Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1987 E. 2023/1951 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1987
KARAR NO: 2023/1951
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2023
NUMARASI: 2023/168 E. – 2023/526 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasındaki ticari ilişkinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, itiraz üzerine duran takibin harekete geçirilmesi için Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/320 Esas sayılı dosyasında açılan davada mahkemece 2020/494 Karar sayılı ilam ile 620.141,42 Euro alacağa hükmedildiğini, mahkeme kararının 08.04.2021 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, karar ile takip dosyasında işlemlere başlandığını, ancak davalı şirketin haczi kabil mal varlığının bulunmadığının anlaşıldığını, borcun ödenmemesi nedeniyle borçlu şirketin halen müvekkiline takip dosyasında borçlu olduğunu, buna rağmen şirketin borcundan kurtulma amacıyla tasfiye ve terkin edildiğini, şirket ortaklar kurulunca tasfiye kararı ile birlikte atanan tasfiye memurunun daha sonra değiştirildiğini ve son tasfiye memurunun davalı olarak gösterildiğini, müvekkilince 09.07.2022 tarihinde Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/706 Esas sayılı dosyasında İİK’nın 177. maddesi gereğince davalının iflasının talep edildiğini, bu yargılamanın hukuka aykırı şekilde ret ile sonuçlanması üzerine, mahkeme ve davacıdan gizlenerek şirketin terkin edildiğini, kötü niyetle şirketin terkin edilmesi nedeniyle esasen HMK’nın 52. ve 54. maddeleri gereğince şirketin ihyası gerektiğini ileri sürerek, TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiyenin yapılması için şirketin ihyasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili, savunmasında özetle; müvekkilince tasfiye işleminin TTK’nın 32 ve Yönetmeliğin 34.maddesi hükmüne göre yapıldığını, tasfiye işlemlerinde sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, TTK’da düzenlenen işlemlerin tam olarak yapılıp yapılmadığının müvekkilince takip edilmesinin mümkün olmadığını, yasal hasım olan müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı tasfiye memuru … vekili, savunmasında özetle; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’da düzenlenen yabancılık teminatına ilişkin hükmün uygulanarak teminat alınması gerektiğini, İtalya ile düzenlenen anlaşmada yabancılık teminatından muafiyete ilişkin bir hüküm bulunmadığını, müvekkilinin dava dışı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin tasfiye işlemleri usul ve yasalara uygun şekilde yerine getirdiğini, sicil gazetelerinde terkine ilişkin ilanların yapılmasına rağmen, davacının alacağına ilişkin başvuruda bulunmadığını, davacının iddiasının aksine şirkete tebliğ edilmiş bir ilam bulunmadığını, iddia edilen hususların tasfiye memurunca bilinmesinin mümkün olmadığını, tasfiye sürecinin ilan edilmesi nedeniyle bu işlemin gizlenmesinin söz konusu olamayacağını, dayanılan Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/706 Esas sayılı iflas davasının tasfiye tarihinden önce 30.11.2022 tarihinde usulden reddedilerek kesinleştiğini, tasfiye edilen şirkete tebliğ edilmiş herhangi bir ilamlı icra takibi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemitir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu şirketin tasfiye nedeniyle sicilden terkin edildiği, davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu dikkate alınarak, dava konusu şirketin TTK 547.md gereğince ihyasına ve tasfiye memuru olarak da sicil kaydında tasfiye memuru olarak ismi yer alan …’ın görevlendirilmesine…” gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin TTK 547.maddesi gereğince, ek tasfiye için önceki tasfiye memuru olan …’ın görevlendirilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gereken sürede davanın açılmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkilince şirketin tasfiyesinin usulüne uygun şekilde yapılarak tasfiye kararı ile buna ilişkin sürecin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, yapılan üç ilandan sonra davacının alacağını kayıt için tasfiye memuruna başvuruda bulunmadığını, tasfiye edilen şirkete tebliğ edilen bir ilam ya da ilama dayalı bir icra emri bulunmadığını, tasfiyenin yasada gösterilen şekilde gerekli ilanlar yapılarak sonuçlandırılması nedeniyle, tasfiyenin gizli yapıldığına ilişkin iddianın yersiz olduğunu, dayanılan Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/706 Esas sayılı iflas davasının ise tasfiye tarihinden önce 0.11.2022 tarihinde usulden reddedilerek kesinleştiğini, şirkete tebliğ edilen mahkeme kararı veya icra emri bulunmadığını, tasfiye memurunun sorumluluğunun kusur sorumluluğu olması nedeniyle mahkemece kusurun araştırılarak ihya kararı verilmesi gerektiğini, dayanılan hukuki süreçlere ilişkin dosyaların getirtilerek, tasfiye edilen şirketin bu davalarla ilgisinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, bunlara ilişkin bir cevap sunulabilmesi için ilgili dava dosyalarının mahkemelerinden celbinin talep edilmesine rağmen mahkemece bu dosyaların getirtilerek incelenmediğini, kaldı ki ihya kararı verilmesi halinde de ihyanın sınırlandırılması gerektiğini, bu nedenle mahkemece genel olarak şirketin ihyasına karar verilmesinin halatı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi gereğince, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Tasfiye ile terkin olunan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine, davacı tarafından Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatılmıştır. Takibe itiraz edilmesi üzerine, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/320 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açılmış ve mahkemece 2020/494 Karar sayılı 24.9.2020 tarihli karar ile itirazın iptaline karar verilmiştir. Borçlu şirketin mal varlığının bulunmadığının tespit edildiğini, alacağın tahsil edilmemesine rağmen borçlu şirketin tasfiyesine karar verilerek şirketin terkin edilmesi nedeniyle ihyası gerektiği belirtilerek eldeki dava açılmıştır. İhya talebinde ayrıca iflasa ilişkin Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/706 Esas sayılı dosyasından söz edilmiş ve bu davanın usulden reddedildiği belirtilmiştir. Talep dilekçesinde şirketin hangi dosyadaki işlemler nedeniyle ihyasının talep edildiği açıklanmadığı gibi, mahkemece HMK’nın 31.maddesi uyarınca açıklama istenmemiştir. Bu durumda ihyanın hangi dosyalar yönünden talep edildiği belli olmadığı gibi mahkemece TTK’nın 547. maddesine göre ihya kararı verilmesine rağmen ihyanın sınırlandırılmaması da yerinde değildir. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 12.01.2023 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir.Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin yeniden ihyasının sağlanması amacıyla 6102 sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörülmüştür. Buna göre, tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK’nın 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Örneğin şirkete ait bir malvarlığının bulunması veya devam eden bir dava bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bir diğer yol ise TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketlerin yeniden tescilidir. Buna göre asgari sermaye miktarına ulaşmayan, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin re’sen kayıtlardan terkini halinde şirketin faal olması ve gerekli bazı koşulların da gerçekleşmesi halinde tekrar sicile kaydı mümkündür.İhya davasının somut olayda olduğu gibi TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Diğer durumda ise esasen şirket tasfiye sürecine girmediğinden ve tasfiye memuru da bulunmadığından davalı olarak bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün gösterilmesi yeterlidir. Başka bir ifadeyle TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. Bu maddeye göre ihya kararı verilmesi halinde, ihyanın hangi dosya veya dosyalara ilişkin verildiğinin gösterilerek ihyanın sınırlandırılması da gerekmektedir. Diğer yandan mahkeme hükmünün kapsamın HMK’nın 297.maddesinde düzenlenmiş olup, hükmün belirtilen şekilde düzenlenmesi, tarafların illeri sürdüğü iddia ve savunmaların değerlendirilmesi hukuk güvenliği açısından zorunluluktur. Anayasa hükmü uyarınca tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. HMK’nın 297.maddesinde gerekçede bulunması gereken hususlar anlaşılmıştır. Buna göre mahkemece, davada iki davalı bulunmasına rağmen birinin savunması yazılmasına rağmen, davalı tasfiye memurunun savunması gerekçeli kararda yazılarak değerlendirilmemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde belirtilen dosyalar incelenmemiş ve gerekçeli kararda değerlendirilerek hangi dosya yönünden ihya kararı verildiği belirtilmemiştir. Bu hali ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesine uygun olması nedeniyle, HMK’nın 31. maddesi kapsamında hangi dosyalar bakımından ihya talep edildiğinin davacıdan sorularak, davalıların savunmaları değerlendirilmek sureti ile HMK’nın 297 ve TTK’nın 547. maddesine uygun ve infazında tereddüt oluşmayacak bir karar verilmesi için kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, işin esası incelermeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, 4-Davalı tasfiye memuru tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.11.2023