Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1952 E. 2023/1785 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1952
KARAR NO: 2023/1785
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09.08.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/769 E.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekilince ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında davalının toplam 5.744.970,76 TL emtia aldığını, borcun 5.549.076,56 TL kısmın ödenmesine rağmen bakiye 195.897,20 TL kısmının ödenmediğini, davalının gönderdiği cari hesap ile müvekkilinin cari hesabının uyumlu olduğunu, e arşiv faturalarının tebliğine rağmen itiraz edilmediğini, alacağın uzun vadeli çekle ödenmek istendiğini ve bu teklifin müvekkilince kabul edilmediğini, enflasyonist ortamda paranın alım gücünün düşeceği hesap edilerek takibe itiraz edildiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalıya ait mal varlığının borca yeter kısmının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 09.08.2023 tarihli ara kararıyla; “…Hukuki koruma tedbirlerinden biri olan ihtiyati haciz İİK 257 vd maddelerde düzenlenmiştir. Talepte bulunan tarafından talebin dayanağı olarak sunulan alacağın varlığı ve muaccel olduğuna ilişkin belgeler, alacağın varlığı yönünde yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği yönünde mahkememizde bir kanaat oluşturmamıştır. Talepte bulunanın aleyhine talepte bulunan kişiden alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktar alacaklı bulunduğu ancak yargılama ile belirlenebilecek niteliktedir. Hal böyle olunca, talepte bulunan tarafından sunulan bilgi ve belgeler kapsamında İİK 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varıldığından… ” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkili şirketten mal satın alması sebebiyle şirketler arasında ticari ilişkiye istinaden cari hesap sözleşmesi (muavin defter) bulunduğunu, müvekkilinin bu kapsamda 195.897,20 TL alacağının defalarca talep edilmesine rağmen ödenmediğini, davalı şirketin müvekkil şirkete gönderdiği cari hesap sözleşmesinin de müvekkilin cari hesap sözleşmesini doğruladığını, irsaliyeli e-arşiv faturalarının tebliğine rağmen herhangi bir itirazda bulunulmadığını, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine Küçükçekmece İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, faturalara süresinde itiraz edilmeyerek içeriğinin kabul edildiğini, davalının yargılama sırasında davalının mal kaçırma riski bulunduğunu, cari hesap sözleşmesi, e-arşiv fatura, irsaliyeli fatura ile yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın yerinde olup olmadığı, somut olayda ihtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunduğu bu kapsamda teslim edilen 5.744.970,76 TL ürün bedelinin 5.549.073,56 TL’lik kısmının ödendiği, bakiye 195.897,20 TL’lik kısmın ödenmediği belirtilerek, bu miktar için takip başlatılmış, itiraz üzerine itirazın iptali davası açılarak, derdest dava içinde ihtiyati haciz talep edilmiştir. Dava dilekçesinde cari hesap sözleşmesine (muavin defter) dayanılarak tarafların cari hesap sözleşmelerinin birbirini teyit ettiği belirtilmiştir. Dava dilekçesine ekli belgeler arasında TTK’nın 89. maddesi anlamında yazılı şekilde düzenlenmiş bir cari hesap sözleşmesinin bulunmamaktadır. Dilekçedeki beyanlardan, taraflar arasında açık hesap ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Esasen dilekçeye eklenen kayıtlar da muavin defter kayıtları olup, sadece muavin defter kayıtlarının yaklaşık ispat için yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Davalının cari hesap ekstresi olduğu belirlenen bir fotokopi sunulmuş ise de bu fotokopinin taraflar arasındaki bir mutabakata dayalı olup olmadığı belirlenememiştir. Dava dilekçesinde 23.11.2023 tarihli 195.897,20 TL bedelli, keşidecisi davalı olan ve davacı emrine düzenlenmiş bir çek sureti ibraz edilmiştir. Bu çekin davacı tarafından alınıp alınmadığının yargılamaya muhtaç olması ve UYAP ortamında bulunan cevap dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişkide, davalının borçlu olmadığının savunulması karşısında, sunulan cari hesap ekstresi ve faturaların yaklaşık ispat için yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Emtianın teslimine ilişkin sevk irsaliyesi veya bir mutabakat belgesi de sunulmamıştır. Her ne kadar geçici hukuki koruma tedbirlerinde alacağın yargılamayı gerektirmesi gibi bir koşul bulunmamakta ise de mahkemece bu terimin yaklaşık ispat anlamında kullanıldığı değerlendirilmiştir. Yargılamanın devam eden aşamalarında delillerin toplanmasından sonra her zaman ihtiyati haciz talep edilebileceği ve mahkemece toplanan delillere göre inceleme yapılarak karar verilebileceği anlaşılmakla davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.1 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.11.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.