarıdaki yer verilen yasal düzenlemeler kapsamında inceleme ve değerlendirmeler yapılarak bir karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme neticesinde verilen karar isabetli olmamıstır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki açıklamalar ışığında talebin değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verildiği anlaşıldığından, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle: 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında talebin yeniden karar a bağlanması için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davacılara iadesine,4-İhtiyati haciz isteyen tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, yeni hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 26.10.2023