Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1991 E. 2023/1715 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1991
KARAR NO: 2023/1715
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17.07.2023 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2023/523 Esas
TALEP: İtirazın iptali davası içinde ihtiyati haciz
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati haciz isteminin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin üç farklı fatura ile davalı tarafa mal satıp teslim ettiğini, faturalara konu borcun ödenmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine itiraz ettiğini, davalı şirket aleyhine açılmış olan işbu davada müvekkili şirketin 97.637,03 TL asıl alacağının (faiz, kur farkı ve masraflar hariç olmak üzere) yüksekliği ve karşı tarafın ödemeden takribi bir yıldır kaçınma durumu gözetilmek suretiyle, müvekkili şirketin haklarının ihlal edilmesinin önlenmesi adına davalı şirkete ait olan tüm varlıklara ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği 17.07.2023 tarihli ara kararıyla; “…İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz kararı talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir.Dosyanın incelenmesinde; dava dilekçesine ekli olarak davacı tarafından düzenlenen e-fatura ve e-irsaliye örneklerinin sunulduğu görülmüştür. Her ne kadar davacı tarafından faturalar ve irsaliyeler düzenlenmiş ise de; delillerin davanın açılması ile toplanmaya başlaması ve dolayısıyla delillerin toplanmasının devam ettiği, BA-BS formlarının ve ticari defterlerin de incelenmesi gerektiği, varsa taraflar arasındaki sözleşmedeki edimlerin ne kadarının ne şekilde hangi tarafça yerine getirildiğinin/getirilmediğinin bu aşamada belirlenememesi hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki talepleri aynen tekrarla; müvekkili şirketin üç farklı fatura ile davalı tarafa faturaya konu ürünleri teslim ettiğini, faturalara konu borcun ödenmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine itiraz ettiğini, davalı şirket aleyhine açılmış olan işbu davada müvekkili şirketin 97.637,03 TL asıl alacağının (Faiz, kur farkı ve masraflar hariç olmak üzere) yüksekliği ve karşı tarafın ödemeden takribi 1 yıldır kaçınma durumu gözetilmek suretiyle, müvekkili şirketin haklarının ihlal edilmesinin önlenmesi adına davalı şirkete ait olan tüm varlıklara ihtiyati haciz konulmasını talep ettiklerini, ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verildiğini, Davalı tarafın kötü niyetli olarak ödemeden kaçınması, icra dosyasına haksız itirazı ile beraber değerlendirildiğinde; yargılama sırasında müvekkili şirket aleyhine gerçekleşebilecek her türlü hak kaybının önlenmesini ve borçlunun mevcut menkul ve gayrimenkullerini kaçırmasını önlemek için borcun güvence altına alınması adına mahkemeden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, Davalı tarafın ilk derece mahkemesinin esas dosyasında bulunan dilekçe ekinde yer alan faturalara konu ürünlerin satın alınması ve teslimi talebinde bulunmuş olmakla; müvekkili şirket tarafından ilgili ürünlerin tedariki sağlanmış ve ekte sunulu şekilde E-irsaliye faturaları ile de karşı tarafa sevki yapıldığını, teslimi karşı tarafa gerçekleşen hiçbir ürüne, karşı taraf onayına sunulmuş kesilen e-faturaya ve yine karşı taraf onayına sunulmuş e-irsaliyeye davalı tarafça itiraz edilmemekle beraber; tamamlanmış satış süreci üzere karşı tarafın borcu doğduğunu, nitekim GİB sistemi ile bağlı E-fatura ve E-irsaliye dökümanları da satış ve teslimi gösteren kesin ve resmi belgeler olduğunu, Bu şekilde gerçekleşen hizmet üzere ise akdi ilişkinin varlığına ek olarak bir diğer şekilde sayın mahkeme huzuruna sunulmakla beraber, davalı tarafın ödemesi gereken ticari borcu da ilgili vadelerde doğmuş ve karşı tarafça haksız ve akde aykırı şekilde ödenmediğini, davalının teslim alıp, kullanımına başladığı ürünlerle ilgili olarak ne teslim sırasında ne de teslimden sonra yasal süresi içerisinde ne de bugüne kadar müvekkili şirkete herhangi bir itirazda bulunulmadığını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi-Esas: 2020 / 757-Karar: 2020 / 416 Karar sayılı, 15.04.2020 tarihli emsal nitelikteki kararının da dilekçeye ekli olduğunu, ayrıca dosyaya sunmuş oldukları tüm resmi belgeler ışığında “yaklaşık ispat” kuralının sağlandığından cihetle mahkemeden, ilk derece mahkemesince ara kararla tesis edilen “ihtiyati haczin reddi” kararının isabetli olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu 17.07.20213 tarihli ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, derdest dava içinde ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara kararının İİK’nın 258/2. maddesi gereğince istinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı davalı ile ticari ilişkisi kapsamında fatura konusu mal ve hizmeti sunduğunu ileri sürerek alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için yaptığı takibe yöneltilen itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığını belirterek, davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir.İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti ” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır.
İlk derece mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere, fatura tek başına alacağı kanıtlayacak belgelerden değildir. Fatura konusu mal ve hizmetin davalı borçluya tesliminin de kanıtlanması gerekir. Somut olayda, dosyada mübrez davalı Ba kayıtlarında alacağa dayanak üç adet faturanın davalı yanca beyan edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle ihtiyati haciz talebine konu alacak yönünden yaklaşık ispatın gerçekleştiği kabul edilmelidir.Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin verdiği ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karar isabesiz bulunduğundan, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; İhtiyati haciz talep eden davcı vekilinin istinaf başvurusunun İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.2 maddeleri uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair istinafa konu 17.07.2023 tarihli kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257 ve devamı maddeleri uyarınca kabulü ile davalının 97.637,03 TL alacağı karşılamaya yeter miktardaki haczi kabil menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, 2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca takdiren %15 oranında belirlenen 14.645,55 TL nakdî teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından, ihtiyati haciz talep eden davcı vekiline verilmesine, 3-Kararın yetkili icra müdürlüğünce infazına, 4-İhtiyati haciz talebi dava içinde olduğundan, AAÜT hükümleri uyarınca davacı yararına avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep lâlinde, ilk derece mahkemesince davacı tarafa iadesine, 6-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 26.10.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.