Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1949 E. 2023/1786 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1949
KARAR NO: 2023/1786
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12.06.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/401E.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekilince talep edilen ihtiyati haczin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; temlik eden … AŞ tarafından davalılar aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında banka alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, müvekkili ile takip alacaklısının birleşmesi ile takip alacaklısının infisah etmesi ile müvekkilinin takibin tarafı haline geldiğini, temlik eden … A.Ş. tarafından genel kredi sözleşmelerine istinaden, borçlu ve kefiller hakkında takip işlemleri yaptığını, bankaca borçlulara gönderilen Zeytinburnu … Noterliğinin 12.11.1998 tarihli ihtarnamesi ile hesapların kate edilerek banka borcunu ödenmesinin istenildiğini, müvekkilince takip dosyasının yenilenerek takibe devam edildiğini, ancak davalıların haksız şekilde takibe itiraz ettiğini, davalıların basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek müvekkilinin zararına neden olduklarını, gerek temlik sözleşmeleri gerekse kredi sözleşmeleri ile ticari defter kayıtları uyarınca kredi borçlusu ile kefillerin borçlu olmasına rağmen kötü niyetli olarak itiraz ettiklerinin anlaşılabileceğini, borçluların mal kaçırma ihtimali bulunduğundan müvekkilinin alacağının teminen ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile davalılara ait mal varlığının borca yeter kısmının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Eldeki dosyada alacağın varlığını yaklaşık ispata elverişli yeterli delil sunulmamış olup uyuşmazlık konusu yargılamaya muhtaçtır. Dosyanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gözetilerek…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz isteyen davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Temlik eden … A.Ş. tarafından genel kredi sözleşmelerine istinaden, davalıların müteselsil kefaleti ve takip borçlusuna kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın 12.11.1998 tarihli ihtar ile kat edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe borçlu kefillerce haksız şekilde itiraz edildiğini, tacir olan borçluların TTK’nın 18.maddesine aykırı şekilde müvekkilini zarara uğratmak kastı ile hareket ederek borca itiraz ettiklerini, HMK’nın 389. maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, ihtiyati hacizde yaklaşık ispat aranacağını, genel kredi sözleşmesi ve borçlulara gönderilen Zeytinburnu …Noterliğinin 12.11.1998 tarihli kat ihtarı ile yaklaşık isat koşullarının gerçekleştiğini, sunulan belgelerle davanın yaklaşık ispat edildiği, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine; istinaf ise dava sırasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararına ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı temlik alan olarak İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında dava dışı borçlu ile Toprakbank arasında düzenlenen genel kredi sözleşmeleri ve 12.11.1998 tarihli kat ihtarına dayalı olarak 349.000 TL asıl alacak ve 974.555,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.319.455,98 TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatmıştır. Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu kefillerce süresinde itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu ve tevzi tutanağına göre asıl alacak üzerinden eldeki davanın açıldığı, harca esas değerin de dava dilekçesinde asıl alacak miktarı olarak gösterildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın açıldığı tarih itibariyle ve henüz cevap dilekçeleri sunulmadan, deliller toplanmadan ihtiyati haciz talebi değerlendirilerek reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz bir geçici hukuki koruma tedbiri olup, dava dilekçesinde açıkça ihtiyati haciz talep edilmiştir. İstinaf başvuru dilekçesinde ise ihtiyati haciz kurumu yerine bir başka geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati tedbirden söz edilerek ihtiyati tedbire ilişkin açıklama yapılmış ise de Dairemizce istinaf başvurusu ihtiyati haciz hükümlerine göre değerlendirilmiştir. İstinaf başvurusunda tacir olmanın hükümlerine ilişkin TTK’nın 12 ve 18. maddeleri yazılmış ise de bu maddelerin uyuşmazlıkla bağlantısı kurulamamıştır. Uyuşmazlık, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın yerinde olup olmadığı, somut olayda ihtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Somut olayda, maddede aranan şartların gerçekleşmediği, yaklaşık ispatın sağlanamadığı, ilk derce mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddi kararı ara kararı tarihi itibariyle kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. UYAP ortamında bulunan dava dilekçesinin ekindeki ödeme emri, arabuluculuk tutanağı, kat ihtarı ve itiraz dilekçesi ile cevap dilekçesinde ileri sürülen kefalettek imzaların sıhhatine ilişkin itiraz, temerrüt ve mahsup gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, alacağın varlığını yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlandığından söz edilemez. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında toplanacak delil durumuna göre talep edilmesi ve şartların oluşması halinde her zaman ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olduğu da nazara alındığında bu aşamada dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgeler yaklaşık ispat için yeterli kabul edilecek nitelikte olmayıp ilk derece mahkemesince verilen ara kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Buna göre davacı vekilinin aksi yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin ara karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.11.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.